Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, böyle bir durumda, borçlu, itiraz edilmeyerek kesinleşen ihtarnamedeki borca takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu adına çıkarılan hesap kat ihtarının, borçluya 24.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2018/824 ESAS - 2021/233 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde başlatılan ilamlı icra takibinde, ilama aykırı olarak fahiş oran ve miktarda faiz talep edildiğini, takip talebi ve ödeme emrinde banka hesap bilgilerinin bulunmadığını beyan ederek icra takibinin iptaline, bu talepleri kabul edilmez ise takibin kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; faize itirazın kabulü ile icra emrindeki fazla talep edilen 2.945,45- TL işlemiş faizin icra emrinden çıkarılmasına, toplamda işlemiş faiz miktarının 12.937,41- TL olarak düzeltilmesine...

    "İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda diğer şikayet sebepleri yanında takibe konu ilamın taşınmazın aynına ilişkin tapu iptal ve tescil davasına ilişkin olup kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağını, alacak kalemleri için kesinleşme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini karar tarihi olan 26.06.2012 tarihinden itibaren işletilen faize ilişkin icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'na eklenen "Geçici madde 3...

      Somut olayda takibe dayanak senedin taraflar arasındaki ticari kredi nedeniyle verildiği borçlunun da kabulünde olup, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde takibe dayanak belgelere ve işleyecek faiz oranına bir itirazı olmamıştır. Bu durumda takipten sonraki dönem için istenen yıllık %40 ve %31.44 faiz oranlarının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşılmakla takipten sonrası için yıllık %40 ve %31.44 faiz oranlarının akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekmektedir....

        Davalının istinaf istemine yönelik yapılan incelemede; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme yönelik faize yönelik itirazlarda kapak hesabının yapılmasının gerekmediği, TMK'nun 88 ve 120 maddelerinin ticari ilişkilerde uygulanması mümkün değilse de, takip talebinde istenilen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenilen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal ve ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile, faizin istenilen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği, ancak takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faiz türünün gösterilmemesi ve oranınında yasal ve ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı, bu durumdan itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerektiği, icra dosyası incelendiğinde, takip talebi ve ödeme emri ile %28 reeskont faizinin talep edildiği...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "davacı tarafın, yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı, UBGT alacağının yasal kesintileri yapılarak net miktar üzerinden hesaplanması gerektiğine ilişkin şikayette bulunduğu, dosyanın tevdii edildiği bilirkişinin yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı, UBGT alacağının net miktar üzerinden hesapladığı ve faiz oranlarını tespit ettiği ve yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı, UBGT alacağı için yeniden faiz hesabı yaptığı; raporun usul ve yasaya uygun hüküm kurmaya da elverişli olduğu anlaşılmakla şikayetin kabulü ile; Rize İcra Müdürlüğü'nün 2019/6114 Esas sayılı takip dosyasında takibe konu Net Fazla Çalışma Alacağının 15.447,99 TL, Faiz Alacağının 13.503,90 TL, Net UGBT Alacağının 2.347,07 TL, Faiz Alacağının 2.501,70 TL, Net Yıllık İzin Alacağının 6.427,59 TL, Faiz Alacağının 3.440,37 TL olarak düzeltilmesine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işçilik alacaklarının enflasyona karşı korunması için uygulanan en yüksek mevduat faizi, faize faiz işletilmemesi ve düşük faiz siyaseti ile bankaların faizlerini düşük göstermeleri sebebiyle enflasyonu telafi edemediği için TBK'nın 122.maddesi gereğince aşkın zarar oluştuğunu, TBK 122/2 bu zarara görülmekte olan davada hükmolunabileceğinin dava ekonomisi gereği olarak da yasalaştırdığını, borçlu işverenin faiz şikayetinde karşı davalarını arz ettiklerini, ancak bu taleplerinin tefrik olunarak İcra Hukuk Mahkemelerinde karşı dava açılamaz yorumuyla reddedildiğini, faiz şikayetini yargılarken bilirkişi incelemesine dayanan uygulamada, aynı mahiyette bir incelemeyle aşkın zararın belirlenebilmesinin mahkemeye ek bir yük yüklememekte ve uygulamada hiçbir farklılık oluşturmadığını, kronik enflasyonda faiz tartışmalarının hukuken anlamsız olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        sona ermiş olduğunu, bu tarihten sonra 02/12/2021 tarihinde yapılan şikayetin incelenmesinin mümkün olmadığını, faize itirazda kamu düzenine ilişkin olarak incelenmesi gerekli bir yön bulunmadığını, süresiz şikayet hakkı bulunmayan davacının şikayet yoluyla yaptığı faize yönelik itirazın süresinde olmaması sebebiyle reddi gerektiğini, bu noktada davacı tarafın usulsüz tebligat ile ilgili bir iddiasının bulunmadığının da dikkate alınması gerektiğini beyanla şikayetin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekecektir. Somut olayda boçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı ve takip talebinde istenen yıllık % 99 temerrüt faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşılmakla takipten sonrası için yıllık % 99 faiz oranının akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekmektedir....

        davacıdan tahsil edilen verginin tahsil tarihinden itibaren, bu husustaki genel hükümleri içeren ve Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul ettiği 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu düzeltme ve şikayet başvurusunu zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline, hakediş bedelleri üzerinden kesilen damga vergisinin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, davacının faiz isteminin 3095 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca hesaplanacak yasal faizi aşan kısmının reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu