Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Borçlu, dayanak ilamda yasal faize hükmedildiğinden yasal faiz talep edilmesi gerekirken, icra emrinde sadece işleyecek faiz denilerek faizin niteliğinin ve oranının belirtilmediğini, icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Borçlunun takipte ilama aykırı olarak faize faiz yürütülmek suretiyle fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir.(Yargıtay 12. HD'nin 2018/3606- 8633 Esas-Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Faize faiz yürütülmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün değildir. 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir....

    Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekecektir....

      Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretine bankalarca bildirilen faiz oranlarının, yasal faiz oranının altında olduğu dönemlerde, yasal faiz oranı üzerinden terditli hesaplama yapılmış, Mahkemece, mevduat faizinin yasal faiz oranının altında olduğu dönemlerde, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretine yasal faiz oranı uygulanarak hüküm kurulmuştur. Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür, diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Dar yetkili icra mahkemesi hakimi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. O halde mahkemece, bilirkişi raporunda ilama uygun olarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi gerekirken yasal faize göre yapılan hesabın hükme esas alınması doğru olmamıştır....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra takibine konu olan ilam için talep edilen faiz oranı ve işlemiş faizin fahiş olduğunu, işlemiş faiz ve talep edilen faizin yasal olmadığını, takibe konu borç miktarını ve faizi kabul etmediklerini, yerel mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin değerlendirilmediğini, taraflar için hükmedilen vekalet ücreti miktarlarını kabul etmediklerini, davasının haklı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

        Bu nedenledir ki, yerleşik yargısal uygulamada, ilamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazı gerektiği ve gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı kabul edilmiştir....Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776 K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. Sayılı ilamları). Takibe konu ilamın hüküm fıkrasında faize ilişkin bölüm var ise, bunun ilama uygun biçimde hesaplanması gerekir. Hükme konu faiz, davadaki talep ve kararın mahiyetine göre yasal faiz olabileceği gibi, işin ticari olup olmamasına göre yasal ticari temerrüt faizi ya da yasal ticari olmayan temerrüt faizi olabilir. Buna göre takip dayanağı ilamı veren mahkeme hüküm fıkrasında yer vereceği faizi ve oranını 3095 sayılı Kanun hükümlerine göre belirleyecek; bu ilamın icrasında da bu belirleme esas alınacaktır....

          Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur” düzenlemesine yer verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 7. maddesinde; "Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'inci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'inci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır" şeklinde düzenleme getirilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, takibe dayanak ilamda, asıl alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği halde ilama aykırı olarak, ilamın kesinleşmesinden sonra Anayasa’nın 46/son maddesine göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının talep edildiğini ve ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6/5 fıkrasındaki değişiklikle talep edilebilecek faizin kanuni faiz olması gerektiğini açıklayarak, icra emrinin ilam kesinleştikten sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı talebi yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Borçlunun talebi, icra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının faiz alacağı yönünden itirazın iptali ilamına aykırı olduğu ve faize ilişkin hesaplamanın düzeltilmesine yönelik İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğinde olup, mahkemece alınan raporla faizin fazla hesaplandığı tespit edildiğine göre, mahkemece dosya hesabında talep edilen faiz miktarının düzeltilmesi gerekecektir. O halde mahkemece, yukarıdaki değerlendirmeler de gözönünde bulundurularak, gerektiğinde bilirkişiden ek rapor almak suretiyle icra müdürlüğünce 15.11.2013 tarihinde yapılan dosya hesabındaki faiz miktarı denetlenerek, tespit edilecek miktar icra müdürlüğünce borçluya muhtıra ile bildirilen miktardan az ise şikayetin kısmen kabulü ile bu miktar üzerinden dosya hesabının faiz kalemi yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı; davacının tecil faizi istemi bakımından da yargı kararıyla kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş tutarların ilgililere iadesi sırasında, tahsil tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre için tasarrufundan yoksun bırakılmaktan dolayı iadenin hangi oranda faiz eklenerek yapılması gerektiği konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Kanunda yapılmış bir düzenleme bulunmadığı, olayda, 2014 ila 2018 dönemleri için ödenen elektrik tüketim vergisinin, ödeme yapıldığı tarihten itibaren, Danıştayın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun'da öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine ödenmesi gerektiğinden yasal faizi aşan miktarın talep edilmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu işlemin iptaline, ödenen tutarın tahsil...

                UYAP Entegrasyonu