Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o tür faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, ödeme emrinde talep edilen faiz oranının yasal veya ticari faizden farklı olması ve itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda anılan faizin uygulanması gerekecektir. Öte yandan, TTK'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır....

    Bununla birlikteTTK'nun 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden TBK'nun 88. ve 120. maddelerinde akti ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamalarının ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakla beraber, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanması zorunludur. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz....

      Ancak; İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2 maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapabilir....

        E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalılar anılan icra dosyasındaki borca ve tüm ferilerine itiraz ettikleri, davalılar borçlarını eda etmedikleri halde sadece müvekkilimin alacağını almasını geciktirmek adına itiraz işlemini gerçekleştirdiği, davalılar itiraz dilekçelerinde; takip alacaklısı olarak görünen bankaya hiçbir şekilde borçlu olmadığından bahisle alacağın aslına, işlemiş faize, işleyecek faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini beyan ettikleri, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine, borçlu ve kefillerine ihtarname keşide edilmiştir ve tebliğ edilmiştir. Hesap kat ihtarına davalıların yasal sürede itirazı olmamış, katedilen tutar kesinleşmiştir. İtiraz dilekçelerindeki " herhangi bir şekilde temerrüt ihtarı bulunmadığı" ifadesi gerçeğe aykırı davalı-borçluların Faiz oranı ve faiz hakkındaki itirazları da yersiz olup icra takibinde talep edilen temerrüt faiz oranı kredi sözleşmesi ile kabul edilen akdi faiz oranının 9100 fazlasından düşüktür....

          Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 12. maddesinde bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına, bu oranın %50'sinin ilavesi suretiyle temerrüt faiz oranının tespit edileceği düzenlenmiştir. Davacı vekilince temerrüt faiz oranının banka tarafından TCMB'ye bildirilen faiz oranı üzerinden hesaplanması gerektiği ileri sürülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede uygulanan en yüksek faiz oranına, bu oranın %50'sinin ilavesi ile temerrüt faiz oranının tespit edileceği hükme bağlanmış ise de, dosyaya ibraz ettiği faiz genelgelerinde uygulanan faiz oranlarının %30 ilavesi ile temerrüt faiz oranının tespit edileceği belirtilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde de ilave edilecek oranı %30 olarak bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir....

          Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olup aksine anlaşma yapılamaz. (TBK'nın 100) Bu hükmün sonucu olarak yapılan kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflara sayılması gerekir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; itirazın iptâli davası itiraz üzerine duran ilâmsız takibin devamını sağlamak için açılan dava olup, itiraz üzerine dava açıldıktan sonra asıl alacak miktarının ödenmiş olması bu davanın reddini gerektirmez. Çünkü icra takibinde faiz talebinde bulunulmuş olup, bu faiz isteme hakkının saklı tutulduğunun halin icabından anlaşılmış olması anlamına geldiğinden asıl alacağın ödenmiş ve para tahsil edilirken ihtirazi kayıtta bulunulmamış olması faiz isteme hakkının düşmesine neden olmadığı gibi takibe itiraz ederek itirazın iptâli davası açılmasına neden olan davalı takip giderleri ve takipteki vekâlet ücretinden de sorumludur....

            Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir  kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün  olmaz....

              Davalı, idarenin keyfi olarak beklemek suretiyle 1,5 yıllık gecikme zammı adı altında bedel talep edip, takipten itibaren de %64 oranında faiz istemesinin haksız olduğunu ileri sürerek borcun 1.228.951.932 Tl.sına itiraz etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 6.1.2004 tarihli bilirkişi raporunda davalının itiraz ettiği kısım dışındaki takibe konu olan dosya borcunun tamamen ödenmiş olduğu davalının itiraz sebebi ile takibi duran kısım için 1.277.778.471 Tl.lık gecikme zammı temerrüt faizi ve bunlara ait KDV hesaplandığı anlaşılmıştır. İhtilaf konusu gecikme zammına ilişkindir. Gecikme zammı faiz niteliğindedir. Mahkemece faize faiz yürütülecek şekilde sadece “itirazın iptaline, takibin devamına” denilerek hüküm tesisi BK. 104/son maddesine aykırı olup doğru değildir. 1.228.951.932 Tl.ye itirazın iptali ile bu miktara faiz yürütülmeden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                -TL borçlu olduğunun belirlendiği, ancak davalının icra takibindeki itiraz dilekçesinde faize açıkça itiraz etmediği, bu nedenle işlemiş faiz istemi yönünden talebin kabulü gerektiği gerekçesiyle davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin 2.968,14.-TL asıl alacak, 165,07.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.133,21.-TL üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece davalının icra takibinde faize açıkça itiraz etmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davalı icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğinden mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değildir....

                  Davacı, icra takibinde 1.605,00 TL asıl alacak, 491,92 TL işlemiş faiz talep etmiş, davalılar ise borca itiraz dilekçelerinde davacıya borçları olmadığını öne sürmüşlerdir. İtiraz dilekçesinde faize itiraz edilmemiş, davacı da davasını açarken asıl alacak olan 1.605,00 TL üzerinden harç yatırmıştır. Ancak mahkemece, talep olmadığı halde icra takibindeki işlemiş faiz miktarı 477,70 TL ye indirilmiştir. İşlemiş faiz yönünden de karar verilerek talep aşılmıştır. Hal böyle olunca, sadece davacının talepleri konusunda karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu