Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ... olmadan kaldırılabileceği gibi, ... olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer ... tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı kanun uyarınca alınacak tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK’nın 16.01.2013 tarih, 2012/2-563 Esas, 2013/69 Karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

    Kanun'un 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nın 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

      Kanun'un 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nın 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

        Kanun'un 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nın 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

          Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hâkiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nın 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır. ......

            Kanun'un 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nın 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 esas, 2013/69 karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

              irdelenen mevzuat uyarınca ve ayrıca İzmir 6....

              anlaşılan sanığın, genel görünüş davranış ve nörolojik muayene sonucu yüksek alkollü olduğunun belirtildiği, sürücü gözlem tutanağında ise ''alkol kokusunun sert, davranışının hakaret edici, dengesinin yardıma muhtaç olduğu, konuşmasının anlaşılmadığı, sendeleyerek yürüdüğü'' tespitleri birlikte değerlendirildiğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi yerine isabetsiz gerekçelerle beraatine karar verilmesi, İsabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 14.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davacı ile temyiz eden davalılar ... Turizm Otelcilik San Tic Ltd Şti ve ... Meşrubat Gıda Turizm Pazarlama San Tic Ltd Şti vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 23.05.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir. Mahkemece kusuru bulunmadığından bahisle davalılardan davalılar ......

                  Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre, ... Numune Hastanesinin 18.12.2012 tarihli raporunda, kısıtlanması talep edilen ...'in akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olmadığı, normal bir yaşama izin vermediği, iradesinin yeterli olmadığı, kendi işlerini görecek güce sahip olmadığı, sürekli yardıma muhtaç olduğu, vasi tayini gerekmediği ifade edilmiştir. Kısıtlı adayının kendi kararını alacak yetide bulunmadığı belirtilmiş olmasına göre kısıtlı adayının psikolojik durumu ile hükme esas alınan raporun birbirini doğrulamadığı böylece çelişki oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle adı geçenin, Adli Tıp Kuruluna sevk edilerek, Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan kısıtlama sebebinin bulunup bulunmadığına dair rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu