Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddelerine uymadığı gerekçesiyle 67.109,85 TL cezai uygulamasının yerinde olmadığı, ceza uygulamasının haksızlığının tespiti gerektiği’ gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 2012 protokolünün 5.3.14 maddesinde; "Eczacılar, kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla kurye şirketleri ile açık veya gizli işbirliği yapamaz, simsar, kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama ve yönlendirme yapamaz. İnternet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçeteler kabul edilmez. Eczacılara bu yolla gelen ilaç talepleri karşılanmaz. Bu durumun tespit edilmesi halinde sözleşme feshedilir ve 3 (üç) ay süre ile sözleşme yapılamaz " düzenlemesi mevcuttur....

    Ne var ki; davacının işe başlatılmış olması nedeniyle feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe başlatmama tazminatı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, en çok dört ay kadar olan ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, feshin geçersizliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmaması ve işe iade davasının netice olarak bir tespit davası olduğu gözetilmeden en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakların davalıdan tahsili yönünde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

        D) Temyiz: Karar davalı vekili tarafından, geçersizliğine karar verilen feshin işe başvuru ve başlatılmama sureti ile ortadan kalktığı gerekçesi ile temyiz edilmiştir. E) Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. Maddesi uyarınca feshin geçersiz olduğunun tespiti, aynı zamanda temerrüde düşen işverenin sözleşme gereği işçiyi çalıştırma yükümlülüğü bulunduğunun tespitidir. Ancak yasa, işverene seçimlik yükümlülük tanıyarak, işçiyi çalıştırma veya maktu bir tazminat ödeyerek sözleşmeyi sona erdirme olanağı tanımaktadır. Hakimin feshin baştan itibaren geçersiz olduğunu, diğer deyimle feshin hüküm ve sonuç doğurmadığını tespiti ile aynı zamanda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin en çok 4 ay devam ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi, geçersiz nedenle yapılan feshin sonuçları arasında, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceğini hükme bağlamaktadır....

          C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine hükmedilmiştir. D) Temyiz: Karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. E) Gerekçe: Yerel mahkemece yerinde gerekçelerle feshin geçersizliğine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacının, yargılama aşamasında kendisini vekil ile temsil ettirmesine ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine karşın, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Ayrıca, işe iadenin mali sonuçlarından olan işe başlatmama tazminatına ilişkin olarak mahkemece tespit hükmü kurulurken infazda tereddüte yol açacak şekilde ücretin net mi brüt mü olduğu da belirtilmemiştir. Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            Ayrıca ihtarlar arasındaki sürelerde dikkate alınarak davacının iş sözleşmesini feshin son çare olması ilkesine aykırı olarak feshetmiş olup bu koşullar altında hukuken geçerli bir fesihten söz etmek mümkün değildir. Belirtilen nedenler karşısında, geçerli bir nedene dayanmayan feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar vermek gerekmiştir'' gerekçesiyle feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve işe iadenin mali sonuçlarından davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ : Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            Somut olayda, mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda "Davacının davasının 40.301,56 TL'lik kısmının kabulüne, fazla istemin reddine,” denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak davacının davasının kabulü ile, davalı kurumun 18/04/2014 tarih 98206689/ sözleşme-18063196/2115441 sayılı 40.301,56TL'lik cezai şart ve para cezası bedeli tahsili işleminin haksızlığının tespitine, 40.301,56 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş;" denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır....

              Bu düzenleme, ödeme emrine karşı mesnetsiz dava açılarak, kamu alacağının tahsilinin geciktirilmesini önlemeye yönelik olduğundan, ödeme emrine karşı açılan davanın reddine karar verilmekle davacının itirazında haksızlığının anlaşılması karşısında, anılan maddede belirtilen % 10 tazminatın hüküm altına alınması gerekir. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde yer verilen ve haksız çıkma tazminatı olarak adlandırılan, % 10 zamma hükmedilebilmek için, borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için gerekli olan, unsur ve dayanaklarının bilinmekte veya bilinebilecek olması gerekli ve yeterli olup, bu koşulların varlığının tesbiti yönünde, yapılan yargılama sonucunda, davacı borçlunun haksızlığının belirlenmiş olması, anılan tazminatın hüküm altına alınmasına engel oluşturmamaktadır....

                Asıl ve birleşen dava dilekçelerinde, eski yöneticilerce verilen zararın tespiti ile asıl davada 30.000 TL, birleşen davada 19.343 TL nin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekillerince yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçeleri ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılar vekilleri Av.... ile Av.... geldiler. Aleyhine temyiz olunan davacı adına gelen olmadı....

                  ve haksız rekabet olduğunun tespiti ile davacı şirkete ait tüplerin toplatılmasına, bulundurmasının ve satışının önlenmesine, bulunan tüplerin imha edilmek suretiyle haksız rekabetin men'ine, kararın gazetede ilanına karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu