Taraflar her ne kadar eşit kusurlu kabul edilmişse de mahkemece kabul edilen ve davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen “eşinin gelen misafirlerine karşı eşini rencide edecek ve zor duruma düşürecek tutum ve davranışlar sergilediği” vakıasının tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere evliliğin ilk dönemlerinde ve ilk boşanma davası açılmadan önce meydana gelen olaylar olduğu bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında reddedilen ilk davayı açmakla fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma nedeni yaratan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurludur. Davalı-karşı davacı kadın boşanmakla en azından eşinin maddi desteğini yitirmiştir....
sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne "gerekçesi ile; "ASIL DAVADA; tarafların TMK 166/4 maddesi gereğince fiili ayrılık nedeniyle BOŞANMALARINA, BİRLEŞEN DAVADA; tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Samsun 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayanılarak açılmıştır. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; tarafların dava açıldıktan sonra birlikte yaşadıkları, daha önceki olayların affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş ve 16.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Oysa, fiili ayrılığı başlatan reddedilen boşanma davasının davacı erkek tarafından açıldığı, davacı erkeğin 29.07.2010 tarihinde davadan feragat etmesi sebebiyle reddedildiği, bundan sonra tarafların bir arada yaşamadığı anlaşılmaktadır. Davacı erkeğin boşanma davasından feragati, sözü edilen davaya kadar ki olaylardan dolayı davalının kusurlu kabul edilmesine mani olur. Feragatin hasıl ettiği kesin hüküm etkisi karşısında, artık önceki olaylardan dolayı davalı kusurlu addedilemez. Mahkemece davalı kadına yüklenen diğer kusurlara davacı erkek dava dilekçesinde dayanmamış olup, dayanılmayan vakıaların hükme esas alınması mümkün değildir (HMK m. 25/1). Bu durumda reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebep olan davacı erkek boşanmada tam kusurludur. Davalı kadına atfedilebilecek bir kusur gerçekleşmemiştir....
İncelemeye konu dosyada; davalı erkek tarafından davacı kadın aleyhine Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2020/86 Esas sayılı dosyasında 21/07/2020 tarihinde boşanma davası açıldığının anlaşılması üzerine, mahkemece, daha sonra 24/08/2020 tarihinde davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğin HMK'nun 166/2 maddesi uyarınca boşanma davasının daha önce kendisi tarafından Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davası ile birleştirme kararı verilmesi talebi uyarınca mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesine karar verildiği, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunup, mahkemece usulüne uygun yapılan birleştirme talebi uyarınca eldeki davanın ilk dava olan Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde derdest bulunan erkeğin açtığı boşanma davası ile birleşitrilmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali, delil(tanık) listesi sunmak için süre verilmemesi, aleyhe vekalet ücreti ve yargılama gideri ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik olarak ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu yönlerden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali, delil(tanık) listesi sunmak için süre verilmemesi, aleyhe vekalet ücreti ve yargılama gideri ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik olarak ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu yönlerden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dava dışı kadınla birlikte yaşadığını, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmasında kötü niyet olduğunu iddia ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların fiili olarak ayrı oldukları, ayrılığı sebep dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarında her ne kadar tarafların fiili olarak ayrı yaşadıkları Dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarında her ne kadar tarafların fiili olarak ayrı yaşadıkları beyan edilmiş ise de bu ayrılığa davacı tarafın ortak yaşamdan ayrılarak meydana geldiği gerekçesi ile; davanın reddine, davalı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: ''Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Tarafların 1981 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek bir çocuklarının bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın boşanma istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Yukarıda yer verilen uyuşmazlık konuları üzerinden mahkememizce yürütülen tahkikat sonucunda; davacı tanıklarının beyanlarından tarafların yaklaşık 20- 25 yıldır ayrı yaşadıkları anlaşılmış ise de ayrılığa davalının sebep olduğu, davalının haklı bir sebep olmaksızın evden ayrıldığı ve evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği hususları ispatlanamamış olduğundan ve fiili ayrılık tek başına boşanma nedeni oluşturmadığından davanın reddi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.'' şeklindeki gerekçeyle; "Davanın REDDİNE, " karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....