Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadına boşandıktan kısa bir süre sonra 2003 yılında ölen babasından yetim aylığı bağlanmış ve denetim raporu ile kesilmiş, kurumca fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile ödenen aylıklar için borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede mevzuat hükümleri kanun uygulanmalıdır. Anılan mevzuat hükümlerinde ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....

    Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı-davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı-davalı erkeğin sadakatsiz davranması sonucu tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Gerek ilk davada gerekse temyize konu bu davada toplanan delillerle, davalı-davacı kadına kusur yüklenmemiştir. Boşanma davasının fer’i niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri için ayrı bir dava açılmasına gerek olmayıp, davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde bu taleplerini ileri sürdüğüne göre, davalı-davacı kadın yararına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fıilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4. TBK m. 50,51.52,58) dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/12/2019 NUMARASI : 2018/588 ESAS 2019/750 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      Mahkemece; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının reddedildiği ve kararın 28/02/2015 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar 3 yılı aşkın süre içerisinde tarafların aile birliğini devam ettirmek amacı ile bir araya gelmediklerinin tanık beyanları ve kadın tarafından açılan nafaka davası ile sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların TMK.nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı erkek tarafından şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açılmış ve dava; ispat edilemediğinden reddedilmiş, karar 28/02/2015 tarihinde kesinleşmiştir....

      Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babadan bağlanan yetim aylığı yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 2008-2016 yılları için 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....

        Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babadan bağlanan yetim aylığı yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 2008-2016 yılları için 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....

          Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babadan bağlanan yetim aylığı yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 2008-2016 yılları için 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılığın başlı başına boşanma nedeni olmadığının ve terk hukuki nedenine dayalı bir boşanma davası da bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı-davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın tarafından açılan ve boşanma davası ile birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayanan tedbir nafakası isteğine ilişkindir. Tedbir nafakasının gelecek yıllarda ne miktar arttırılacağına ilişkin Türk Medeni Kanununun 197. maddesinde bir hüküm bulunmamaktadır....

              Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken, aylık bağlanma şartı olmayan ve kurumca kesme nedeni olarak araştırılması gereken fiili birlikteliğin, mahkemece araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği şeklindeki bozma gerekçesine katılınmamıştır....

                Tarafların ikinci boşanma davası sırasında bir araya geldiklerinden davacının fiili ayrılığa dayalı boşanma davasının reddi gerektiği, yine her ne kadar yerel mahkeme davacının 166/1 dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tanığı olarak dinlenen ve davalının da kardeşi olan Davut Okay'ın beyanın yetersiz olduğu, olayın ne zaman olduğunun belli olmadığı, tarafların ikinci boşanma davası sırasında bir araya geldikleri, davacının önceki boşanma davasında kadını sadakatsizlikle itham ettiği anlaşıldığından bu tanık beyanı dikkate alınarak kadının bir başkası ile yaşadığı kabul edilemez. Davacının fiili ayrılığa dayalı davasının şartları oluşmadığından, 166/1 dayalı davasının ise ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur....

                UYAP Entegrasyonu