Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca kısmi davadaki hesap raporu ve sigorta tahsisleri ile bağlı kalınarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu ortadadır. Yapılacak iş; Hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak sigortalının zararını yeniden belirlemek, belirlenen bu zarardan davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin, 506 sayılı Yasanın ek 38. ve 5510 sayılı Yasanın 55.maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanarak bildirilecek peşin sermaye değeri indirilmek, kesinleşen dosyadaki hesap raporunda belirlenen ve ek dava konusu yapılan miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yeniden hesap yapılmadan en son verilere göre hesaplanarak bildirilecek peşin sermaye değeri indirilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. . Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....

      Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....

        nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler". TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır....

          Ceza Dairesi tarafından sanığın mahkumiyetine verildiği, Ceza Genel Kurulunun 20.03.2018 tarihli, 2018/11-38 Esas ve 2018/113 Karar sayılı kararı uyarınca yerel mahkemece verilen beraat kararı istinaf mercii tarafından mahkumiyet verilerek hüküm türü değiştirildiğinden kararın temyiz kanun yoluna tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1)Mağdur hakkında Necip Fazıl Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen 12.12.2017 tarihli sağlık kurulu raporuna göre; “mağdurda zeka geriliği bulunduğu, akli dengesinin yaşam sürmek için yeterli olmadığı, iradesinin verdiği kararlar ve hareketleri üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı, sürekli yardıma muhtaç olup, tehlikeli hali bulunmadığının” belirtildiği gözetildiğinde, mağdurda bulunan zeka geriliği nedeniyle mağdurun ruh ve beden bakımından kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı hususu ile sanık ve mağdurun annesinin “oğlumuzdaki rahatsızlık nedeniyle oğlumuz sürekli dışarıda...

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; davalı ile 21.10.1999 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve boşanma davasında lehine 15 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte nafakanın kesildiğini, çalışmayıp, yardıma muhtaç durumda olduğunu iddia ederek; kendisi için aylık 250 TL yoksulluk, müşterek çocuk için ise aylık 250 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              de iskan defteri Cilt: 68, Sayfa: 50 ve 51'de kaydedildiği anlaşıldığından, bu aileye verilen arazilere ait tüm iskan kayıtlarının miktarı da gösterir şekilde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünden istenmesi, iskan defterinden bu köye yerleştirilen ailelere kişi başına kaç dönüm zeytinlik, kaç dönüm bağ, kaç dönüm tarla verildiği konusunda bir kayıt olup olmadığının da sorulması ve aynı şekilde göçmen olarak yerleştirilen ... oğlu ... ve oğlu ... adlı iki kişilik aileye de aynı şekilde iskan suretiyle yer verildiği anlaşıldığından, iskan defterinden bu iki kişiye verilen arazi miktarının ne olduğunun da iskan defterinden çıkarılıp gönderilmesinin yazılmasına, 2) Haziran 1934 tarih 119 numaralı tapu kaydının alt ve üst numaralarında ... oğlu ... ve ... ve anası ... ve biraderi ... adına kaydedilen arazilerin tümüne ait tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmesi, 3) ... oğlu ... ve oğlu ... ailesine iskan yoluyla verilen Ocak 1933 tarih 364 numarada ve bu numaranın alt ve üst numaralarında...

                İSTİNAF SEBEPLERİ: Vasi adayı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece işin esasına girilmesinin gerektiğini, davanın konusuz kaldığından bahisle ret kararının yerinde olmadığını, kısıtlı adayının 10/06/2023 tarihinde vefat ettiğini, kısıtlı adayının kısıtlılık istedikleri döneme ilişkin bir çok taşınmazının kaçırıldığını, dolayısıyla mahkemece kısıtlı adayının bu tarihlerde kısıtlanmayı gerektirir bir durumunun mevcut olup olmadığının tespiti ile mirasçılarının davaya dahil edilmesi ve davaya devam edip etmeyeceklerinin sorulması ve buna göre yargılamaya devam edilmesinin gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kısıtlı adayının vefatından önce ilerleyen yaşı ve geçirdiği hastalıklar münasebetiyle kendisini idare etmekten aciz, sürekli korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç durumda olduğunu, T2 vefatından önceki dönemde yaklaşık 3- 4 yıldır ileri derecede Parkinson ve Alzhimer hastalığına sahip olup, bu hastalık ile ilgili Tedavi gördüğünü, mahkemece daha önceki bunama hastalığına...

                Dahili davalılar vekili, murisin ölmeden önce kazadan bahsetmediğini, bir çok borç bırakarak vefat ettiğini, alacaklıların halen müvekkillerini arayıp alacaklarını istediklerini, müvekkillerinin hiçbir menkul ve gayrimenkul birikiminin olmayıp yardıma muhtaç olduklarını, dava konusu alacağı ödeme imkanlarının bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  in velayeti, sosyal çalışma uzmanlarınca verilen rapor dikkate alınarak davalı anneye bırakılmış ise de; davalı anne karardan sonra 16.01.2015 tarihinde verdiği dilekçesinde "çocuğa bakabilecek durumunun bulunmadığını, kendisinin şu anda bakıma ve yardıma muhtaç durumda olduğunu, velayetinin davacı babaya verilmesini kabul ettiğini" belirterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesini kabul ettiğini bildirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu