Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı aleyhine boşanma davası açıldığı anlaşılmış, taraflarca davaların birleştirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; “aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan ve nafaka talebinin boşanma dosyasında değerlendirilmesi daha uygun olacağı gerekçesiyle dosyanın .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/571 Esas sayılı dosyasında görülen taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine” karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 166. maddesinin ikinci fıkrası ayrı yerlerde açılan ve aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesini düzenlemiştir. Buna göre aralarında bağlantı olan davalar ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, boşanma sonrasında açılan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Davacı erkeğin Sandıklı Aile Mahkemesine açtığı 2012/244 Esas 2013/88 Karar sayılı boşanma davasının davalı kadının kusurunun ispatlanamaması sebebi ile reddine karar verildiği, kararın 02/01/2014 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin Sandıklı Aile Mahkemesine açtığı 2017/5 Esas 2017/391 Karar sayılı boşanma dava dosyasının ise fiili ayrılık sebebiyle TMK 166/son maddesi uyarınca kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı kadın lehine süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından nafaka ve tazminata hükmedilmediği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin sadakatsizliği sebebiyle tam kusurlu bulunduğu, yüklenen kusurun tanık anlatımları ve erkeğin nüfus kaydı kapsamında isabetli olduğu görülmüş, davalı kadının kusuru ispatlanamamakla tarafların kusura yönelik istinaf talepleri reddedilmiştir....
Davacı erkeğin reddedilen boşanma davasından önceki olaylar sebebiyle artık kadına kusur yüklenemez. Davalı kadına fiili ayrılık süresi içerisinde atfedilebilecek yeni bir kusur da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının bir kusuru bulunmamaktadır. Reddedilen ilk boşanma davasını açarak geçimsizlik yaratan ve eşini istemeyen, müşterek konutu terk eden davacı erkek, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla; davalı kadın tarafından açılan Karşı Davanın da kabulü gerekmiştir. Maddi ve Manevi Tazminat açısından; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen kadının, erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, TMK'nun 166/son maddesinde düzenlenmiş fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. Yapılan yargılama sonucunda tarafların ve dinlenen tanıkların beyanları, Gaziantep 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan muhakemesi sonucunda tarafların zaman zaman ortak konutta tartıştıkları, bu tartışmalar sırasında davalı kadının eşine yüksek sesle bağırdığı, bu nedenle komşuların da aile içerisinde gerçekleşen tartışmalardan haberdar oldukları, tartışmalar sırasında davalının eşine karşı hakaret içeren sözler söylediği, ayrıca gündelik hayatta davalının aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu bu davranışlar nedeniyle evliliğin çekilmez bir hal aldığı, esasen taraflar arasındaki sözlü tartışmaların kaynağının da davalının aşırı kıskançlığı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğundan bahisle davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne...
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
boşanma davasını açarak boşanma sebebi yarattığından davacının tam kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır....
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflar için tedbir nafakasına hükmolunmasına yer olmadığına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddi ve 12.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) nedenine dayalı boşanma davasına ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; kadın yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma yüzünden kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/2)....
Yapılan yargılama ve toplanan delilerden; davacı erkek tarafından açılan fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının reddine dair kararın 21.09.2010 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, eldeki davanın ise yasada aranan 3 yıllık süre geçtikten sonra 08.05.2015 tarihinde açıldığı, tarafların fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesi koşullarının oluştuğu gözetilerek boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2018 (Pzt.)...