ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/08/2021 NUMARASI : 2021/296 ESAS DAVA KONUSU : Muarazanı KARAR : Taraflar arasındaki muarazının giderilmesi davasında; tedbir talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından uygulanan toplamda 26.830,32- TL cezai işlemin haksızlığının tespiti ve iptali ile muarazanın giderilmesi ve bu işlemlerin tamamının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 16/08/021 tarihli karar ile "İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE" yönelik karar tesis edilmiştir....
KARAR Davacı, davalı şirketten taksitle satın aldığı bilgisayar için 100,00 TYL ile 10 dolar peşinat ödediğini, satış bedelinin 1.380,00 YTL olduğunu, taksitleri ödeyemediğini, sözleşmenin geçersiz olup davalının başlattığı icra takibinde asıl alacağı fazla göstererek işlemiş faiz de talep ettiğini iddia ederek asıl alacak yönünden 471,00 YTL borçlu olmadığının tespiti ile faizin de yasal faiz olarak belirlenmesine ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı icra takibinde satış sözleşmesine dayanmadıklarını, davacının borcunu ödemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
İş Mahkemesi Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 24/04/2019 gün, 2018/H.90144 Esas, 2019/35405 Karar sayılı karar ve itiraz hakem heyetinin 16/08/2019 tarih ve 2019/İ.7377 Esas, 2019/İHK-9614 Karar sayılı kararının süresi içinde davalı (karşı taraf) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü; -K A R A R- Başvuru sahibi (davacı) vekili, 13.11.2018 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; topluluk sigortasından bireysel sağlık sigortasına geçiş sırasında düzenlenen haksız uygulamanın tespiti, uygulanan yüksek primin indirilerek fazla tahsil edilen 8.439,28 TL'nin iadesi, muafiyetin kaldırılması, karşılanmayan şimdilik 5.688,31 TL'lik tedavi masrafının karşı taraftan temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalı kurum tarafından 2009 tarihli bir kısım reçeteler arkasındaki imzaların hastalar tarafından kabul edilmemesi nedeniyle kendisine ilaç teminine ilişkin protokolün 4.3.6 ve 6.3.3 maddelerine göre 42.136,95 para cezası ve uyarı cezası verildiğini oysa hastanın ilacı kullandığını kabul ettiğini cezaların yersiz olduğunu ve bu nedenlerle ceza-i işlemin haksızlığının tespiti ile önlenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı kurum tarafından birkısım reçeteler arkasındaki imzaların hasta veya yakınlarına ait olmadığı gerekçesiyle hakkında uygulanan para ve uyarı cezasının iptalini istemiş, davalı ise o tarihte uygulanan protokol hükümlerine uygun ceza verdiklerini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı kurum ile aralarında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğunu, davalının haksız olarak bu sözleşmeye aykırılıktan hakkında cezai işlem uyguladığını ileri sürerek, işlemin haksızlığının tespiti ile muarazanın giderilmesinini istemiştir. Davalı, aynı nedenle davacının açtığı ve görülmekte olan başka bir dava bulunduğunu savunarak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, aynı konuda davacının davalıya karşı açtığı başka bir davanın 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde halen görülmekte olduğu tespit edildiğinden, iş bu davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise vekalat ücreti takdir edilmemiş, davalı vekalet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunmuştur. Dava, davalı kurum tarafından sözleşmeye aykırılık nedeni ile uygulanan cezai işlemin haksız olduğu noktasında muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir....
Noterliğinin 08.02.2021 tarihli ve 3284 yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkilinin iş akdinin tazminat ödenmek suretiyle fesih edileceğini bildirdiğini beyanla feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davanın süresinde açıldığı ve işin esasına girilerek feshin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi gerektiğine yönelik bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Davalı işverence işçiye tebliğ edilen fesih bildiriminde belirtilen fesih nedeniyle davalı tarafça savunulan ve davalı tanıklarınca beyan edilen fesih nedeni çelişmekte olup Mahkemece feshin geçerli bir nedene dayalı olmadığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmaktadır. Açıklanan nedenle davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır. Ne var ki, feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilen davacı yararına yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmemesine karşın avukatlık ücretine hükmedilmiştir....
İİK.nun “icranın iadesi” başlığı altında düzenlenen 40.maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip, kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yoluyla geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Somut olayda davacı, davalı tarafından girişilen icra takibi sebebiyle yaptığı ödemenin daha sonra takibin iptaline karar verilmesi ile haksızlığının ortaya konulmuş olduğunu ileri sürerek ayrı bir icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de iş bu davayı açmıştır....
İİK.nun 67.maddesine göre, davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacının takipte haksızlığının yanında kötüniyetli olduğunun da iddia ve ispat edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı alacaklının takibinde, haksızlığı yanında kötü niyetli olduğu ispat edilmemiş olduğundan, mahkemece, davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması doğru değildir....