Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Faize faiz yürütülmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün değildir. 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu'nun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek kapitale dönüşen faiz alacağı, bir paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir. (HGK. 31.03.2004 tarih ve 2004/12-163 Esas, 2004/184 Karar)Somut olayda, takip dayanağı ilamda kapitale dönüşen bir faiz alacağına hükmedilmemiştir....

    Faize faiz yürütülmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün değildir. 3095 sayılı Kanun'un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu'nun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek kapitale dönüşen faiz alacağı, bir paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir. (HGK. 31.03.2004 tarih ve 2004/12-163 Esas, 2004/184 Karar)Somut olayda, takip dayanağı ilamda kapitale dönüşen bir faiz alacağına hükmedilmemiştir....

      İşlemiş Avans Faiz Talebi ve İşleyecek Faiz İtirazı Yönünden; 30/12/2018- 22/03/2019 tarihleri arasında değişen oranlarda avans faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamada işlemiş faiz 579,87- TL olarak belirlenmiştir. Ödeme emrinde talep edilen bedel ile hesaplanan bedel aynı olduğundan söz konusu itiraz yerinde değildir. Ayrıca değişen oranlarda ticari avans faiz oranlarınca talepte bulunulduğu görülmekle; işleyecek faize ilişkin şikayet de yerinde değildir. Tazminat Talebi yönünden; Alacaklı tarafın tazminata hak kazanabilmesi için takibin muvakkaten durdurulması gerekmekte olup; dava süresince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmediğinden davalı tarafın tazminat talebinin reddine" karar verildiği görülmüştür....

      Merkez Bankası Kanunun 4651 sayılı Kanunla değişik “ilan edilecek hususlar” başlıklı 39. maddesinde) kendi işlemlerinde uygulayacağı reeskont iskonto ve faiz hadleri belirleme, ilan etme görev ve yetkisi devam ettiğinden ve bu hadler belirlenebilir olduğundan ilamda reeskont oranına hükmedilmesi veya sözleşmede açıkça kabul edilmesi halinde T.C. Merkez Bankasınca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont oranı üzerinden faiz hesaplanabilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda şikayet konusu takip dayanağı ilamda açıkça alacağın “reeskont faizi ile tahsiline” karar verildiği halde 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2. fıkrasında yer verilen avans faiz oranları üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu dayanak alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir. Mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda T.C....

        Merkez Bankası verilerine atıf yapılarak sadece kıdem tazminatının muacceliyet ve vade sonu tarihi itibariyle faiz oranlarının bildirildiği, bu oranların ücret alacaklarına uygulanmasının mümkün olmadığını, hükme esas alınan raporda bilirkişinin; bankalarca gönderilen ve kendisi tarafından oluşturulan faiz oranlarını gözeterek mevduata uygulanan en yüksek faize tabi olan işçilik kalemleri açısından hesaplamaları yapmış olmasına rağmen yasal faize tabi olan işçilik kalemlerine ilişkin bir denetleme yoluna gitmediğini, fazla mesai ücretine işleyecek faiz oranının tespitinde bir yıl 360 gün alınması gerekirken 365 gün üzerinden yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu hususlar açıkça dile getirilerek yeniden rapor aldırılması talebinde bulunmuş olmalarına rağmen itirazları ve talepleri yerel mahkemece dikkate alınmayarak hatalı ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini bildirerek...

        Somut olayda; borçlu vekili bilirkişi raporuna itirazında, ... ... .... ....’nden temin ettikleri faiz oranları listesinde bildirilen USD mevduat faiz oranları ile değişim tarihlerinin dosyaya ibraz edilen ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada esas alınan ..... .... oranları ile farklılık gösterdiği yönünde beyanda bulunduğundan, Mahkeme’ce çelişkinin giderilmesi için yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının ilgili bankanın genel müdürlüğünden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak faiz hesabı yapılıp sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır, SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/.... maddesi gereğince ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiğini, ayrıca müvekkilinin harçtan muaf olduğunu açıklayarak .... tarihli hesap dökümü ve buna dayalı muhtıranın iptalini, faize itirazının kabulünü talep etmiştir. Mahkemece, borçludan harç tahsil edilmesi mümkün olmadığından bu konudaki şikayetin kabulüne, faiz miktarına ilişkin şikayetin ise yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayanılarak başlatılan takipte, borçlular vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda faize itirazlarını açıklayarak, işlemiş faiz miktarı ile işleyecek faiz oranının düzeltilmesini talep etmiştir....

              Mahkemesi'ne başvurusunda; takipte talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu, ilama aykırı olarak hesap ve talep edilen faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiklerini bildirmiş; Mahkemece, bu davanın açılış tarihinden önce borçlunun kendi isteğiyle, borcunu ödemiş olduğundan bahisle şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Borçlunun itirazından veya şikayetinden vazgeçmeksizin borcunu cebri ........ tehdidi altında ödemesi şikayeti ve itirazı konusuz kılmaz. Kaldı ki somut olayda, borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, ........ dosyası kapsamında hesaplanan miktarın ödenmesi borcun cebri ........ tehdidi altında ödenmediği şeklinde değerlendirilemez. Bu durumda işin esasının incelenmesi gerekir....

                Gerekçeli karar başlığına dava tarihi olarak 16/05/2014 yazılması gerekirken 24/07/2017 yazılmış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Davacı, dava dilekçesinde hükmedilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, gerekçe gösterilmeksizin dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi istemiyle açılan davalarda, istek bulunması durumunda, hükmedilecek tazminata olay gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu