WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketin fesih ve tasifyesine mahkememizce karar verilmiştir. Ancak azil kararının da özellikle mahkememizce verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme yoktur. Nitekim ve aksine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/1772 Esas-2019/1536 Karar sayılı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/710 Esas-2017/1359 Karar sayılı emsal kararlarında da görüleceği üzere fesih ve tasfiye kararını veren mahkemeler ile tasfiye memurunun azline karar veren mahkemeler aynı ticaret mahkemeleri değildir. Bu kararlar, tasfiye memurunun azli davasının mutlaka (zorunlu) ve özel olarak mahkememizde görülmesi gerekmediğini ortaya koyan nitelikte kararlardır. Aksi düşünce; tasfiye işlemleri ile ilgili ya da tasfiye memurunun taraf olduğu tüm ticari davaların mahkememizde görülmesi gerektiği sonucunu doğurur. Bu nitelikteki davalar, mahkememizce karara bağlanan fesih ve tasfiye davasının devamı olarak nitelendirilemez. Mahkememiz kararla birlikte davadan el çekmiştir....

    Şirketin fesih ve tasifyesine mahkememizce karar verilmiştir. Ancak azil kararının da özellikle mahkememizce verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme yoktur. Nitekim ve aksine; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/1772 Esas-2019/1536 Karar sayılı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/710 Esas-2017/1359 Karar sayılı emsal kararlarında da görüleceği üzere fesih ve tasfiye kararını veren mahkemeler ile tasfiye memurunun azline karar veren mahkemeler aynı ticaret mahkemeleri değildir. Bu kararlar, tasfiye memurunun azli davasının mutlaka (zorunlu) ve özel olarak mahkememizde görülmesi gerekmediğini ortaya koyan nitelikte kararlardır. Aksi düşünce; tasfiye işlemleri ile ilgili ya da tasfiye memurunun taraf olduğu tüm ticari davaların mahkememizde görülmesi gerektiği sonucunu doğurur. Bu nitelikteki davalar, mahkememizce karara bağlanan fesih ve tasfiye davasının devamı olarak nitelendirilemez. Mahkememiz kararla birlikte davadan el çekmiştir....

      Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2009/689 Esas, 2013/735 Karar sayılı ilam ile tarafların mutabakatı itibariyle birleşen davaya konu iş ortaklığı (2)'nin fesih ve tasfiyesi gerektiği; Asıl davaya konu iş ortaklığı(1)'in kurulmasına esas amacın gerçekleştiği, asıl dava ile ilgili adi ortaklığın konusu işin bitirildiği anlaşıldığından asıl dava ile ilgili iş ortaklığı (1)'in de fesih ve tasfiyesi gerektiği gerekçesiyle “Asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne; ...-... İş Ortaklığı(1)'in fesih ve tasfiyesine, 140.214,06 TL tasfiye payı alacağının davalı ... A.Ş.nden tahsili ile davacı ...'ya ödenmesine, ...-... İş Ortaklığı (2)'nin fesih ve tasfiyesi ile 135.683,67 TL tasfiye payı alacağının ...'dan alınarak ... A.Ş.ne ödenmesine" karar verilmiştir. Mahkememizce verilen karar, ... sayılı ilamıyla “......

        İHRACAT LİMİTED ŞİRKETİ'NİN TTK'nın 353 maddesi gereğince FESHİNE VE TASFİYESİNE, 2-Şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere YMM ....’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, 3-Tasfiye memuru için şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre arttırılıp eksiltilmek üzere 5.000 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafından karşılanmasına, 4-Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine, 5-Tasfiye masrafları olarak belirlenen 3.000 TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafından karşılanmasına, 6-Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine, 7-Kararın kesinleşmesinden sonra, Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına, 8-Alınması gereken 427,60-TL'nin davacı tarafça...

          Maddeleri uyarınca haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, şirketin tasfiyesinin kapsamlı olmayacak olması ve tasfiye memuruna ödenecek ücretin davacı tarafından karşılanacak olması nazara alınarak, talep uyarınca davacının tasfiye memuru olarak atanmasına ve tasfiye memuru olarak ödenecek ücretlerin ortaklar kurulunca kararlaştırılmasına, davacının yapacağı masrafın tasfiye sonucunda şirketten karşılanmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-Davacının davasının kabulüne ... ticaret sicil müdürlüğünün ... ticaret sicil numarasına kayıtlı ... SANAYİ VE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.'nin feshine, 2-Şirketin tasfiye işlemlerinde görevli ve yetkili olarak davacı olan ... TC kimlik nolu ...'...

            in 29/09/2021 tarihinde vefat ettiğini, yeni bir tasfiye memuru atanmadığını, şirketin 30/06/2018 tarihinde resen terk ettirildiğini, şirketin vergi borcunun bulunduğunu, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle organsız kaldığını, vergi alacağının tahsili için gerekli işlemlerin yürütülebilmesi için tasfiye memuru atanmasının gerekli olduğunu ileri sürerek şirketin organ eksikliğinin giderilmemesi halinde feshi ile tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 23/12/2022 tarihli duruşmada birincil taleplerinin vefat eden tasfiye memurunun yerine yeni tasfiye memuru atanması, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde TTK 636 maddesi uyarınca şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi olduğunu beyan etmiştir. Davalı şirket adına davaya cevap verilmemiştir. Davacı tarafça sunulan deliller, tasfiye memuru atanması istenen şirketin sicil kayıtları incelenmiş vergi dairesinin cevabi yazısı değerlendirilmiştir....

              HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Açılan DAVANIN KABULÜ İLE; TTK'nun 531.maddesi uyarınca---------- FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Tasfiye memuru olarak resen mali müşavir -------- atanmasına, 3-Kararın kesinleşmesinden sonra bir defaya mahsus---- olarak tasfiye memuru ücreti ile ---- tasfiye masraf avansının davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılması halinde tasfiye memuruna görevinin tevdiine, 4-Tasfiye memuru ücretinin ve yatırılacak masraf avanslarının tasfiye memuru tarafından ileride tasfiye giderlerine eklenmesine, 5-Alınması gereken 80,70 TL karar harcına kaşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan; 2.500,00 TL bilirkişi gideri, 233,80 TL posta gideri ve 127,10 TL harç gideri olmak üzere toplam 2.860,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı yararına A.A.Ü.T. uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak...

                nun 30.12.2012 tarihinde vefatından sonra ortak sayısının bire düştüğünü, mirasın mirasçılar tarafından reddedilmiş olduğunu, tereke memuru tarafından şirketin feshi için dava açıldığını, bu dava neticesinde şirketin feshine karar verildiğini, tasfiyeyi sağlamak için kendisinin tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiye işlemleri için Sicil Müdürlüğü'ne gittiğinde şirketin resen terkin edildiğini öğrendiğini, şirketin mal varlığının satışının yapılarak kısmen ya da tamamen kamu alacağının ödenmesi için tasfiye amaçlı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/103 esas, 2015/608 karar sayılı ilamı ile fesih ve tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak ...'nun atandığı ve somut davanın tasfiye memuru ... tarafından açıldığı, ancak ... ... 7....

                  Yanlar arasındaki 05.11.2010 tarihli sözleşme nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olup, fesih tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuç doğuracağı, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde olduğu gibi fesih ve ileriye etkili fesih ile tasfiye için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmamaktadır. İş sahibi tarafından sözleşmenin feshi halinde feshin haksız olduğu, fesih gerekmeyip tasfiye gerektiği ve bunun sonuçları ile ilgili eda davası açılması mümkündür. Davacının davasında tasfiye talebi yanında eda istemi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece sözleşme feshedilmeden ve davacının istediği tasfiye talebine bağlı olarak herhangi bir eda talebi olmaksızın tasfiye kararı verilmesini isteme ve tek başına tasfiye davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davanın dava şartlarından olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine bu husus gözden kaçırılarak kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür....

                    LİMİTED ŞİRKETİnin fesih ve tasfiyesine, 2-Davalı şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere SMMM ...'...

                      UYAP Entegrasyonu