Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün .... sicil numarasında kayıtlı ...’nin FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere mali müşavir ... in tasfiye memuru olarak atanmasına, 3-Tasfiye memuru için şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre arttırılıp eksiltilmek üzere 5.000 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına, 4-Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine, 5-Tasfiye masrafları olarak belirlenen ¨5000 TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına, 6-Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine, 7-Kararın kesinleşmesinden sonra, TTK 283. maddesi uyarınca Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek...

    Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, talep eden banka vekilinin 09/08/2017 tarihli dilekçesi ile aynı talepte bulunduğunu ve mahkemenin 11/08/2017 tarihli ek kararı ile eldeki dosyanın kesinleşmiş limited şirketin fesih ve tasfiye davası niteliğinde olduğu, tasfiye aşamasının sona erdiği, şirketin aktif ve pasifinin dikkate alınarak tasfiyeye yönelik gerekli işlemlerin yapılmasının tasfiye memurunun görev ve yetki alanında kaldığı, talep konusu banka alacağının teminat mektuplarından mahsubu hususlarının usulüne uygun olarak açılacak müstakil bir davanın konusunu teşkil ettiği gerekçeleriyle banka vekilinin tüm taleplerinin reddine karar verildiği, banka vekilinin aynı konudaki talebi ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair ek karar verilmiştir. Mahkemenin 08.06.2018 tarihli ek kararı, talepte bulunan banka vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      Ancak, davacının ortaklıktan çıkarılarak şirketin devamında bir fayda görülmediği, bu yönde bir talep de olmadığı, şirketin faal bırakılmasının ekonomik hayata bir katkısının olmayacağı ve fesih dışında alternatif çözüm yollunun mevcut olmadığı görülmüştür.Açıklanan sebeplerle davalı şirketin TTK.nun 636/3 maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Fesih kararı ile birlikte şirket tasfiye durumuna girmiş olacağından 6102 sayılı TTK.643.maddesi yollaması ile aynı Yasanın 533 ve 536/3.maddeleri uyarınca tasfiye memuru tayini zorunludur. Tarafların üzerinde anlaştığı bir tasfiye memuru bulunmadığından, tasfiye memuru mahkememizce resen atanmıştır. HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜNE; TTK 636/3.maddesi uyarınca-----Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ----- Ticaret Sicil Numarasında kayıtlı ......

        Dosya içerisinde mevcut 05.07.1999 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nden, kooperatifin 27.06.1999 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan fesih kararı uyarınca fesih ve tasfiye edildiği anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. madde hükmü yollamasıyla uygulanması gereken ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nin 547. maddesinde; "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " şeklinde düzenleme yapılmıştır....

          Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olayda feshin, dava dilekçesinin davalılara tebliğ tarihi olan 05.02.2010 tarihinde beyan edilmiş olduğunun kabulü gerektiği, davalı şirketin ortaklarından birisinin kişisel alacaklısına olan borcunu ödememesi sebebiyle İİK m. 94 ile TK m. 522/I’deki fesih şartlarının 05.07.2010 tarihi itibariyle oluşmuş bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, ...'nın 556.maddesine göre davalı ... Tic. Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine, feshedilen şirkete tasfiye memuru olarak ...'nin tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna aylık 600.00 TL ücret takdirine karar verilmiştir. Kararı davalı şirket ve davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket ve davalılardan ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

            Fesih bildiriminde; iş sözleşmesinde açıkça düzenlenen davacının kazanç getirici başka işte çalışmayacağı, davacının ortağı da olduğu .'ndeki yöneticilik görevine ait faaliyetlerini tasfiye etmesi için verilen sürede tasfiye etmediği, mesaisini bu şirkete ayırdığı, 2008 yılı bütçe hedeflerine 2009 yılının ilk aylarında ulaşılmadığını ve şirketi zarar uğrattığı gerekçeleri ile iş sözleşmesinin sona erdirildiği bildirilmiştir. Ticaret Sicil kaydına göre iki ortaklı olan ve ortaklarından birinin davacı olduğu de davacının müdürlük görevinin fesih tarihi itibariyle devam ettiği anlaşılmaktadır....

              () ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tespit edildiğini ve adi ortaklığını 195.990,000 TL sözleşme bedelli Anadolu yakası Adalet Binası İnşaatını yükümlendiklerini, adi ortaklığını fesih ve tasfiyesi hususunda İcra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek ...- adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ...'ya bazı icra dosyaları kapsamında borç bulunduğunu, ancak 89/1 haciz ihbarnamesi ile ...'ın ve adi ortaklığın borçlu kılınamayacağını, adi ortaklık tasfiye payına haciz uygulanmadığını, adi ortaklık yetki belgesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... tarafından borcun varlığı kabul edilen icra dosyaları içerisinde dayanak ... 11....

                Şti) tarafından oluşturulmuş olan 26/10/2016 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin oluşturduğu adi ortaklığın TBK'nın 634 ve devamı maddeleri gereğince FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Ticaret siciline tescil ve kararının özetinin ticaret sicil gazetesinde İLANINA, 3-Mali Müşavir Özlem Taylan Ayyıldız 'ın tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 4-Tasfiye memuru için aylık 3000 TL ücret takdiri ile davacı tarafından 6 aylık 18000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, 5-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan adi ortaklığından tasfiye sırasında KARŞILANMASINA, 6-Kararın TESCİL VE İLANINA, 7-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 8-Davacı tarafından yapılan 367,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak...

                  esasında görülen davanın açıldığını, mahkemece hüküm fıkrasında adi ortaklığın " fesih ve tasfiyesine" ibaresine yer verilerek atanan tasfiye memurları aracılığıyla süreç işletilip, bilançonun kesinleştirildiğini, tasfiyenin son aşaması olan mahkeme eli ile paylaşımın yapılması taleplerinin, adi ortaklığın verilen karar ile fesih edilip bu nedenle tasfiyenin tamamlanamayacağı, mal paylaşımının yapılamayacağı belirtilerek red edildiğini ve davanın sürüncemede bırakıldığını, davanın açılma amacının gerçekleştirilemediğini, istinafın da bu durumu onayladığını, 2017 yılından bu yana mahkemece atanan tasfiye memuru aracılığıyla adi ortaklık bilançosunun kesinleştirildiğini, mevcut davanın açılmasındaki tek amacın davanın anılan mahkemece getirilen noktadan itibaren tasfiyenin tamamlanması olduğunu, Tasfiyenin ne şekilde yapılacağının yerleşik yargı uygulamasıyla açıklığa kavuştuğunu, anılan mahkemede açılan davada tasfiye prosedürüne uyulmadan sadece şirketin feshine karar verilmiş olup, mevcut...

                    Şirketi 'nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinde yer alan SMM ...'ın atanmasına karar verildiği ve kararın 07/01/2022 tarihinde kesinleştiği, davacının 02/06/2021 tarihli dilekçesi ile ilk derece mahkemesince tasfiye ve fesih işlemleri için bilirkişi listesinden seçilen 3. bir kişinin bilirkişi atanması kararının kaldırılarak, işlemleri yapmak üzere tasfiye memuru olarak müvekkilin atanmasını talep ettiği, mahkemece ise 11/03/2022 tarihli ek karar ile tasfiye memurunun 21/02/2022 tarihli dilekçesinde belirtilen masrafların tasfiye işlemlerine ilişkin masraflar olduğu anlaşılarak tasfiye memurunun dilekçesinde belirtilen tasfiye işlemleri için gerekli 7.610,00 TL'nın depo edilmesi halinde görevin tasfiye memuruna tevdiine karar verildiği ve ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu