Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Koruma Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkındaki korunma kararı kaldırılan ... tarafından 02.03.2022 tarihli ek karar ve asıl hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Hakkındaki korunma kararı kaldırılan ..., temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanun'un 363/3. maddesinde adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay`a da yapılabileceği ve 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebileceği düzenlenmiştir. Hakkındaki korunma kararı kaldırılan ......

    Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 26/3. maddesinde mahkemeler ve çocuk hakiminin bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan tedbir kararlarını almakla görevli olduğu düzenlendiğinden, 2828 sayılı Kanun maddesindeki tedbir kararlarında da çocuk mahkemeleri görevli bulunmaktadır (HGK'nun 16.01.2013 tarih, 2012/2- 563 Esas, 2013/69 Karar sayılı ilamı). Yukarıda açıklandığı üzere, 5395 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Müştekinin suç tarihinde bankadan para çektiğini gören sanığın yanına yaklaşarak tanıyormuş gibi hal hatır sorduktan sonra" Babam rahmetli oldu, 13.500 TL parası kaldı, fakir fukaraya vereceğiz, tanıdığın fakir var mı, bize yardımcı ol" diyerek kendisine 15.000 TL vereceğini söylediği, ancak bunun için müştekiden hocaya verilip okutularak dini devir teslim işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli olduğunu söyleyip 1.370 TL alıp, geri getirmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-a maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu anlaşılmakla; yargılama yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...

        Mahkemece, davacı sigortalının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne, dava anne ve babanın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğu ve yardıma muhtaç durumda olduğunun belirtildiği, .... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde, davacı işçinin % 10, davalıların % 90 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davacının dönem zararları ve bakıcı gideri toplamından sürekli iş göremezlik ve kusur oranı ile ilk peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilmesi sonucu karşılanmamış zararını oluşaturacağının belirtildiği ve mahkemece bu toplamdan belirtilen ödeneklerin tenzil edilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....

          ın vasi tayin edildiğini, davalının yurt içi ve yurt dışından emekli maaşı aldığını, davacı vasisi Davut'un da özürlü olduğunu, bakmakla yükümlü olduğu eş ve iki çocuğunun bulunduğunu bu nedenle kardeşi İsa'nın masraflarını karşılama gücünün bulunmadığını belirterek dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000.TL yardım nafakasına hükmedilmesini ve nafakanın ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vasisi; davalının bakıma muhtaç olduğunu, aldığı maaşın bakımına zor yettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirketin ticaret unvanının ayırıcı unsurunun "FAKİR" ibaresinden oluştuğunu, aynı zamanda "FAKİR" ibareli 7, 9, 11. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 191583, "FAKİR" ibareli 37. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 189989, "FKR" ibareli 7, 9, 11, 21. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2010/27985 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, tescilli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak 30.sınıftaki ürünleri içeren 2014/89387 kod numaralı "FAKHIR" ibareli, davalı şirkete ait kötüniyetli marka tescil başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın nihaî olarak YİDK tarafından reddedildiğini, söz konusu kararın yerinde bulunmadığını ileri sürerek, YİDK'in 2016/M-421 sayılı kararının iptaline ve davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü...

              Madencilik Tic San Ltd Şti ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 16.03.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminat çok az takdir edildiği gibi, maddi tazminatın belirlenmesi sırasında talebin aşıldığı anlaşılmaktadır. Davacının iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının %20 davalı asıl ve alt işverenin ise %80 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

                Mahkemece kazalının maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin kabulüne, eş ve çocukların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar bir kısım davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Mahkemenin eş ve çocuklar yararına manevi tazminatın takdiri ile maddi tazminat istemine ilişkin kararı yerindedir. Ancak sigortalının manevi tazminatının takdirinde yanılgıya düşüldüğü ve manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır. Davacının iş kazası sonucu yardıma muhtaç %100 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının kusurunun bulunmadığı kusurun tamamının davalı asıl ve alt işverenle üçüncü kişiye ait bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

                  Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, 17.04.2013 tarihinde öldüğü anlaşılan davacı Murat Maraba’nın mirasçıların da davada taraf olmalarına ve ortak vekille davayı takip etmelerine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 30.01.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalı ile eşi, çocukları ile anne ve babasının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece sigortalının maddi tazminat istemi ile tüm davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vesayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün talep eden Aile ve Sosyal Politikalar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Talep eden ... Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından kısıtlı adayı ...’ün ... Bakım ve Rehabilitasyon merkezinde kalıp %53 oranında engelli olduğunu, mahkeme kararı ile koruma altına alındığını, ailesine tesliminin uygun olmadığını belirterek vesayet altına alınması istenmiştir. Mahkemece; ......

                      UYAP Entegrasyonu