Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Daha önce 26/01/2010 tarihinde şirketin tasfiyesine karar verilmiş, ancak tasfiye işlemlerine başlanamayarak iki yıllık süre dolmuş ve tasfiye tamamlanamamıştır. Şirketin devamında bir yarar bulunmadığından davalı şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmiştir. O halde davanın kabulüne karar verilerek şirket bir an önce fesih ve tasfiye edilmelidir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle; 1-Davanın kabulü ile Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünün .... sicil numarasında kayıtlı ... A.Ş'nin fesih ve tasfiyesine, 2-Tasfiye Memuru olarak şirket ortaklarından ... TC kimlik numaralı ...'ın atanmasına, 3-Tasfiye Memuruna ücret takdirine yer olmadığına, 4-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü şeklen hasım olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalı .......

    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından şirket ortağı olarak şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiği, fesih ve tasfiye davasının dava konusu şirket hasım gösterilmek suretiyle açılması gerektiği, davacının iş bu davayı hasımsız olarak açtığı, bu nedenlerle hasımsız olarak açılan fesih ve tasfiye istemli davanın usulden reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı tarafından hasımsız olarak açılan fesih ve tasfiye davasının USULDEN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine, Dair gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022 Başkan ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/412 Esas KARAR NO:2022/680 DAVA : Şirketin İhyası DAVA TARİHİ:01/06/2022 KARAR TARİHİ:20/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili,--- şirketin fesih ve tasfiye sonunda ticaret sicilinden terkin olunduğunu, davacı müvekkilinin bu şirketin ortaklarından biri olduğunu; ancak daha sonra şirketin--- parselin maliki olduğunun ortaya çıktığını, tasfiye anında bu taşınmazların sehven atlandığını, tasfiyeye sokulmadığını; bu nedenle ek bir tasfiye yapılarak bu taşınmazların satışının ya da değerlendirilmesinin gerekeceğini belirterek, şirketin bu amaçla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        SAVUNMA:Davalı vekili, iddiaların doğru olmadığını, davacının, diğer ortak ------demek sureti ile ortaklık kurmaya razı ettiğini, bu iş için sürekli bir yerlere gidilip gelindiğini, bu nedenle masraflar olduğunu, ----bu iş için hem aracının, hemde---- dairesini tahsis ettiğini; şirketin amacını gerçekleştiremediğini, hiçbir faaliyetinin de bulunmadığını belirterek ancak davacının fesih talebinin reddine karar verilemesini, davacı tarafın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE:Dava TTK 636/3 maddesi gereğince açılan haklı sebeple Limited Şirketin fesih ve tasfiye davasıdır. Bu tür davalarda mahkeme fesih ve tasfiyelerine lazım gelen ve duruma uygun düşen bir çözümle kabul edebilir, hükmedebilir....

          nin fesih ve tasfiyesine, 2-Davalı şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere daha önce kayyım olarak atanan SMMM ...'...

            nin fesih ve tasfiyesine, 2-Davalı şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere daha önce kayyım olarak atanan SMMM ...'...

              Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, BK'nun 535/3. maddesine göre adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Somut olayda adi ortaklığın ortağı ... Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılıp kesinleştiği ve tasfiye payı üzerine yöntemine uygun cebri icra vukuu bulduğuna göre, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemesinin yasal koşulları oluşmuştur. Mahkemece BK'nun 538-540. maddeleri gözetilerek adi ortaklığın feshi ile tasfiyesini yapması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Somut olayda, şikayetçi borçlu şirketin tasfiye halinde olduğu ve tasfiye memuru olarak atanan ... tarafından Av. ....'a vekalet verildiği, satış ilanının, adı geçen vekile borçlu şirket ünvanı yazılarak 12.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, vekilin, vekillikten çekildiğine veya azline dair bir belge ibraz edilmediği, kaldı ki şikayet dilekçesinde, bu avukatın borçlu şirketin vekili olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda satış ilanının vekile tebliğinde bir usulsüzlük bulunmamakta olup, tasfiye memurunca atanan vekile tebliğ yapılması zorunluluğu karşısında, tasfiye memuruna tebliğ yapılmadığından bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/261 Esas KARAR NO:2021/795 DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ:30/04/2019 KARAR TARİHİ:11/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün ... sicil numarasında kayıtlı merkezi ... ... Cad.No... D.... ... -... adresinde bulunan ... ŞİRKETİ tasfiye sürecine geçildiğini, tasfiye memuru olarak ...'...

                    Davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gelinen nokta itibariyle koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir. Ancak bilindiği üzere; tasfiye süreci bir kısım masraflar gerektiren bir süreçtir. Taraflar bir araya gelerek şirket kurmuşlar fakat birlikte yönetemedikleri için şirketi devam ettirememişlerdir. Gelinen noktada şirket gayrı faal hale getirilip içi boşaltılmıştır. Tasfiye sürecinin masraf gerektiriyor oluşu da dikkate alındığında atanan tasfiye memurunun kamusal görevi de bulunduğundan tasfiye giderleri için bir kısım masrafların tasfiye işlemlerinin icrası için yatırılması gerekmektedir. Tasfiye memuru için 3.000,00 TL ücret takdir olunmuştur. Tasfiye gideri olarakta şimdilik 7.000,00 TL tutarın yeterli olduğu gözetilerek her iki tarafa da bu tutarı yatırması için imkan tanınmış tasfiye memurunun görevinin 10.000,00 TL'lik tutar depo edildiği tarihten itibaren başlayacağı kabul edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu