Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda reddedilen ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın ile, fiili ayrılık döneminde eşiyle birlikte yaşamaktan kaçınan davalı erkeğin eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru...

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. Buna karşın davalı kadın da süresinde sunduğu 12/05/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde sadece fiili ayrılık vakıasına dayanmış, tanık deliline ise dayanmamıştır. Fiili ayrılık vakıası tek başına boşanma nedeni sayılamayacağı gibi, davalı kadının duruşmada dinlenen tanığının beyanları esas alınarak davacı erkeğe kusur yüklenmesi de mümkün değildir....

      Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma nedeni yaratan, fiili ayrılık döneminde zina yapan davacı davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından davalı davacı kadının vakıaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine, tarafların birbirlerinin davalarının kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davalı davacı kadının terke dayalı boşanma davasının koşulları dava dosyasında gerçekleşmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin 3 nolu bendinin kaldırılmasına, davalı davacı kadının TMK 164 maddesi nedeniyle boşanma kararı verilmesi ve bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      Eldeki dava TMK'nun m.166/son maddesi uyarınca açılan boşanma davasıdır.Toplanan delillerden, davacı tarafından açılan boşanma davasının kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği anlaşılmakla davacının ilk boşanma davası açarak boşanma sebebi yaratıp fiili ayrılığa sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.Bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının da ispatlanamadığı anlaşılmıştır....

      Aile Mahkemesi'nin 2014/421 Esas, 2014/1004 Karar sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığını, davanın reddi kararının 20/02/2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 5 yıldır bir araya gelmediklerini, evliliğin yeniden tesis edilmediğini, fiili ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Aile Mahkemesi'nin 2014/421 Esas, 2014/1004 Karar sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığını, davanın reddi kararının 20/02/2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 5 yıldır bir araya gelmediklerini, evliliğin yeniden tesis edilmediğini, fiili ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      bir süre geçmiş olmasına rağmen bir daha asla bir araya gelmediklerini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesinde davalının tam kusurlu hal ve davranışlarının etkili olduğunu belirterek, red ile sonuçlanan boşanma davasının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen tarafların bir araya gelmemeleri ve ortak hayatın bir daha kurulamaması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni değildir, terk hukuki sebebine dayalı bir davada bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Turk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise. sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Fiili ayrılık ise başlı başına boşanma sebebi değildir....

          Fiili ayrılığa sebep olan 20.05.2017 tarihli son olayda taraflar arasında çıkan tartışma esnasında erkeğin kadına el kaldırdığı davacı-karşı davalı kadın tarafından iddia edilmiş ancak bu husus da dosyadaki delilerle ispat edilememiştir. Yaşanan son tartışma sonucu davalı kadının evi terk ettiği kendisinin kabulünde ise de; fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği gibi ortada davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan terk (TMK. md. 164) hukuksal nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun varlığı dosya kapsamından ispatlanamamıştır....

            UYAP Entegrasyonu