Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-karşı davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık hukuki sebebiyle açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenmiş olan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle karşı boşanma davası açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, taraflarca açılan her iki boşanma davası ... Aile Mahkemesinin 2011/237 esas, 2012/89 karar ve 09/02/2012 tarihli ve 07/05/2012 tarihinde kesinleşen ... tarafından ... aleyhine açılan boşanma davasının reddinden sonra tarafların evlenmek amacı ile bir araya gelmedikleri ve 16/09/2015 tarihinde boşanma davası açılmış olması nedeni ile TMK'nun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenmiş olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılmış boşanma davasıdır....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK.m. 174/2). Somut olayda, davacı-karşı davalı erkek TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise; karşı davasında, TMK’nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma talep etmiştir. Mahkemece, her iki boşanma davaları kabul edilmiş ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusura ilişkin gerekçesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı aşkın sürenin geçmiş olması ve ortak hayatın yeniden kurulamamış olması sebebiyle (TMK.m.166/son) tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davalıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığına, davalının manevi tazminat isteğinin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olayın bulunmaması sebebiyle, yoksulluk nafakası talebinin de "sürekli ve düzenli gelirinin bulunması" sebebiyle...

        Erkeğin açtığı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmaktadır. Mahkemece de, erkeğin boşanma davası bu sebeple kabul edilmiştir. Erkek tarafından açılan ilk boşanma davasının davalı kadına atfı kabil kusur ispatlanamadığından 05.05.2011 tarihinde reddedildiği ve 17.06.2011 tarihinde kesinleştiği, üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Erkeğin reddedilen boşanma davasından önceki olaylar sebebiyle artık kadına kusur yüklenemez. Davalı kadına fiili ayrılık süresi içerisinde atfedilebilecek yeni bir kusur da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının bir kusuru bulunmamaktadır. Reddedilen ilk boşanma davasını açarak geçimsizlik yaratan ve eşine şiddet uygulayan davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurludur....

          Boşanmaya sebep olan olaylarda dini nikah sırasında eşinin maddi gücünü aşacak şekilde mehir isteyen ve bu isteğinin yerine getirilmesi için akrabaları ile birlikte eşine ve ailesine baskı yapan, bu isteğinin yerine getirilmemesi üzerine eşini terkederek fiili ayrılığa sebep olan davacı-davalı kadın tamamen kusurludur. Bu itibarla, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasının reddi ile davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygundur. Kadının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davasında verilen ret kararı açıklanan sebeple doğru görüldüğüne göre, erkeğin boşanma davasının tefrik edilmesine ve boşanma davasının nispi butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davanın sonucunu beklemesine de usul ekonomisi gereğince bir gereklilik bulunmamaktadır....

            Feragat sebebiyle ret kararına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma hükmünü elde eden, başka bir ifade ile üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulmasından kaçınan koca fiili ayrılığa dayanan boşanmada kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları davalı lehine gerçekleşmiştir. Öyleyse, davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat taktir edilmelidir. Hüküm maddi tazminat yönünden bozulmalıdır. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama düşüncesine maddi tazminat yönünden katılmıyorum....

              Açıklanan sebeple reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davalı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu halde hatalı kusur belirlemesi sebebiyle lehine maddi tazminat (TMK m.174/1) takdiri bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcı davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2018 (Per.)...

                Oysa, fiili ayrılığı başlatan reddedilen boşanma davasının davacı erkek tarafından açıldığı, davacı erkeğin 29.07.2010 tarihinde davadan feragat etmesi sebebiyle reddedildiği, bundan sonra tarafların bir arada yaşamadığı anlaşılmaktadır. Davacı erkeğin boşanma davasından feragati, sözü edilen davaya kadar ki olaylardan dolayı davalının kusurlu kabul edilmesine mani olur. Feragatin hasıl ettiği kesin hüküm etkisi karşısında, artık önceki olaylardan dolayı davalı kusurlu addedilemez. Mahkemece davalı kadına yüklenen diğer kusurlara davacı erkek dava dilekçesinde dayanmamış olup, dayanılmayan vakıaların hükme esas alınması mümkün değildir (HMK m. 25/1). Bu durumda reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olan davacı erkek boşanmada tam kusurludur. Davalı kadına atfedilebilecek bir kusur gerçekleşmemiştir....

                  Aile Mahkemesi'nin 2007/637 esasında 10/07/2007 tarihinde açtığı boşanma davasından 16/07/2008 tarihli duruşmada feragat ettiği, davalı kadının, bu feragati sebebiyle önceki olayları affetmiş sayılacağı, affedilen olaylara dayalı olarak davacı erkeğe kusur yüklenemeyeceği, tarafların fiilen ayrı yaşamaları dikkate alındığında tek başına ayrı yaşamanın şiddetli geçimsizliğe delalet edecek bir olgu niteliğinde olmadığı, davacı erkeğin ilk davadan sonra birlikte yaşamaktan kaçındığı, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerektiği” belirtilerek davanın kabulüne, davalı kadın lehine tedbir ve ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece, feragat nedeniyle verilen ret kararının kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı 11.12.2015 tarihine kadar üç yıl geçtiği anlaşılmaktadır. Feragat davaya son veren bir taraf usul işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat nedeniyle verilen ret kararının tebliğe çıkartılarak kesinleşme işleminin yaptırılmasına gerek yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu