Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Dava, fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile bu kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması gerekli ve yeterlidir. Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında boşanma kararı için kusur araştırılması gerekmez. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davalı erkeğin kusuru ve taraflar arasındaki geçimsizlik ispatlanamadığından bahisle reddedilmiştir....

    Aile Mahkemesinde 2014/789 Esas sayılı dava dosyası ile davacı hakkında boşanma davası açtığını; bu nedenle, iş bu dava dosyasının, İstanbul 16. Aile Mahkemesinin 2014/789 Esas sayılı dava dosyası birleştirilmesini istemiştir. Mahkemece; “aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan ve nafaka talebinin boşanma dosyasında değerlendirilmesi daha uygun olacağı gerekçesiyle dosyanın İstanbul 16.Aile Mahkemesinin 2014/789 Esas sayılı dosyasında görülen taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine” karar verilmiştir. Dava, tedbir nafakası istemine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 166. maddesinin ikinci fıkrası ayrı yerlerde açılan ve aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesini düzenlemiştir. Buna göre aralarında bağlantı olan davalar ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır. Bodrum 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/697 Esas, 2012/634 karar sayılı boşanma davasındaki ret kararının kesinleşme tarihi olan 21/05/2013 tarihinden dava tarihi olan 10/10/2016 tarihine kadar kesintisiz 3 yıl boyunca fiili ayrılık olmadığı gerekçesiyle fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, davalı kadın lehine aylık 300,00- TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Karara ilişkin davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

      Aile Mahkemesi'nin 2013/864 esas sayılı boşanma davasının reddedildiği ve 15.07.2016 tarihinde kesinleştiği, davacı davalı kadın tarafından 12.11.2019 tarihinde açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki boşanma davasına kadar evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı ve 3 yıllık sürenin dolduğu, tarafların fiili ayrılık döneminde de ispat edilen kusurlu bir davranışlarının olmadığı sabittir. Buna göre, retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadın, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği öngörülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, kendisi tarafından daha önce açılan ve retle sonuçlanan boşanma davasına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep etmiştir. Davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının "davalı kadının kusurlu davranışı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde davalı kadının kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/07/2022 NUMARASI : 2022/484 ESAS 2022/605 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının kusurlu davranışları sebebiyle tarafların arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, müşterek çocukla davacı arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2021 NUMARASI : 2019/327 ESAS 2021/579 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Komya 3. Aile Mahkemesinin 2019/988 esas sayılı dosyasında bulunan boşanma davasının müvekkilinin feragat etmesi sebebiyle reddedildiğini ve kararın 23/09/2016 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten bu yana 3 yıl geçtiğini ve tarafların hiçbir şekilde bir araya gelmediklerini ve müşterek hayatın kurulamadığını belirterek TMK 166/4 maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2021 NUMARASI : 2019/327 ESAS 2021/579 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Komya 3. Aile Mahkemesinin 2019/988 esas sayılı dosyasında bulunan boşanma davasının müvekkilinin feragat etmesi sebebiyle reddedildiğini ve kararın 23/09/2016 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten bu yana 3 yıl geçtiğini ve tarafların hiçbir şekilde bir araya gelmediklerini ve müşterek hayatın kurulamadığını belirterek TMK 166/4 maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir....

          GEREKÇE: Dava, fiili ayrılık sebebiyle, karşı dava ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinden davacı-davalı erkeğin 05/10/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliği ölüm ile sona ermiştir. Ancak TMK 181. maddesi uyarınca "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış ölüme bağlı tasarruflarla, kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunu ispatlaması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." hükmüne yer vermiş olup, bu hüküm gereğince ölen eşin mirasçılarının davayı takip etmek istemeleri mümkündür....

          UYAP Entegrasyonu