WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesinde kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davacı vekili tarafından dava açılırken adli yardım talebinde bulunulmuş olup dilekçeye ekli olarak mahalle muhtarı tarafından imzalanan davacının fakir ve ... yardıma muhtaç durumda olduğuna dair “Fakirlik ilmuhaberi” başlıklı belge sunulmuştur....

    Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Yardım nafakası takdir edilirken, yardıma muhtaç olana bakmakla yükümlü diğer kişilerin de gelir durumu araştırılmalıdır. TMK da belirtildiği üzere yardım edilmediği takdirde ilgili şahsın yoksulluğa düşecek olması da ön şartlardan biridir. Bu doğrultuda TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek yardım nafakasının takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davacı ve davacının davalı dışındaki diğer çocuklarının tamamının ekonomik sosyal durumlarının; gelir kaynaklarının ve giderlerinin gerektiği gibi araştırılmadığı anlaşılmaktadır....

      öğrencilere dağıtılmak için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonundan gönderilen paraları dağıtmadığı, kendisinde olduğunu ve hesaba yatıracağını belirttiği halde hesaba yatırmayarak ... zararına sebep olduğu iddiası ile zararın haksız fiil tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir....

        nun, dosyaya ibraz edilen fakirlik belgesi içeriğinden adli yardıma muhtaç olduğu, HUMK. 465/1. maddesinde öngörülen adli yardıma ilişkin koşulların davacı asil yönünden gerçekleştiği anlaşılmakta, davacı asil ...'nun adli yardım isteminin kabulüne, davacı ... Demir San. Ltd. Şti. ise sermaye şirketi olup, sermaye şirketlerinin adli yardımdan yararlanmaları mümkün olmadığından davacı şirketin adli yardım verilmesine ilişkin isteminin ise reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tafsilatı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere 1-Davacı asil ...’nun adli yardım isteminin kabulü ile adli müzaharetten yararlandırılmasına, 2-Davacı ......

          Görüleceği üzere yeni kanunda eski kanundan farklı olarak, yaş sınırı koymak yerine yaş nedeniyle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse tabirine yer verilmiş ve yaşlıların da bu suçun mağduru olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca kendini idare edemeyecek durumda olmayı gerektiren sebepler sınırlı olarak sayılmamış, “başka herhangi bir nedenle” ibaresi konularak belirtilenler dışındaki durumlarda da kişilerin yardıma muhtaç olabileceği varsayılarak kapsam genişletilmiştir. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ile korunmak istenen hukuki değer, kişilerin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasıdır. Ayrıca bu suçla, toplumda birlikte yaşayan bireylerin, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye “ahlaki ve sosyal bir ödev” olan yardım ve bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri amaçlanmış ve toplumsal dayanışmanın bu suretle yaşatılması hedeflenmiştir....

            Maddede hariç tutulan Üçüncü Kısım ise 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 396 ilâ 494 maddelerini içermektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 366. maddesi uyarınca korunmaya muhtaç kişilerin bakımı, bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununa göre ise, korunmaya muhtaç çocuk engelli, bakıma muhtaç engelli ve muhtaç yaşlılar koruma kapsamında bulunmakta olup, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, engelli ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu görevlidir. 07.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile Türkiye’de bakım hizmetlerinin sunumu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir....

              Bu karar için gerekli belgeler Kurumca düzenlenir ve ilgili mahkemeye gönderilir." düzenlemesine yer verilmiş, ayrıca korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç sakat, yaşlı ve diğer kişilere ilişkin hususların yer aldığı 26. maddesinde ise; “Korunmaya, bakıma, yardıma ihtiyacı olan aile, engelli, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların bir yönetmelikle düzenleneceği" belirtilmiştir. 2828 sayılı Kanunun Ek 7. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan "Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik", "Bakıma Muhtaç Özürlülere Yönelik Resmî Kurum ve Kuruluşlar Bakım Merkezleri Yönetmeliği" ve "Bakıma Muhtaç Özürlülere Yönelik Resmî Kurum ve Kuruluşlar Bakım Merkezleri Yönetmeliği" 30.07.2006 tarihli ve 26244 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, 1996 doğumlu İ.. T..'...

                kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 2- Sanıklar ..., ..., ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mütevelli heyeti tarafından alınan 16.01.2008 tarih ve 2008/02 karar nolu, 05.03.2008 tarih ve 2008/06 karar nolu, 23.07.2008 tarih ve 2008/14 karar numaralı kararlar ile iddianameye konu vakfın 2008/724, 2008/545, 2008/147 sayılı nakdi yardım konulu yazı eklerinde yer alan listelerdeki ihtiyaç sahipleri ile ilgili yapılan inceleme neticesinde fakir ve yardıma muhtaç oldukları, Kaymakamlıkça bu şahısların ev ziyareti esnasında şahıs başına 250 TL nakdi yardım yapılmasına ve bu şahıslara...

                  Somut olayda; tescil edilmiş olan ... ve İlim Vakfına ait senedin 4. maddesinde asıl amaç beş fıkra halinde; Yasalarla belirtilen şartlara uygun özel okullar açmak, fakir öğrencilere burs vererek yurt içinde ve yurt dışında öğrenim görmelerini sağlamak, öğrenci yurdu açmak, her kademedeki muhtaç öğrenciler için araç gereç ve sağlık yardımı yapmak ve yetiştirme kursları açmak şeklinde sınırlandırılmıştır. Bu maddede yapılan yeni değişiklikle ve ilavelerle vakıf senedinin yukarıda belirtilen amaçlarını düzenleyen 4. maddesinin genişletilmesi sonucu fakir ve muhtaçlara yiyecek, yakacak, barınma ve sağlık yardımında bulunmak, bu amaçla kurulmuş vakıf ve derneklere yardım etmek, toplumu bilgilendirmek amaçlı organizasyonlar yapmak, uygun görülecek yerlere cami ve mescit yaptırmak, dini ve milli günlerde dini merasimler düzenleme olarak öngörülmüştür....

                    Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir görev olarak düzenlemiştir. Somut olayda, davacı baba 73 yaşında, davacı anne ise 69 yaşında olup davacı babanın almakta olduğu aylık 530 TL emekli aylığı ile geçinmeye çalışmaktadırlar. Davacıların, mevcut rahatsızlıkları nedeniyle sürekli olarak doktor kontrolü altında olmaları ve bazı ilaçları kullanmaları gerekmektedir. Bundan ayrı, davacı baba, rahatsızlığı nedeniyle bir gözünü kaybetmiş olup, diğer gözündeki rahatsızlığın ilerlemesinin önlenmesi için tedavi görmek zorundadır. Ülkemizdeki sağlık sektörünün mevcut hali ile günün ekonomik koşulları da dikkate alındığında davacıların yardıma muhtaç hale geldiği açıktır....

                      UYAP Entegrasyonu