DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayanılarak boşanma talep edilmiş ise de ret ile sonuçlanan ... 1. Aile Mahkemesinin 2011/718 esas, 2011/1242 karar sayılı dosyada erkeğin davası 03.06.2011 tarihinde reddedilmiş, ret kararı 24.03.2015 tarihinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. İşbu dava ise ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıllık süre geçmeden 21.11.2014 tarihinde açılmıştır....
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
Dava, TMK 166/4 maddesi düzenlenen eylemli ayrılık sebebi ile boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanma davası açmış, mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi şartlarının gerçekleştiği, kesinleşen önceki mahkeme ilamı ile boşanma davası reddedilen davacının fiili ayrılığın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu, fiili ayrılık süresince de davacı tarafından davalıya yüklenebilecek bir kusurun varlığı ispat edilemediği gerekçesiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı kadın tarafından ise; 166/son hukuki sebebine dayanan boşanma davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) ve fiili ayrılık (TMK m. 166/son) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açılmış ve mahkemece fiili ayrılık şartları gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Öyleyse kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açtığı karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmamış ise de, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde düzenlenen fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açtıkları boşanma hükmü taraflarca temyiz edilmeyip kesinleşmekle, kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açtığı karşı boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu nedenlerle mahkemece konusuz kalan davalı-davacı kadının boşanma davası hakkında açıklanan çerçevede bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olduğuna göre; davalı-davacı kadının maddi tazminat (TMK m.174/1) talebinin reddi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "1- Davacının davasının KABULÜ ile tarafların TMK 166/4 maddesine uyarınca BOŞANMALARINA, 2- Davalının maddi tazminat talebinin reddine, 3- Davalının manevi tazminat talebinin reddine, 4- Davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış fiili ayrılık nedenine dayalı olarak TMK.nun 166/4 maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan davacı erkek vekili Av.Onur Şahin'e ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, fiili ayrılık nedeni ile boşanma koşullarının oluştuğu, davacı karşı davalı erkeğin aynı iş yerinde çalışan başka bir kadınla ilişkisinin olduğunun sabit olduğu, eşinin bakım ve ihtiyaçları ile ilgilenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin kusurlu olduğu, erkeğin davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşullarının oluştuğu gerekçeleri ile davacı karşı davalı erkeğin fiili ayrılığa ilişkin boşanma davası ile davalı karşı davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca boşanmalarına, kadının herhangi bir işi olmaması ve boşanma ile yoksulluğa düşecek olması nedeni ile davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile aylık 700,00...
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, her ne kadar bölge adliye mahkemesince; tarafların ayrı yaşamaya başladıktan sonra davacı tarafın tarafları barıştırmak üzere araya giren aracıya "Sen nasıl istersen öyle olsun" dediği de değerlendirilerek davacı tarafın önceki olayları affetmiş en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, fiili ayrılık vakasının tek başına boşanma nedeni sayılamayacağı gerekçesiyle davalı kadına kusur yüklenemeyeceğine ve davanın reddine karar verilmişse de, erkeğin bu yöndeki beyanına dayalı olarak, kadına dair kusurların affedildiği yahut en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü doğru olmamış, davalı kadının birlikte yaşamaktan kaçınmak amacıyla evi terketmek suretiyle tam kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan sebeple davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....