Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesi Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....

    KARAR Davacı, davalı kurum tarafından 2009 tarihli bir kısım reçeteler arkasındaki imzaların hastalar tarafından kabul edilmemesi nedeniyle kendisine ilaç teminine ilişkin protokolün 4.3.6 ve 6.3.3 maddelerine göre 42.136,95 para cezası ve uyarı cezası verildiğini oysa hastanın ilacı kullandığını kabul ettiğini cezaların yersiz olduğunu ve bu nedenlerle ceza-i işlemin haksızlığının tespiti ile önlenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı kurum tarafından birkısım reçeteler arkasındaki imzaların hasta veya yakınlarına ait olmadığı gerekçesiyle hakkında uygulanan para ve uyarı cezasının iptalini istemiş, davalı ise o tarihte uygulanan protokol hükümlerine uygun ceza verdiklerini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir....

      KARAR Davacı, davalı kurum ile aralarında sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi bulunduğunu, davalının haksız olarak bu sözleşmeye aykırılıktan hakkında cezai işlem uyguladığını ileri sürerek, işlemin haksızlığının tespiti ile muarazanın giderilmesinini istemiştir. Davalı, aynı nedenle davacının açtığı ve görülmekte olan başka bir dava bulunduğunu savunarak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, aynı konuda davacının davalıya karşı açtığı başka bir davanın 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde halen görülmekte olduğu tespit edildiğinden, iş bu davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise vekalat ücreti takdir edilmemiş, davalı vekalet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunmuştur. Dava, davalı kurum tarafından sözleşmeye aykırılık nedeni ile uygulanan cezai işlemin haksız olduğu noktasında muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir....

        protokolün 6.3.3 maddesi gereğince davacı eczaneye verilen 10.060,53 TL cezai şart bedelinin, davacının, davalı kurum nezdinde tahakkuk etmiş alacağından mahsubuna ilişkin işlemin İptaline, davalı kurumun 08/03/2011 tarih 4.122.273 sayılı yazısına konu, taraflar arasında yapılan 2009 yılına ait protokolün 6.3.19. maddesi uyarınca taraflar arasındaki sözleşmenin 15.03.2011 tarihi itibari ile feshedilip 2 yıl süre ile yeni sözleşme yapılmasına yönelik işlemin haksızlığının tespiti ile davalının söz konusu işleminin iptaline karar verilmiş ve hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan cezai işlemin haksız olduğunun tespiti ile kurumun davacı hakkında aldığı kararın iptali ve sözleşmenin taraflar arasında geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

          Davalının sözleşmeyi feshetmesi üzerine davacı eldeki davada, feshin haksızlığının tespitini, davalıya ödenen 10.000 USD teminatın iadesini, kâr kaybı olarak 275.900.543.750 TL.nın tahsilini, davacı tarafından hazırlanan Bilgisayar programı bedeli olan 280.000 USD karşılığı 372.923.040.000 TL.nın ödetilmesini, 2 adet bilgisayarın iadesini, 12000 adet Yargıtay kararının, Yargıtay Web Sitesinde yayınının tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında; davacının görevinin donanım ve yazılım teminine yönelik olduğunu, iki adet kişisel bilgisayar dışında hiçbir donanım temin olunmadığını, bilgisayarların da şirket elemanlarınca kullanıldığını, yazılım yapılmadığını, otomasyon için hiçbir ön çalışma bile yapılmadığını v.s. savunarak feshin haklı nedenlere dayandığını, müspet menfi zarar istemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir....

            haklı bir gerekçesinin bulunmadığını, idarenin kusuru nedeniyle işe başlanamadığını ilerleme sağlanamadığını, idarenin işi imkânsızlaştırdığını belirterek feshin haksızlığının tesbitiyle; haksız fesihden dolayı yüklenicinin uğradığı kâr kaybı, yapılan masraflar ile imalât bedelinin hesaplanarak belirsiz alacak davası olarak; fesih tarihinden itibaren şimdilik 110.000,00 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte tahsiline, ayrıca müvekkillerinin ticari itibarının sarsılması nedeniyle de 20.000,00'er TL maddi tazminata karar verilmesini istemiştir....

              Davalı taraf, feshin haklı ve geçerli olduğunu ispatlamıştır. Davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğu hususunda Mahkememizde vicdani kanaat oluştuğu "gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece; " İşveren tarafından yapılan fesihlerde, feshin geçerli ya da haklı bir sebebe dayandığını ispat yükü işveren üzerinde olup işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler. Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir (4857 s. İşK. m. 21)....

              Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davanın süresinde açıldığı ve işin esasına girilerek feshin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi gerektiğine yönelik bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Davalı işverence işçiye tebliğ edilen fesih bildiriminde belirtilen fesih nedeniyle davalı tarafça savunulan ve davalı tanıklarınca beyan edilen fesih nedeni çelişmekte olup Mahkemece feshin geçerli bir nedene dayalı olmadığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmaktadır. Açıklanan nedenle davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır. Ne var ki, feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilen davacı yararına yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmemesine karşın avukatlık ücretine hükmedilmiştir....

                İİK.nun “icranın iadesi” başlığı altında düzenlenen 40.maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip, kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yoluyla geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür. Somut olayda davacı, davalı tarafından girişilen icra takibi sebebiyle yaptığı ödemenin daha sonra takibin iptaline karar verilmesi ile haksızlığının ortaya konulmuş olduğunu ileri sürerek ayrı bir icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de iş bu davayı açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu