Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davacıdan tahsil edilen verginin tahsil tarihinden itibaren, bu husustaki genel hükümleri içeren ve Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul ettiği 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu düzeltme ve şikayet başvurusunu zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline, hakediş bedelleri üzerinden kesilen damga vergisinin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, davacının faiz isteminin 3095 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca hesaplanacak yasal faizi aşan kısmının reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, Sayıştay Başkanlığı'nın ... sayılı ilamı gereği müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, Sayıştay ilamının infaz kabiliyeti bulunmadığını ayrıca Sayıştay ilamına ilişkin mükerrer takipler bulunduğunu belirterek faize ve faiz oranına da itiraz etmiştir....

      Borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal beş günlük itiraz süresi içinde, takipte istenilen işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmemiş olması, daha sonra icra müdürlüğünce takipten sonra işletilen faiz oranına şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, aynı Kanun'un 648. maddesi gereğince 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 7. maddesinde, görülmekte olan davalara ilişkin olarak, "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

        Bu sebeple davacının şikayet ve sair borca itirazlarının yerinde olmadığı, Ancak davacının faiz ve ferilerine ilişkin itirazlarına ilişkin olarak ise, ilk derece mahkemesince uyuşmazlık konusu takip talebinde istenilen 279,71- TL.nin işlemiş faize yönelik olup, diğer iki kalem alacak ihtiyati haciz vekalet ücreti ve masrafı olup bu kalemlerin ihtiyati haciz kararına uygun olarak talep edildiği belirtilmişse de; ihtiyati haciz kararında vekalet ücreti belli ise de masraf hakkında açıklık bulunmadığı yine faiz itirazı yönünden de ilk derece mahkemesince yapılan hesaplamaya göre istenilen faiz miktarında bir fazlalık olmadığı ve bu konudaki itirazında yerinde olmadığı sonucuna varılmışsa da HMK. 266. maddesinde; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir....

        Bu durumda, Dairemizin istikrar bulan içtihatları uyarınca, hüküm altına alınan manevi tazminat alacağına ancak karar tarihi olan 04/03/2014'den itibaren yasal faiz talebinde bulunulabilir. Şikayetçi borçlu, şikayet dilekçesinde işlemiş faiz miktarının 4.510,00 TL olması gerektiğini bildirmiş, ancak mahkemece, HMK'nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak, işlemiş faiz miktarı 3.959,60 TL olarak tesbit edilmiştir. Mahkemece, 04/03/2014 karar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarı hesaplandıktan sonra, HMK'nun 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesi uyarınca işlemiş faiz miktarının 3.959,60 TL yerine 4.510,00 TL olarak belirlenmesi ve icra emrinin buna göre düzeltilmesi gerekirken, HMK'nın 26. maddesi göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın değişik gerekçeyle bozulması gerektiği görüşündeyim. 18/06/2019 ...........

          TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Temyiz başvurusu; davacı kurumca satın alınan binek otomobillere ilişkin olarak tahsil edilen taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkin şikayet başvurusunun reddine dair Maliye Bakanlığı işleminin iptali ve yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptaline dair vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin olup; dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından şikayet başvurusunun sebebi olarak, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri uyarınca, taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinden muaf tutuldukları halde anılan vergilerin tahsil edilmiş olmasının gösterildiği anlaşılmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122'nci maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124'üncü maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma...

            Dosya kapsamı incelendiğinde; icra takibine dayanak ilamda, 22.998,00 TL alacağın dava tarihine kadar faizi ile 32.296,03 TL olduğu, 9.298,03 TL. faiz miktarı ayrı tutulmak sureti ile 22.998,00 TL alacak için 04.04.2013 tarihinden itibaren faize hükmedildiği anlaşılmaktadır. 22.998,00 TL alacağın dava tarihine kadar işlemiş faizi 9.298,03 TL'na ayrıca faiz talep edilemez isede, bu miktar icra emrine konu olabilecek ayrı bir alacak kalemidir. Mahkemece, dava tarihine kadar işlemiş faiz alacağı 9.298,03 TL yönünden de takibin iptali sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: ... A R A R Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda; ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2012/316 Esas ve 2013/670 Karar numaralı ilamı ile hüküm altına alınan iştirak nafakasına dava tarihi olan 22/05/2012 tarihinden itibaren faiz işletildiğini, borç aslını ödediklerini belirterek icra emrinin işlemiş faiz yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiş, alacaklı vekili ise, şikayetin süresinde yapılmadığını faiz talebinde Yasa'ya aykırı bir yön bulunmadığını bu nedenle şikayetin reddini talep etmiştir....

                yargılama giderine ve vekâlet ücretine de hükmedildiğini, aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili gerektiğini, ayrıca faiz detayının icra emri ekinde tebliğ edilmediği gibi icra emri içeriğinde de açıkça belirtilmediğini beyan ederek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

                Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir. TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığının kabulü gerekir. O halde faize ilişkin TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK.nda "temerrüt faizi" başlıklı 120. maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmış ise, sözleşme ile kararlaştırılan yıllık temerrüt faiz oranının, 120. maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Yargıtay 12....

                UYAP Entegrasyonu