Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun faize itirazında, olması gereken faiz oranını göstermemesi faiz oranına yapılan itirazı geçersiz kılmaz; oran göstermeksizin faize oranına yapılan itirazın; yasal faiz oranını aşan miktar için yapıldığı kabul edilmelidir. Borçlunun avans faiz oranına itiraz etmesi (halinde avans oranlarına göre hesap yapılması mümkün değil ise de,) yasal faiz üzerinden hesap yapılmasına engel teşkil etmez....

    Dış Hatlar Terminal binasında verilecek yiyecek ve içecek hizmetinden davalı şirket personelinin de yararlanması hususunda mutabakata varıldığını ve müvekkili tarafından edimlerin yerine getirilmesine rağmen davalının sadece 4.000 YTL tutarında ödemede bulunduğunu, bakiye borcun ödenmemesi üzerine girişilen takibe karşı davalının verdiği itiraz dilekçesinde asıl alacağı kabul ..., işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu öne sürerek iptali ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme uyarınca müvekkilinden fahiş oranda faiz talep ettiğini faize ilişkin sözleşme maddesinin B.K.’nun 19/2. ve 20/1. maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      kusurlu bulunmadığını bildirip, faize itiraz ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ...’de, kusura ve faize itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 1.162,50 TL hasar ve 187,50 TL değer kaybı tazminat olmak üzere toplam 1.350,00 TL’nin 09.11.2009 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        na kredi kullandırıldığının tespit edildiği, asıl alacağa ve faize itiraz eden davalı ...'un 20.05.2002 tarihli kredi genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğu, 05.10.2005 tarihli sözleşmede ise imzasının bulunmaması nedeniyle, bu davalı yönünden husumet yönünden davanın reddine karar verildiği, davalı ...'ın asıl alacağa bir itirazı bulunmadığından asıl alacak yönünden takibin kesinleştiği, ancak bu davalının 05.10.2005 tarihli sözleşmede imzasının bulunmaması nedeniyle, işlemiş faize yönelik itirazı yerinde görüldüğünden, ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği, davalı ... Uygun'un 48.604,23 TL asıl alacak, 233.518,29 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, sadece işlemiş faiz alacağına itiraz eden davalı ...'...

          Davalı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece imzanın aidiyeti konusunda dosyada bulunan uzman görüşleri ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmemesinin ve reddedilmesinin yerinde olmadığını, davayı reddeden mahkemesinin borca, takibe ve faize yönelik itirazlarını incelemediğini, müvekkilinin takip alacaklısına borcu olmadığını, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve oranı ile diğer fer'ilerine itiraz edildiğini, para cezası tayinin doğru olmadığını, asıl alacak üzerinden tayin edilmesi gereken para cezasına itiraz ettikleri işlemiş faiz dahil edilere bulunan takip tutarı üzerinden tayin edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca, işlemiş faize, işleyecek faize ve oranına itiraz etmiştir....

          Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından sözkonusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Somut olayda; davacının icra takibinde bulunduğu alacağın hak edilip edilmediği yönünden davalı tarafından itirazda bulunulmuştur. Başka bir anlatımla hakkın özüne itiraz söz konusu olup uyuşmazlık yargılamayı gerektirmektedir. Olayda icra takibine geçildiğinde henüz mahkeme kararı kesinleşmediğinden alacağın likit olduğundan söz edilemez....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/03/2021 tarih ve 2021/43 Esas sayılı ara kararı uyarınca davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket aleyhine Niğde İcra Müdürlüğünün 2021/1915 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip borçlusu tarafından takibe dayanak ara kararında faize hükmedilmemesi nedeniyle faize ve faiz oranına itiraz ettikleri, icra müdürlüğünce faiz ve faiz oranı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı borçlunun faize ve faiz oranına yönelik itirazlarının takibin şekline göre takip durması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, takibe dayanak ilamda borçlunun vekilinin bulunduğu ve borçlunun vekilinin ödeme emri ve dayanak belgesinin tebliğ edildiği, mahkeme ara kararın davacı borçlu şirkete tebliğ yapılmasına ilişkin yasal herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı dikkate alındığında davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğu, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca ve Faize İtiraz KARAR ... 9. İcra Müdürlüğünün 2015/2516 (Eski:2006/16129) Esas sayılı takip dosyası ile ... 12. İcra Müdürlüğünün 2014/15072 Esas sayılı takip dosyasının asıllarının veya onaylı örneklerinin birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.01.2018 tarihinde oybirlğiyle karar verildi....

              Sayılı dosyası üzerinden 24.03.2021 tarihinde borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirket dosyaya sunduğu itiraz dilekçesi ile takip tarihinden önce temerrüde düşürülmedikleri gerekçesiyle takip öncesi faize ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itiraz dışında kalan kısmı ise icra dosyasına ödediğini, iş bu dava ikame edilmeden önce 24.09.2021 tarihinde zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk görüşmeleri de 11.11.2021 tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığını, icra dosyasına yapılan faize yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin takip öncesi faiz miktarı olan 9.754,18 TL ve ferilerine değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmek suretiyle devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, dava ve talep etmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 20.03.2018 tarih ve 2015/132 Esas 2018/103 Karar sayılı kararında özetle; "Davacı vekili 14/03/2018 tarihli yazılı beyanı ile; davacı yanca asıl alacak, işlemiş avans faizi, vekalet ücreti ve masraflar dahil olmak üzere toplam 4.544.618,38 TL ödendiğini, işbu davada asıl alacağa itiraz olmayıp, sadece faize itiraz edildiğini, 01/04/2015 dava tarihinden önce yapılan ödemelerin itiraz edilmeyen kısım için yapılan ödemeler olduğunu, faize ilişkin ödemelerin ise dava tarihinden sonra yapıldığını, dekontların dosyaya sunulduğunu, buna göre davanın konusu kalmadığından hüküm tesisine yer olmadığına, icra dosyasında davalı tarafça sadece faize itiraz edilmiş olup, dolayısıyla alacak likit olmayıp, icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığından reddine," dair karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu