Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; boşanma davasının hukuki sebebi, taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbir kararı, kusur belirlemesi, nafakalar ile tazminatlar yönünden, davalı kadın tarafından ise; tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasıdır....

    Davacının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesinde düzenlenen fiili ayrılık sebebiyle boşanma isteğine ilişkin olup delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, davacının usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslahı olmadığı halde duruşmada "davamı şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayandırıyorum" şeklindeki sözleri sebebiyle, davanın Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.10.2018...

      E.2011/49 sayılı boşanma davasında verilen ilk kararda "eşine fiziksel şiddet uygulayan davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu" gerekçesi yer almakta olup bu dava sebebiyle kadına kusur yüklenmesi mümkün değildir. Davalının boşanma davasını şartlı olarak kabul etmesi ya da fiili ayrılık da tek başına boşanmayı gerektirmez. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Davalı kadının, harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış, ziynet eşyası alacağı davası olmadığı halde, kesin hüküm oluşturacak şekilde "kadının ziynet eşyası alacağı talebinin reddine" karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, daha önce açmış olduğu boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle boşanma talep etmiştir. Davacı tarafından 15/04/2005 tarihinde davalı aleyhine bir boşanma davası açıldığı, bu davanın reddedilerek 05/01/2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı delil olarak bu dosyaya dayanmıştır. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve rededilmiş bir davanın varlığı, ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmesi ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulmamış olması "birliğin temelinden sarsılmış sayılmasına" yasal karine teşkil eder (TMK m.166/son)....

          Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin kusursuz olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece, davalı kadının “boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği, düzenli gelirinin bulunduğu, halen kayın pederine ait evde oturduğu, kira geliri aldığı dikkate alındığında TMK m. l75'deki şartlar oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

            gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, kusur durumunun tespit edilemediği belirtilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından tarafların daha önce karşılıklı açtıkları boşanma davalarının red ile sonuçlandığı anlaşılmakla, her iki tarafın da boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp, fiili ayrılığa neden olduğu anlaşılmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır....

                Dava ve karşı dava; fiili ayrılık (TMK 166/4) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı erkek ve davalı-karşı davacı kadının kabul edilen TMK'nın 166/4. maddesine dayalı boşanma davalarına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. (TMK md. 166/4) Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkek tarafından Sincan 1. Aile Mahkemesinin 2010/536 esas sayılı dava dosyasında HUMK'un 193/son maddesi uyarınca boşanma davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, yine erkek tarafından Ankara Batı 2....

                Davacı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra temyize konu davayı açmış ve davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TMK.md.178) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca talep edilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Davacının, boşanma davasında dayanmadığı yeni vakıalara dayanması, bunlara ilişkin delil göstermesi, bu delillerin toplanması ve boşanma sebebi olarak boşanma kararında kabul edilmeyen, davalının kusurlu davranışlarına dayanarak boşanmadan sonra nafaka ve tazminata hükmedilmesi mümkün değildir....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu