Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Aksi takdirde borca yönelik kısmi itirazın geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda borçlu, borca kısmen itiraz ettiği halde itiraz dilekçesinde itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermemiştir. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli değildir....

    Davalı icra takibinin faize ilişkin bölümüne kısmi olarak itiraz etmiş, nitekim icra müdürlüğünce bu husus gözetilip takip kısmen durdurulmuştur. Bu durumda mahkemece bu yön üzerinde durulmadan icra takibinde talep edilen tüm miktar üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kefalet limitinin 52.500.000.000.TL olarak belirlendiği ve davalı kefilin takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün mahkemece kabul edilmesine rağmen kefalet limiti aşılmak suretiyle karar verilmesinde isabet görülmediği gibi, BK.nun 104/son maddesine aykırı olarak faiz faize yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması da kabul şekli itibariyle doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

      . - K A R A R - Davacı vekili kredi alacaklarının tahsili için icra takibine girişildiğini, davalıların faiz oranlarına itiraz ettiklerini borçların işlemiş akdi faiz, temerrüt faizi, BSMV ve ihtar masraflarına itirazlarının haciz ve yasal dayanaktan yoksun olup, esasen borcun ödenmesini sürümcemede bırakmak amacıyla yapıldığını iddia ederek davalı borçluların itirazlarının iptaliyle takibin devamına, itiraz edilen borç kısmının %40'ından aşağı olmamak üzere borçlular aleyhine icra inkar tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, takip edilen faiz oranının fahiş olduğunu ayrıca faize faiz uygulandığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temiz edilmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hesabın süresinde takibe aktarılmadığını, faize faiz işletilerek borç miktarının büyütüldüğünü bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile takibin 6.766.321.090 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali talebi ile açılan iş bu davada davacı asıl borca ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu gerekli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi, Yargıtay denetimine imkan verecek açıklıkta değildir....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalı abonenin tükettiği su bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, icra takibine konu asıl alacağa itiraz edilmediğini, itirazın alacağın fer’ilerine ilişkin olup talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu ve müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz istenemeyeceğini, faize KDV bedeli tahakkuk ettirilmesi ve talep edilmesinin mümkün olmadığını, icra inkar tazminatının koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

            Davalı ...Ş. vekili kusura ve faize itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı TEB Sigorta A.Ş. vekili, sorumluluklarının sigortalılarının kusuru, hasar ve poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu belirterek faize itiraz etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüyle, 2.326.983.600 TL'nin 17.09.2001 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi bakımından ise 10.05.2002 dava tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı değişken nitelikteki reeskont ( yasal ) faizi ile davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              O halde mahkemece, borçlunun taleplerinin esası incelenip oluşacak sonuca göre hüküm fıkrasında taleplerden her biri hakkında verilen karar gösterilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde sadece faize itiraz yönüyle hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile faize ilişkin itiraz yönünden inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde tesis edilen hüküm isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  Davalılar ... ve ... vekili zaman aşımı definde bulunup kusura, tazminata ve faize itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ...Ş. vekili, sorumluluklarının poliçe limiti, kusur ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu bildirip, faize itiraz etmiştir. Davalı ... kusuru olmadığım bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre Türk Ticaret Kanunu’nun 1483. ve devam maddelerinde zorunlu sigortalarda düzenlendiğinden ve dava ticari dava olduğundan görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz ile birlikte faize de itiraz etmiş, mahkemece imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacıya ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise, davacının faize yönelik itirazlarının da değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu