Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı kadının, kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; “Davacının ayrı yaşama döneminde kalp ameliyatı olduğu, ameliyat sırasında davalı eşin bulunmaması nedeniyle kusurlu olduğu anlaşılmış ise de tarafların ayrı yaşadığı dönemde davacı erkeğin ikinci bir evlilik yaptığı ve bu hali ile evlilik birliğinin bozulmasında davacının davalıdan daha fazla kusurlu olduğu, TMK 166/2 madde gereğince kusuru daha az olan tarafın açılan boşanma davasına itiraz edebileceği...” gerekçesi ile davanın ispatlanamaması nedeni ile...

    Ve 06.10.2008 tarihli kararı ile açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 15.02.2012 tarihinde kesinleştiği, dosyadan toplanan deliller ve tanık beyanları uyarınca tarafların bir daha hiçbir araya gelmedikleri 12 yıldır ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesinin tarafların davacı tarafından açılan ve ret olunun boşanma davasının kesinleşmesinden sonraya bir daha hiçbir araya gelmemeleri nedeni ile fiili ayrılığa dayalı davanın kabulüne ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf isteminin esastan reddi gerektiği, 2- Davalının maddi-manevi tazminata ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; Mahkeme tarafından davalı kadın yararına, 25.000,00’er TL maddi ve manevi tazminata tazminata hükmedilmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - birleşen dosya davacısı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada eşit kusurlu, birleşen davada tam kusurlu bulunması, reddedilen boşanma davası, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri,aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık nedeni ile boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

    Davacı vekili 16/03/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını, 2015'de açılan davadan bu yana da hiç bir araya gelmediklerini, TMK'nın 166/4. maddesince tarafların boşanma davasının kesinleştiği tarih olan 07.09.2016'dan bu yana ayrı yerde ikamet ettiklerini, sadece kağıt üzerinde devam eden evlilikte ortak hayatın yaklaşık olarak 7 yıldır kurulamadığını, fiili ayrılık dönemine kadının evi terk etmesinin sebep olduğunu belirterek, davanın ıslahının kabulü ile fiili ayrılık nedeni ile tarafların boşanmalarına, halen ödenmekte olan tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı asil ıslah dilekçesine olan cevabında; davacının boşanma davasının reddine, boşanma kararı verilmesi halinde 200.000 TL manevi, 200.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan tahsiline, dava tarihinden geçerli olmak üzere 2.500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....

    nun 174/1 maddesi uyarınca boşanma nedeni ile talep edilen maddi tazminat talebinin, tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olmaları nedeni ile talebin yasal şartları oluşmadığından reddine, davacı-davalı kadın tarafından, TMK.'...

    TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." Dosyanın incelenmesinde, toplanan delillerden; kadının dilekçelerin teatisi aşamasında sadece kocanın kendisini bırakarak gittiği vakıasına dayandığı, dinlenen davacı tanık beyanlarında geçen bir kısım beyanların dayanılmayan vakıalar olduğu için hükme esas alınamayacağı, fiili ayrılığın tek başına boşanma nedeni olamayacağı, bu durumda davalı kocaya atfı kabil kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı, ilk derece mahkemesince verilen ret kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava münhasıran Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedenine dayanarak açılmıştır. ...ile sonuçlanan ...1.Aile Mahkemesinin 2003/907 esas, 2005/13 karar sayılı dosyasında ret kararı 8.7.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası 27.5.2008 tarihinde açılmış olduğuna göre üç yıllık süre geçme koşulu gerçekleşmemiştir....

      davası açılmadan önce meydana gelen olaylar olduğu bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında reddedilen ilk davayı açmakla fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma nedeni yaratan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış kadın yararına maddi tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur....

        ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla, 12/09/2022 gününde karar verildi. (M) KARŞI OY GEREKÇESİ Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 2000 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra 2004 yılında ölen babadan bağlanan yetim aylığı 2017 yılında eşi ile yeniden evlenmesi üzerine yapılan denetim sonrası 2008-2017 yılları fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır....

          Davalı cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davacının sebepsiz yere evi terki ile fiilen sona erdiğini,davacının daha önce açtığı Aliağa daki boşanma davasının red edildiğini, bu süreçten sonra davalının bu kez İzmir 16 Aile Mahkemesinde kendisinin onayını almaksızın anlaşmalı boşanma davası açtığını çekişmeli hale gelen bu davanın da red ile sonuçlandığını bu dosyanın halen temyizde olduğunu ve kesinleşmediği için yeni dava açılmasının usulen mümkün olmadığını,dosyanın sonuçlanmasının beklenilmesi gerektiğini, arada ikinci bir davanın açılmasının 3 yıllık fiili süreyi kestiğini, fiili ayrılık döneminde ancak çocuğu ile okulda görüşebildiğini, kusurun davacıda olduğunu belirterek öncelikle davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte olur ise müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilerek, 15.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu