Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun “icranın iadesi” başlığı altında düzenlenen 40.maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip, kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yoluyla geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Somut olayda davacı, davalı tarafından girişilen icra takibi sebebiyle yaptığı ödemenin daha sonra takibin iptaline karar verilmesi ile haksızlığının ortaya konulmuş olduğunu ileri sürerek ayrı bir icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de iş bu davayı açmıştır....

    Her ne kadar, Bu madde kapsamında eczacının kastı olmadığı sonucuna varılarak para cezası ve fesih ihtiva eden cezai işlemin haksızlığının tespitine karar verilmiş ise de, karşılığı bulunmayan 41.323,28 TL tutarındaki reçete bedelinin davalı Kuruma yüklenmesi sonucunu doğuran reçete bedelinin tahsiline yönelik işlemin de haksızlığının tespitine karar vermek doğru olmamıştır....

      Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle sözleşmeye dayalı alacağın likit (hesap edilebilir) olmasına ve itirazın haksızlığının anlaşılmış bulunmasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 04.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        e küfrettiği sabit olmakla birlikte olaydaki tahrik derecesi ve sanığın haksızlığının içeriğindeki azlık gözetilerek CMK'nın 223/4-d maddesi uyarınca da ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği belirtildiğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararına yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 12/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Feshin haklı nedene dayandığının ispat yükü işverendedir. İşçi iş sözleşmesini işveren tarafından haksız feshedildiğini iddia ettiğinde işveren feshin haklı nedene dayandığını veya işçinin kendisinin ayrıldığını kanıtlamalıdır. Somut uyuşmazlıkta; davacı iş akdinin davalı işveren tarafından 04.06.2021 tarihinde haksız olarak sona erdirildiğini, davalı ise davacının iş akdinin işyernide uyuştucuru madde kullanması sebebiyle 4857 s. İş Kanunun 25/II-d maddasi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı işverence çıkış bildirgesinin kuruma (45) kodu ile bildirildiği, 31/05/2021 tarihli disiplin kurulu kararı ile 04/06/2021 tarihli fesih bildiriminin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf işverene verdiği savunmasında gerekirse kan testi yaptırmaya hazır olduğunu beyan etmesine rağmen işverence kan testi yaptırılmamıştır. Davacı tanıkları davacının genel olarak uyuşturucu kullanmadığını ve davacının regl dönemlerinin sancılı geçtiğini beyan etmişlerdir....

          Esas sayılı dosyası üzerinden feshin haksızlığının tespiti ile müspet zararın tanzimine yönelik eda davası açıldığını, buna karşılık davalı tarafından müvekkili aleyhine ... Ticaret Mahkemesi'nin ... E., ve ... Ticaret Mahkemesi'nin ... E., sayılı dosyaları üzerinden alacak davası açılmış ve tüm bu davalar ... Ticaret Mahkemesi ... E., sayılı dosya ile birleştirildiğini, mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl davanın reddine, birleşen ... Ticaret Mahkemesi ... Esas sayılı davasının kısmen kabulüne, ... Ticaret Mahkemesinin ... E....

            Davacının o gün çalışanları fiili olarak engelleme şeklinde bir davranışta bulunup bulunmadığı, davalı tarafından sunulan CD çözümleri yapılarak belirlenmeli, davacının sözkonusu eylemi gerçekleştirdiğinin tespiti halinde feshin haklı nedene dayandığını kabul etmek gerekir ise de, davalı işverence Disiplin Kurulu Kararı alınmadan yapılan feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın reddine, aksi takdirde önceki gibi davanın kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              KARAR Davacı, oğlu olan davalı ...’a dava dışı diğer oğlu ile işyeri açmaları için 02.12.2002 tarihinde vekaletname verdiğini, eşi ile araları bozulunca davalı oğlu ile diğer davalı kayınbiraderinin birlikte hareket ederek vekaletle verilen yetkiye dayanarak, adına 65.000 YTL bedelli bono düzenleyerek borçlandırdıklarını, bu bononun icra takibine konulduğunu, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, davacının talimatı ile borçlarına karşılık senet düzenlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir....

                Şti. yönünden KABULÜ ile; davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının İŞE İADESİNE," sözlerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine," Davanın KABULÜ ile; davalı ...... San Tic Ltd Şti tarafından yapılan feshin geçersizliğinin TESPİTİ ile davacının bu şirkete ait işyerinde İŞE İADESİNE , sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 09/11/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi....

                  Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili ; iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini ve sendikal fesih nedeniyle tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili, feshin geçerli nedene dayalı olduğunu ve sendikal tazminat talebinin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, feshin sendikal nedene dayalı olduğu ve bu nedenle feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan sendika yazı cevabı ve toplanan diğer deliller birlikte incelendiğinde, sendikanın yetki tespiti başvurusunda bulunduğu 19/02/2013 tarihinden itibaren davalı işyerinden 47 sendikalı işçinin işten çıkarılması ve 334 işçinin de sendika üyeliğinden istifa ettirilmek suretiyle çalışmaya devam ettirilmesi, davalı işverenin yetki tespiti kesinleşmeden sendikalı işçi çıkarma eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu