K. sayılı ilamı ile bu şirketin feshine karar verildiğini ancak, tasfiye memuru atanmadığını, verilen kararın kesinleştiğini, aynı mahkemenin söz konusu kararın infazını Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden istediğini, kararda tasfiye memuru atanmamış olmaması nedeniyle kararın infazının yapılamadığını, feshine karar verilen davalı şirket yönetim kurulu üyelerine tasfiye memuru belirleyip, tescil ve ilan ettirmeleri için TTK'nın 33. maddesi gereğince ihtarname gönderildiğini ancak, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin TTK'nın 33. maddesindeki şartların oluşmadığı, tasfiye memuru belirleyemeyecekleri ve tescil isteminde bulunamayacaklarına dair itiraz dilekçesi gönderdiklerini beyan ederek, feshine karar verilen davalılardan .....'nin tasfiye prosedürünü yürütecek ve süreç sonunda şirket kaydının Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden silinmesini talep edecek tasfiye memuru veya memurlarının atanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Konya ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .......
, fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması adına tasfiye memurun atanmasına karar verilmesini, dava devam ederken payların üçüncü kişilere devrini engellemek adına ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulünü, davalı ortaklığın feshini, fesih koşulları oluşmadığı kanaati hasıl olarsa davacı pay sahibi müvekkiline, payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip şirketten çıkarılmasını, tasfiye işlemlerinin tamamlanması için tasfiye memuru atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Mahkememizce, dava dilekçesi tebsip zaptına ilişkin davetiye davalı şirket sicil adresine gönderilmiş, adreste tanınmadığı/taşındığından bahisle bila etbliğ iade edilmiş, Tebligat Kanunun 35. maddesi hükümleri gereğince taraf teşkil sağlanmıştır....
, fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlanması adına tasfiye memurun atanmasına karar verilmesini, dava devam ederken payların üçüncü kişilere devrini engellemek adına ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulünü, davalı ortaklığın feshini, fesih koşulları oluşmadığı kanaati hasıl olarsa davacı pay sahibi müvekkiline, payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip şirketten çıkarılmasını, tasfiye işlemlerinin tamamlanması için tasfiye memuru atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Mahkememizce, dava dilekçesi tebsip zaptına ilişkin davetiye davalı şirket sicil adresine gönderilmiş, adreste tanınmadığı/taşındığından bahisle bila etbliğ iade edilmiş, Tebligat Kanunun 35. maddesi hükümleri gereğince taraf teşkil sağlanmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.10.2011 gün ve 2010/138-2011/576 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin sermayesinin yasal miktarın altında kaldığını, gayri faal olduğunu, maksadına ulaşamadığı gibi ulaşmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... ve ... davanın reddini istemiş, diğer davalılar vekili ise şirketin devamında fayda bulunmadığını belirterek fesih kararı verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/635 Esas KARAR NO : 2023/784 Karar DAVA: Şirketin İhyası DAVA TARİHİ: 12/09/2023 KARAR TARİHİ: 25/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde , --------- numarası ile kayıtlıyken 23/12/2022 tarihinde fesih ve tasfiyesi tescil edilen -----fesih ve tasfiyesinin tescil olduğunu, şirketin tasfiyesi işlemlerinden davalı------- sorumlu olduğunu, her ne kadar anılan şirketin fesih ve tasfiye işlemleri tamamlanmış olsa da terkin edilen şirketin başvuru sahibi olduğu --------ibareli markanın herhangi bir 3.kişiye devredilmeden yahut marka başvurusu geri çekilmeden şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, ------- ibareli marka başvurusunun yayınlandığını, anılan marka başvurusu sahibinin ihyası istenilen şirket olduğunu, bu başvuruya müvekkili banka tarafından ----- tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, işbu itiraz uyarınca----- tarihli...
Dava, limited şirket ortağının şahsi borcu nedeniyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı şirketin ortağı olan feri müdahil Ilhan'ın borcu nedeniyle başlatılan takip sonucu pay haczi yapıldığını ve borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi isteminde bulunmuş, mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilme imkanını tanıyan mülga 6762 sayılı TTK'nın 522. maddesi dava tarihi itibariyle yürürlükte değildir. Ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 sayılı TTK'nın 133. maddesi "(1) Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilir....
Davalılar ... ve ..., kendilerinin şirketle hiçbir ilgileri olmadığını ve şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediklerini beyan etmişlerdir. Davalı şirket yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile .... Emprimecilik San. ve Tic. Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine, şirkete SMM ...'un tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için aylık 500,00 TL ücret ödenmesine, ücretin davacı Maliye Hazinesi tarafından karşılanmasına karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve tasfiye memuru ücretinin avans olarak alındığının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, limited şirketlerde ortaklık borçlarından sadece ortaklığın mal varlığı ile sınırlı olarak sorumluluğun bulunduğu, bu itibarla limited şirketin bir sermaye şirketi olup, ortakların sorumluluğu açısından sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu, ortağın asıl borcunun, taahhüt ettiği sermaye borcunu ödemek olduğundan sermaye borcunu tam olarak ifa eden ortağın sorumluluğunun da sona ereceği, ortağın limited şirket borçlarından şahsen sorumluluğu bulunmayıp, sorumluluğunun sadece şirkete karşı ve esas sermaye payı ile sınırlı bulunduğu, tasfiye ücreti limited şirkete ait bir borç olup, yine tasfiye sürecinde değerlendirilip, sonuca bağlanması ve şirket mal varlığından tasfiye süreci içerisinde tahsili gerektiği yani tasfiye memuru ücretinin tasfiyeye dahil olduğu, bu açıdan bizzat ve tasfiye memuru sıfatıyla tasfiye işlemlerini gerçekleştiren davacının kendisi olup, tasfiye memuru ücret...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/716-671 sayılı dosyasında mirasçılarının mirası reddettiklerinin tespitine karar verildiği, TMK'nın 612. maddesine göre, reddolunan mirasın, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerektiği halde, mahkemesince bu konuda herhangi bir işlem yapılmadığı, ticaret sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin ortaklar kurulu toplantısının uzun zamandır gerçekleştirilmediği, fiilen gayri faal olduğu, şirketin diğer ortağının vefat etmesi sonrasında mirasçılarının mirası reddetmeleri tek başına şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirmeyecek ise de, ortaklık payının tasfiyesinin de gerektiği, sonuç olarak şirketin devamında ortaklar bakımından fayda kalmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Davanın KABULÜ ile, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 309987 sicil numarasında kayıtlı ...'nin FESİH ve TASFİYESİNE, Tasfiye memuru olarak SMMM ...'...
ve tasfiyesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan sebepler uyarınca, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına, davacıların tasfiye paylarının tahsiline karar verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde davacıların şirketteki payının gerçek değeri ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....