Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/13831 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde, takibe konu olan alacağın yasal, avans ve en yüksek mevduat faizlerinin hesaplaması hususunda ciddi hatalara düşüldüğünü, işlemiş ve işleyecek faiz oranına itiraz ettiklerini belirterek, yasaya ve ilama aykırı düzenlenen icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı davanın süresinde olmadığını, davacının sadece takip öncesi faize itiraz ettiğini, ancak süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle işlemiş faiz miktarının kesinleşmesi nedeniyle işlemiş faizin yeniden değerlendirilmesi talebinin yerinde olmadığını, işlemiş faizin birer yıllık devreler halinde en yüksek banka mevduat faiz oranı uygulanarak hesaplandığını, en yüksek banka mevduat faiz oranının TC Merkez Bankası verilerinden alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir....

Bu sebeple bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir." ibaresi vakıa ve talebe eklenen hukuki olgunun hatalı değerlendirildiğini gösterdiğini, 3095 Sayılı KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN gereği itirazlarının da ret edildiğini, bu kanunun açık ve emredici nitelikte hukuk kuralları getirerek, hukukumuzda uygulanacak ve talep edilebilecek kanuni ve diğer faiz oranlarını düzenlediği ve kamu düzenine ilişkin, emredici nitelikte olup herkes açısından bağlayıcı olduğunu karşı tarafça, sözleşme de ibraz edilmediğini ,bu nedenle alacaklı alacağına yıllık %9,75 Faiz isteyemeyeceğini , en yüksek mevduat faizininde Euro için yıllık %1 olduğunu ,alacaklının takibe kadar geçen 18 aylık evrede 10.000 Euro için hangi somut geçerli hukuk kuralına göre 1.670 Euro faiz istediğinin belli olmadığını ,ödeme emrinin yabanca para üzerinden devamına karar verildiği yerde faize ilişkin 3095 sk gereği karar vermek ve hukuka aykırı talep ve ödeme emrinin iptali gerektiğini ,mahkemenin bu konuda...

Borçlunun inkar tazminatına ve diğer husulara ilişin itirazı, alacaklınında, ilama aykırı olarak faizin eksik hesap edildiği yönünden şikayeti üzerine, dosyalar birleştirilmiş bilirkişi vasıtasıyla ilama göre talep edilebilecek icra inkar tazminatının 9.194,82 TL ve faiz miktarlarının ise 41.348,47 TL olduğu tesbit edilmiş ve buna göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Mahkeme kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce temyiz itirazlarının kabulü ile talebe uygun düzenlenen icra emrinde faiz olarak 24.998,36 TL istendiği halde, mahkemece bu talebi aşar şekilde icra emrindeki faiz miktarının 41.348,47 TL olarak düzeltilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak, karar borçlu yararına bozulmuştur. Alacaklı vekili kararının bu kısmının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Dairemiz kararının bu kısmının düzeltilmesi isteminde bulunmuştur....

    Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki ayrı şikayet konusu olduğunu, faiz yönünden tespit doğru ise de düzeltme kararı yerine ödeme emrinin iptaline dair karar verilmesi gerektiğini, ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresinin bulunmaması sebebiyle de ödeme emrinini iptali gerekirken buna dair talebin reddine karar verildiğini beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haczi yolu ile takipte ödeme emrindeki "alacağın tahsil tarihine kadar %19,50 reeskont avans faiz" ibaresinin faize faiz talebi olması ve ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresinin yer almaması sebebiyle ödeme emrinin iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında toplanmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı vekili tarafından faizi ile birlikte tahsili istenilen 8.941,63 TL alacak faiz alacağıdır. Bu durumda, faize faiz isteminde bulunulduğu ve bu istemin Borçlar Kanununun 104/ son maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Takip dayanağı ilamda doğrudan faiz alacağına hükmedilmiş olup, ana paraya dönüşen bu nitelikteki faiz alacakları yönünden de Borçlar Kanununun 104/son maddesi gereğince faiz yürütülmesi mümkün değildir....

      I-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Borçlu vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince; Borçlu vekili talep dilekçesinde, uygulanan faiz yönünden ilama aykırılık bulunduğunu, uygulanan faiz oranının belirtilmediğini de belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, faiz talebi hususunda araştırma yapılmadan şikayetin reddine karar verilmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20.03.2015 tarih ve 2014/394 E 2015/156 K sayılı ek kararının kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi. Asıl kararın incelemesine geçildi; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, 27.06.2014 tarihinde kapak hesabı yapıldığı, borçlu icra mahkemesine başvurarak 4.784,49 TL takip öncesi işlemiş faiz ve 3.878,85 TL takip sonrası işlemiş faize itiraz ettiği, mahkemece takip tarihine kadar işlemiş faiz değerlendirilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

          İcra Müdürlüğünün 2018/2227 esasına tevzi edildiğini, yeni bir takip yapılmadığını, öncekinin devamı aynı takip olduğundan derdestlik itirazlarının dayanağı bulunmadığını, borca ve faize itirazların sadece süre kazanmaya yönelik haksız itirazlar olduğunu beyanla; davanın reddine, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/05/2021 gün, 2020/287 Esas 2021/259 Karar sayılı kararıyla; "1- Davacının Şikayet davasının reddine 2 Davanın işlemiş faiz alacağına yönelik kısmen kabulü ile 1.000.000,00TL Asıl alacak için icra takibinde 23.239,72TL Faiz Taleb edilebileceğinin tespitine, İİK nın 169/a-5 maddesi gereğince işlemiş faiz yönünden fazla talep edilen 2.938,06 TL faiz alacağı yönünden takibin durdurulmasına,fazlaya ilişkin istemin reddine 3- Davacı ve davalının tazminat taleplerinin reddine " karar verilmiştir....

          Daha açık bir deyişle ödeme emrindeki miktarın tamamını kabul eden borçlu, takip sonrası faize esas olan alacağı tartışmalı hale getirmek amacındadır. Böyle bir durumda alacaklı tarafın değil borçlu tarafın dava açması ve menfi tespit istemesi gerekir. Zira alacağın hiç bir kısmı nizalı değilse takip durmaz ve itirazın iptali davası da açılmaz. Takibi kısmen durduran icra memurunun muamelesi şikayet konusu olur. Esasen dava sürerken takip de kabul edilen kısım itibariyle devam etmiş, taşınmazlar satılarak paraya çevrilmiştir. Borçlu faizi de kabul ettiğine göre takip 602.259,28.TL’lik kısım yönünden de sürmelidir. Tek tartışma bu kısma takip sonrası faiz işletilip işletilmeyeceği yönündedir. Aslında mahkememizin ilk kararı bu kısmın da anapara olduğu yönündedir. Zira faiz ile vade farkı alacağı birbirinden farklıdır. Faize faiz işletilmez fakat vade farkına faiz işletilebilir. İlk kararımız da 602.259,28.TL’lik kısmın ana paraya dahil olduğu yönündedir....

            Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne, 2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptaline ve faizin idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiz oranına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, 3. Kararın, faize ilişkin hüküm fıkrasının, yasal faizi aşan tecil faizine isabet eden kısmı ile ödeme tarihiyle idareye başvuru tarihi arasındaki dönem için faize hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA, 4....

              UYAP Entegrasyonu