Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir....

DAVA KONUSU : YETKİ VE FAİZE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2020/964 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, takibe dayanak senette müvekkil adresinin Sultanbeyli olarak gösterildiğini, mernis adresinin ise Pendik/İstanbul olduğunu, takipte Bakırköy İcra Daireleri yetkisiz olup, Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazları kabul görmediği takdirde faiz türü ve oranına da itiraz ettiklerini beyanla, İstanbul Anadolu İcra Daireleri yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, takibin iptalini, faiz türü, oranı ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerinin beyan etmiştir....

Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, İtiraz Hakem Heyeti tarafından esas alınan raporda PMF 1931 ve progresiv rant usulü ve TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz olmak üzere alternatifli rapor hazırlanmış, İtiraz Hakem Heyetince, TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz esasına göre belirlenen tutar esas alınmış olup, davacı vekili PMF 1931 yaşam tablosu ve progresiv rant ile hesaplamanın yapılmasını talep etmiştir. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, her ne kadar kaza tarihi itibariyle TRH 2010 Tablosu'na göre hesaplama yapılması gerekirse de davacının talebi dikkate alınarak PMF 1931 progresiv rant usulüne göre belirlenen tutara hükmedilmesi gerekirken TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz esasına göre belirlenen tutar esas alınarak hüküm tesisi doğru değildir....

    Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi. kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

      Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi. kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

        Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi. kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

          HD'nin 25.12.2017 tarih, 2015/16398 E.-2017/17515 K. sayılı ilamı ile taraflara süre verilerek, bildirdikleri bankalardan, hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve itiraz konusu sadece faize itiraz olduğundan asıl alacak yönünden net brüt çevrilmesi yapılmadan hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerektiğinden bozulmuştur. Mahkemece Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verilmişse de; dayanak ilamda brüt olarak belirlenen alacak kalemlerini nete çevirmek suretiyle hesap yapan, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ayrıca kabule göre; davalı alacaklı tarafından, faiz oranlarının ... ve ...'tan sorulmasının istendiği, mahkemece bankalara yazı yazıldığı, ...'ın faiz oranlarını gönderdiği ancak ...'...

            yasal faiz üzerinden takibe devam edilmesine karar verilmesini istemiştir....

            Davacı banka vekilinin ... tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; borçlunun icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesiyle takip çıkışı olan 33.677,90 TL’ye itirazı olmadığını, faize itirazı olduğunu, sadece takipten sonraki faiz oranına itiraz ettiğini, dolayısıyla takip çıkışı tutarın kesinleştiğini, ihtarda 2. sırada yer alan taksitli kredi ile ilgili olarak bilirkişinin asıl alacağa ulaşma yöntemini kabul etmediklerini, ihtarnamedeki hesap özetine göre geciken taksitlerin toplamına faiz işletilmesi gerektiğini, taksitli kredi için belirlenen %38,06 temerrüt faiz oranının hatalı olduğunu, sözleşmenin 11-b maddesi uyarınca müvekkil bankaca ilan edilen en yüksek faiz oranı %39 olup bunun %30 fazlası %50,70 olduğundan taksitli ticari krediden kaynaklanan alacak kalemi için %50,70 temerrüt faizi talep edildiğini ve mevzuata uygun olduğunu, ihtarda 1.sırada yer alan business card alacağı ve faizinin doğru hesaplandığını, bu nedenlerle rapora itiraz etmiştir....

              Davalı borçlular vekili tarafından icra takibinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde asıl alacağa itiraz etmemiş, işlemiş faiz ve faiz oranına itiraz ederek kısmi itirazda bulunmuş olup, mahkemenin kabulü de bu yönde olmasına rağmen davacının dava miktarından fazla harç yatırmış olması dava konusu edilmeyen asıl alacak miktarını çekişme konusu haline getirmez....

                UYAP Entegrasyonu