WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozma ilamı doğrultusunda dava dosyası dairemizce yeniden ele alınmış ve incelenmiştir.Retle sonuçlanan boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet veren kadın, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurludur. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davalı davacı erkek yararına TMK 174/1 maddesine göre 30.000 TL maddi tazminata hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı kadın tarafından ise; 166/son hukuki sebebine dayanan boşanma davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) ve fiili ayrılık (TMK m. 166/son) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açılmış ve mahkemece fiili ayrılık şartları gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TMK'nun 166/son maddesi gereğince fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. İnceleme HMK.m.355 hükmü gereğince davacı ve davalı istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı olan hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve davacı ve davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 166/son. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıldır her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulmadığının davacı tarafça kanıtlanması zorunludur. Davacı tarafından davalı aleyhine terk sebebiyle açılan boşanma davasının Manisa 2....

    BOŞANMABOŞANMA VE AYRILIK DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 168 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 19 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 326 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 421 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.2.2005 gün ve 320-114 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.3.2006 gün ve 3448-3898 sayılı ilamı ile; (..Türk Medeni Kanununun 168. maddesi gereğince; boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Taraflar evlendikten sonra Düzce'ye yerleşmişlerdir. Davacı kadın 15.08.2002 tarihinde Balıkesir'e taşınmış, boşanma davası ise 25.09.2002 tarihinde açılmıştır....

      Davacı kocanın ilk ret kararının 12.09.2008 tarihinde kesinleşmiş olduğu, temyize konu Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde düzenlenmiş olan hukuki sebebe bağlı boşanma davasını ise üç yıllık fiili ayrılık süresinden sonra 15.09.2011 tarihinde açılmış olması nedeniyle bu davanın görülmesine engel bir halin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki bu husus temyiz incelemesi sırasında gözden kaçtığından davacı kocanın karar düzeltme isteğinin kabulüyle Dairemizin 16.01.2014 tarih, 2013/25519 esas ve 2014/602 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan gerekçeyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca açılan davanın süresinde bulunması sebebiyle mevcut deliller değerlendirmek suretiyle davanın esası hakkında karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

        Her ne kadar fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değilse de eşlerin bu kadar uzun süre birlikte yaşamaktan kaçınarak, evllik birliğinin kendilerine yüklediği görevleri (TMK m.185/3) karşılıklı olarak yerine getirmemeleri sebebiyle, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul etmek gerekir. Diğer yandan, aksi kanıtlanmayan bir kısım tanık beyanlarına göre, davalı-davacının, fiili birliktelik sırasında , şiddet içeren söz ve davranışlarda bulunduğu, eşine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği de anlaşılmaktadır. Her iki taraf da boşanmak istemektedir. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında taraflar dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davaların reddi doğru bulunmamıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Muhatap yerine kendisine tebligat yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on beş yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır (.... Kn.md.22, .... Yön. md.32). Muhatabı davacı kadın olan mahkeme kararı ile davalının (...) temyiz dilekçesinin tebligatlarına ilişkin belgede tebligatların “muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle çocuğu görünüşte fiili ehliyetsiz olan Şura’ya (24.03.2000)” yapıldığına dair açıklama bulunduğu anlaşılmaktadır. Tebligatlardaki açıklamaya göre, görünüşte fiilen ehliyetsiz olduğu ve on beş yaşından küçük olduğu anlaşılan muhatabın çocuğuna yapılan tebligatlar hukuken geçersizdir....

            Buna göre; davalı erkek tarafından 08.10.2021 tarihinde İstanbul 10.Aile Mahkemesinde, eldeki dosyanın davacısı kadın tarafından ise 24.01.2022 tarihinde boşanma davası açıldığı anlaşılmakta olup, ayrı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde bağlantı sebebiyle birleştirmenin ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebileceği ve ilk davanın açıldığı mahkemede dosyaların birleştirilebileceğinden ilk derece mahkeme kararı doğru bulunmuştur. Buna göre tarafları ve konusu aynı olan ve aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan dava dosyalarının talep üzerine ilk açılan boşanma davası dosyasında birleştirilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

            Dosya incelendiğinde; tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalı-k.davacı kocanın, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşılandıkları, tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olayacağından kadının ve kocanın boşanma davalarının reddi usul ve yasaya uygun olup, davacı-k.davalı kadının asıl boşanma davasının; davalı-k.davacı kocanın karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu