Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(HMK md.166/3- 4) Dosya incelendiğinde; aleyhinde verilmiş bir hükme karşı kanun yollarına başvurması, ayırt etme gücüne sahip vesayet altındaki kişiyi yükümlülük altına sokucu nitelikte bir işlem olmadığından davacı hükümlünün tek başına istinaf kanun yoluna başvurmasında bir engel olmadığı anlaşılmakla davacı erkeğin vasisi aracılığıyla 14/07/2021 tarihinde eldeki boşanma davası açtığı, davalı kadının ise Kaman Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2020/313 E. sayılı dosyasında 05/11/2020 tarihinde boşanma davası açtığı, davalı kadının cevap dilekçesinde birleştirme kararı verilmesini istediği, dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette bulunduğu görülmekle Mardin Aile Mahkemesinin 2021/435 E. sayılı dosyası ile dava açılış tarihi önce olan Kaman Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2020/313 E. sayılı dosyasının HMK'nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesinde...

Taraflarca karşılıklı açılan ilk boşanma davasında, her iki tarafın davasının 03.05.2010 tarihinde reddedildiği ve onanarak 18.01.2012 tarihinde kesinleştiği, üç yıllık süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kadına kendisine gelen cevapsız aramayı eşine söylemeyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve eşine karşı güvensiz olduğu kusur olarak yüklenilmiş ise de erkek güven sarsıcı davranış eylemine reddedilen boşanma davasından önce dayanmış olup, yine kadının erkeğe güven duymadığına dair tanık beyanları reddedilen boşanma davasından önce gerçekleşen eylemlere ilişkin olduğundan o olaylar sebebiyle artık kadına kusur yüklenemez. O halde mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkek ağır kusurludur....

    Davacı davalı erkeğin davası TMK'nun 166/son maddesine, davalı davacı kadının davası ise TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasıdır. Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Davacı davalı erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına kusur yüklenemez....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; fiili ayrılık sebebiyle (TMK md.166/son) boşanma, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; davacının dava dilekçesinde nikahtan sonra davalının kendisini terk ederek Afganistan'a gittiğini iddia etttiği ve dava dilekçesinde sadece bu vakıaya dayandığı, tanık beyanlarının temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, fiili ayrılığın da boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen boşanma davası yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

    Davacı davalı erkeğin davası, TMK'nun 166/son maddesine, davalı davacı kadının davası ise TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasıdır. Eldeki davada tarafların kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen boşanma davalarında belirlenen kusur durumları yanında fiili ayrılık süresinde gerçekleşen kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir. Davacı davalı erkek tarafından açılan ve fiili ayrılığa esas alınan boşanma davasının reddedilmiş olması, o dava tarihine kadar yaşanan olaylarda davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı konusunda kesin hüküm oluşturur. Sözü edilen davadan sonra taraflar bir araya gelmediklerine ve davalının fiili ayrılık döneminde bir kusuru iddia ve ispat edilmediğine göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına kusur yüklenemez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı kadın tarafından ise; 166/son hukuki sebebine dayanan boşanma davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) ve fiili ayrılık (TMK m. 166/son) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açılmış ve mahkemece fiili ayrılık şartları gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....

      Bozma ilamı doğrultusunda dava dosyası dairemizce yeniden ele alınmış ve incelenmiştir.Retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadın, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurludur. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı davacı erkek yararına TMK 174/1 maddesine göre 30.000 TL maddi tazminata hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      Davacı kocanın ilk ret kararının 12.09.2008 tarihinde kesinleşmiş olduğu, temyize konu Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde düzenlenmiş olan hukuki sebebe bağlı boşanma davasını ise üç yıllık fiili ayrılık süresinden sonra 15.09.2011 tarihinde açılmış olması nedeniyle bu davanın görülmesine engel bir halin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki bu husus temyiz incelemesi sırasında gözden kaçtığından davacı kocanın karar düzeltme isteğinin kabulüyle Dairemizin 16.01.2014 tarih, 2013/25519 esas ve 2014/602 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan gerekçeyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca açılan davanın süresinde bulunması sebebiyle mevcut deliller değerlendirmek suretiyle davanın esası hakkında karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TMK'nun 166/son maddesi gereğince fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. İnceleme HMK.m.355 hükmü gereğince davacı ve davalı istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı olan hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve davacı ve davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 166/son. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıldır her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulmadığının davacı tarafça kanıtlanması zorunludur. Davacı tarafından davalı aleyhine terk sebebiyle açılan boşanma davasının Manisa 2....

        UYAP Entegrasyonu