Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

Her ne kadar fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değilse de eşlerin bu kadar uzun süre birlikte yaşamaktan kaçınarak, evllik birliğinin kendilerine yüklediği görevleri (TMK m.185/3) karşılıklı olarak yerine getirmemeleri sebebiyle, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul etmek gerekir. Diğer yandan, aksi kanıtlanmayan bir kısım tanık beyanlarına göre, davalı-davacının, fiili birliktelik sırasında , şiddet içeren söz ve davranışlarda bulunduğu, eşine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği de anlaşılmaktadır. Her iki taraf da boşanmak istemektedir. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında taraflar dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davaların reddi doğru bulunmamıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Muhatap yerine kendisine tebligat yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on beş yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır (.... Kn.md.22, .... Yön. md.32). Muhatabı davacı kadın olan mahkeme kararı ile davalının (...) temyiz dilekçesinin tebligatlarına ilişkin belgede tebligatların “muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle çocuğu görünüşte fiili ehliyetsiz olan Şura’ya (24.03.2000)” yapıldığına dair açıklama bulunduğu anlaşılmaktadır. Tebligatlardaki açıklamaya göre, görünüşte fiilen ehliyetsiz olduğu ve on beş yaşından küçük olduğu anlaşılan muhatabın çocuğuna yapılan tebligatlar hukuken geçersizdir....

      Buna göre; davalı erkek tarafından 08.10.2021 tarihinde İstanbul 10.Aile Mahkemesinde, eldeki dosyanın davacısı kadın tarafından ise 24.01.2022 tarihinde boşanma davası açıldığı anlaşılmakta olup, ayrı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde bağlantı sebebiyle birleştirmenin ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebileceği ve ilk davanın açıldığı mahkemede dosyaların birleştirilebileceğinden ilk derece mahkeme kararı doğru bulunmuştur. Buna göre tarafları ve konusu aynı olan ve aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan dava dosyalarının talep üzerine ilk açılan boşanma davası dosyasında birleştirilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      BOŞANMABOŞANMA VE AYRILIK DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 168 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 19 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 326 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 421 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.2.2005 gün ve 320-114 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.3.2006 gün ve 3448-3898 sayılı ilamı ile; (..Türk Medeni Kanununun 168. maddesi gereğince; boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Taraflar evlendikten sonra Düzce'ye yerleşmişlerdir. Davacı kadın 15.08.2002 tarihinde Balıkesir'e taşınmış, boşanma davası ise 25.09.2002 tarihinde açılmıştır....

        Dosya incelendiğinde; tanık beyanları ve dosya kapsamından, davalı-k.davacı kocanın, kadının başka bir erkek ile yazışmalarını gördükten sonra kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının baba evine gitmesi üzerine aynı gün kadını ortak konuta getirerek bir süre daha birarada yaşamaya devam ettikleri, bu itibarla tarafların birlikte yaşamaya devam ederek karşılıklı kusurlarını affettikleri, affetmeseler bile hoşgörü ile karşılandıkları, tarafların halihazırda fiilen ayrı yaşamalarının da tek başına boşanma sebebi olamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı gibi fiili ayrılık da tek başına boşanma nedeni olayacağından kadının ve kocanın boşanma davalarının reddi usul ve yasaya uygun olup, davacı-k.davalı kadının asıl boşanma davasının; davalı-k.davacı kocanın karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı aleyhine boşanma davası açıldığı anlaşılmış, taraflarca davaların birleştirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; “aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan ve nafaka talebinin boşanma dosyasında değerlendirilmesi daha uygun olacağı gerekçesiyle dosyanın .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/571 Esas sayılı dosyasında görülen taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine” karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 166. maddesinin ikinci fıkrası ayrı yerlerde açılan ve aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesini düzenlemiştir. Buna göre aralarında bağlantı olan davalar ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, boşanma sonrasında açılan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Davacı erkeğin Sandıklı Aile Mahkemesine açtığı 2012/244 Esas 2013/88 Karar sayılı boşanma davasının davalı kadının kusurunun ispatlanamaması sebebi ile reddine karar verildiği, kararın 02/01/2014 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin Sandıklı Aile Mahkemesine açtığı 2017/5 Esas 2017/391 Karar sayılı boşanma dava dosyasının ise fiili ayrılık sebebiyle TMK 166/son maddesi uyarınca kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı kadın lehine süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığından nafaka ve tazminata hükmedilmediği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğin sadakatsizliği sebebiyle tam kusurlu bulunduğu, yüklenen kusurun tanık anlatımları ve erkeğin nüfus kaydı kapsamında isabetli olduğu görülmüş, davalı kadının kusuru ispatlanamamakla tarafların kusura yönelik istinaf talepleri reddedilmiştir....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, TMK'nun 166/son maddesinde düzenlenmiş fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. Yapılan yargılama sonucunda tarafların ve dinlenen tanıkların beyanları, Gaziantep 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan muhakemesi sonucunda tarafların zaman zaman ortak konutta tartıştıkları, bu tartışmalar sırasında davalı kadının eşine yüksek sesle bağırdığı, bu nedenle komşuların da aile içerisinde gerçekleşen tartışmalardan haberdar oldukları, tartışmalar sırasında davalının eşine karşı hakaret içeren sözler söylediği, ayrıca gündelik hayatta davalının aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu bu davranışlar nedeniyle evliliğin çekilmez bir hal aldığı, esasen taraflar arasındaki sözlü tartışmaların kaynağının da davalının aşırı kıskançlığı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğundan bahisle davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne...

              UYAP Entegrasyonu