Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının aidat borcundan dolayı başlatılan icra takibinin faize itirazı nedeniyle takibin faiz miktarı yönünden durduğunu, asıl alacağa itiraz etmeyen borçlunun faize itiraz etme hakkının bulunmadığını belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık % 10 (14.11.2007 gün ve 5711 sayılı Yasa uyarınca bu tarihten sonra % 5) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür....

    Davalı reddini savunmuş, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davanın 27.510,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptâli istemiyle açılmış olmasına ve takibin bu miktar asıl alacak üzerinden devam edeceğine, işlemiş faize ilişkin itirazla ilgili iptâl davası bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının temyiz itirazları tümüyle reddedilmelidir. 2-Davacının temyizine gelince; taraflar arasında düzenlenen 12.09.2005 tarihli tutanakla anlaşılan 40.000,00 TL + KDV fiyatın 3 eşit taksitle, 30.09.2005-15.10.2005 ve 30.10.2005 tarihlerinde ödeneceği kabul edilmiştir. Takipte, bu tarihlere karşın süresinde ödenmeyen bakiye alacak istenilmiş, davalı da alacağın bir kısmına ve faize itiraz etmiş, davacı itiraz edilen kısım üzerinden takibin devamına karar verilmesi istemiyle eldeki bu davayı açmıştır....

      Mahkemece davacının esasen ödeme emrinde yer alan faiz oranı ve miktarına itiraz ettiği, takip bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü takip olduğu için borçlunun faize itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde şikayet yoluyla ileri sürmesi gerektiği, davacı-borçlu takipten 18/04/2003 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürdüğüne ve yasal süre içinde borca ve faize itiraz etmediğine göre iş bu davaya konu faiz oranı ve miktarının kesinleştiğini, alacaklının kötüniyetle takip yaptığına dair delil de sunulmadığı gerekçeleri ile hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/393 Esasında davanın açıldığını, kararın kesinleştiğini, kurum zararı ve bakiye kısmı olan 3.148,50 TL'ye davalının itiraz etmediğini, 12.988,50 TL işlemiş faize itiraz ettiğini belirterek haksız ve kötü niyetle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı; ana parayı ödeyeceğini, faize itiraz ettiğini beyanla açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ceza kararıyla sübut açısından netleşen olaya dair, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama kabul edilerek; davaya konu icra takibi yönünden davacının 3.148,50 TL asıl alacak, 4.954,12 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu bu kapsamda işlemiş faiz yönünden bu tutar bakımından itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 27....

          olmakla faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olunmaktadır ki, bu durum B.K.nun 104/son maddesinde düzenlenen faize faiz yürütülemez hükmüne aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            K A R A R Davacı, davalıdan 44.787,75 YTL süt alacağı olduğunu, davalının dava konusu sütleri aldığını kabul etmesine rağmen iki adet hayali fatura düzenleyip borcu olmadığını iddia ettiğini, bunun doğru olmadığını, yapılan icra takibinde 4.887.75 YTL asıl borcun kabul edilip bakiye kısma ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını talep etmiştir. Davalı, davacı şirketin başka firmalara borcu nedeniyle kendilerinden para aldığını, davacının verdiği sütün aldığı paranın banka faizini bile karşılamadığını, ayrıca süt tankı aldıklarını, itiraz edilen kısma ilişkin faturalarının olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek ... ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun icra müdürlüğüne başvurarak; borca, faiz oranına, işlemiş faize ve fer'ilerine itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesince dayanak belgenin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır....

                bu faiz oranları üzerinde talep edilen faize itiraz ettiğinin kabulü gerekir....

                Somut olayda davalı kısmi ödemesini icra takip tarihinden ve dava tarihinden sonra 7.3.2006 gününde yaptığına göre icra takip tarihinden ödeme tarihine kadar bu miktar alacak yönünden faize hükmedilmesi ve yine kendisini davada vekil ile temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekirken bu yönlerin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2007/3101-7931 2-İİK 67/2.maddesi hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması da yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kavuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir....

                  Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekecektir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir. Somut olayda ise borçlular tarafından icra müdürlüğüne yapılmış bir başvuru olmadığı gibi, müdürlükçe yapılan herhangi bir dosya kapak hesabına da rastlanılmamıştır. O halde mahkemece, borçluların başvurusunun bu aşamada hukuki yararları olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, borca ve faize itiraz süresi geçtiği halde kesinleşen faiz miktarı ve oranına yönelik inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu