Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2019/115682 Esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla takibe geçildiğini, davalının takibe, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, tarafından takibe, tüm borca faize ve faiz oranına ve ferilerine itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; borcun ana kısmına itiraz etmediğini, faizin fazla hesaplandığını ve faize itiraz ettiğini beyanla faizin tekrar hesaplanmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; " ... 1-Davanın kısmen kabulü ile, Davalının Kocaeli 8....

    K A R A R Davacı, davalıya teslim ettiği ilaç ve malzeme bedelinin ödenmemesi nedeniyle yaptığı icra takibinde, takip tarihinden sonra asıl alacağın ödendiğini, ancak bakiye alacağa itiraz edildiğini ileri sürerek 126 564 625 175 TL ye yönelik itirazın iptali ile inkar tazminatı istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 89.170,47 YTL işlemiş faize yönelik itirazın iptaline,inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, icra takibinden sonra yapılan ödemelerle asıl alacağın ödendiğini, ancak işlemiş faize itiraz edildiğini ve davanın faiz alacağına yönelik olduğunu bildirerek eldeki davayı açmıştır....

      Davalı borçlu icra takibinde takibe konu asıl alacağın 6.577,40-TL sini kabul etmiş, ana para borcunun 2.000-TL lik kısmı ile işlemiş faize ve faiz oranına itirazda bulunmuştur. Davacı, dava dilekçesinde itiraz edilen ana para borcu ile işlemiş faize yönelik itirazları kabul ettiklerini, ancak borçlunun faiz oranına yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, takip tarihi itibariyle ticari faiz oranının %13,75 olması nedeniyle davalı borçlunun faiz oranına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu olmayan ve davalı borçlu tarafından icra takip dosyasında da kabul edilen asıl alacağa ilişkin itirazın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalı borçlunun icra takibindeki asıl alacağa uygulanacak temerrüt faiz oranına ilişkin itirazı da yerindedir....

        Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının aidat borcundan dolayı başlatılan icra takibinin faize itirazı nedeniyle takibin faiz miktarı yönünden durduğunu, asıl alacağa itiraz etmeyen borçlunun faize itiraz etme hakkının bulunmadığını belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık % 10 (14.11.2007 gün ve 5711 sayılı Yasa uyarınca bu tarihten sonra % 5) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür....

            Davalı reddini savunmuş, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davanın 27.510,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptâli istemiyle açılmış olmasına ve takibin bu miktar asıl alacak üzerinden devam edeceğine, işlemiş faize ilişkin itirazla ilgili iptâl davası bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının temyiz itirazları tümüyle reddedilmelidir. 2-Davacının temyizine gelince; taraflar arasında düzenlenen 12.09.2005 tarihli tutanakla anlaşılan 40.000,00 TL + KDV fiyatın 3 eşit taksitle, 30.09.2005-15.10.2005 ve 30.10.2005 tarihlerinde ödeneceği kabul edilmiştir. Takipte, bu tarihlere karşın süresinde ödenmeyen bakiye alacak istenilmiş, davalı da alacağın bir kısmına ve faize itiraz etmiş, davacı itiraz edilen kısım üzerinden takibin devamına karar verilmesi istemiyle eldeki bu davayı açmıştır....

              Mahkemece davacının esasen ödeme emrinde yer alan faiz oranı ve miktarına itiraz ettiği, takip bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü takip olduğu için borçlunun faize itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde şikayet yoluyla ileri sürmesi gerektiği, davacı-borçlu takipten 18/04/2003 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürdüğüne ve yasal süre içinde borca ve faize itiraz etmediğine göre iş bu davaya konu faiz oranı ve miktarının kesinleştiğini, alacaklının kötüniyetle takip yaptığına dair delil de sunulmadığı gerekçeleri ile hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/393 Esasında davanın açıldığını, kararın kesinleştiğini, kurum zararı ve bakiye kısmı olan 3.148,50 TL'ye davalının itiraz etmediğini, 12.988,50 TL işlemiş faize itiraz ettiğini belirterek haksız ve kötü niyetle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı; ana parayı ödeyeceğini, faize itiraz ettiğini beyanla açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ceza kararıyla sübut açısından netleşen olaya dair, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama kabul edilerek; davaya konu icra takibi yönünden davacının 3.148,50 TL asıl alacak, 4.954,12 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu bu kapsamda işlemiş faiz yönünden bu tutar bakımından itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 27....

                  olmakla faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olunmaktadır ki, bu durum B.K.nun 104/son maddesinde düzenlenen faize faiz yürütülemez hükmüne aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                    K A R A R Davacı, davalıdan 44.787,75 YTL süt alacağı olduğunu, davalının dava konusu sütleri aldığını kabul etmesine rağmen iki adet hayali fatura düzenleyip borcu olmadığını iddia ettiğini, bunun doğru olmadığını, yapılan icra takibinde 4.887.75 YTL asıl borcun kabul edilip bakiye kısma ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını talep etmiştir. Davalı, davacı şirketin başka firmalara borcu nedeniyle kendilerinden para aldığını, davacının verdiği sütün aldığı paranın banka faizini bile karşılamadığını, ayrıca süt tankı aldıklarını, itiraz edilen kısma ilişkin faturalarının olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu