Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf faize yaptıkları itirazın iptali amacıyla huzurdaki davayı açtıklarını, iş bu dava hukuki dayanaktan yoksun olup %100 faiz oranı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı taraf kendileri tarafından tek taraflı olarak hazırlanan ve iş bu krediye ihtiyacı olan müvekkilin itiraz hakkının olmadığı sözleşmeye dayanarak faiz talebinde bulunduğunu, bu uygulama açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kredi ihtiyacı olan kişi ve firmaların çok fahiş faiz ödemlerine sebebiyet verdiğini, davacının iddiaları kabulü demek bankaların isterlerse %1000 faiz talep etme hakkına da sahip olmaları anlamına geldiğini, Borçlar Kanununun 88. Maddesinde faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir....

Diğer taraftan, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir. Somut olayda takip dayanağı bono, kambiyo senedi niteliğinde olduğundan taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun kabulü gerekir....

    Dava: genel kredi sözleşmesi borçlusu davalı borçlu aleyhine, davacı banka tarafından girişilen ilamsız takibe karşı davalı borçlu tarafından akdi ve temerrüt faizi oranı ile işlemiş faiz miktarına yönelik yapılan kısmi itirazın iptali davasıdır. Davalı tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazda asıl alacağa karşı itiraz söz konusu olmayıp faize ve faiz oranına yönelik olarak itiraz edilmiştir. Mahkememiz dosyası bankacı bilirkişi ...'ye tevdi edilerek rapor aldırılmış, bilirkişi .../.../... havale tarihli raporunda: Bankalar, Bankalar Yasası uyarınca Bakanlar Kurulu kararı ile T.C....

      Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 03/02/2022 tarihli talep açıklama dilekçesinde; Davalıların borca itiraz dilekçesinden de görüleceği üzere, davalılar tarafından borcun işlemiş ve işleyecek faiz ile tüm ferilerine itiraz edildiğini, bu kapsamda dava harca esas değer hesaplanırken aşağıda dökümü sunulan kredilerin işlemiş faiz ve %5 BSMV tutarları nazara alınarak ve toplanarak dava açıldığını, 580.652,24 TL'nin hesabında dikkate alınan kredi risk bazlı faiz ve BSMV bilgilerinin 1) ... nolu KREDİ Alacağı İçin; 11.859,61 TL İşlemiş %26 İşlemiş Akdi Faiz 592,98-TL %5 BSMV toplamı 2) ... Nolu KREDİ Alacağı İçin; 7.298,27 TL İşlemiş %26 İşlemiş Akdi Faiz 364,92 TL %5 BSMV toplamı 3) ... Nolu KREDİ Alacağı İçin; 62.035,00 TL İşlemiş %26 İşlemiş Akdi Faiz 3.101,71 TL %5 BSMV toplamı 4) ... Nolu KREDİ Alacağı İçin; 127.719,00 TL İşlemiş %26 İşlemiş Akdi Faiz 6.386,01 TL %5 BSMV toplamı 5) ......

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/241 esas sayılı sıra cetveline itiraz davası açıldığını, sıra cetveline itiraz davası sonuçlanıncaya kadar icra müdürlüğünün 01/07/2020 tarihli yazıyla dosyadaki paranın tamamını mevduata uygulanan en yüksek faizle nemalandırılmak üzere Türkiye Vakıflar Bankası mevduat hesabına yatırıldığını, sıra cetveline itiraz davasının lehlerine kesinleşmesi üzerine şikayete konu 06/08/2020 tarihli tensip zaptıyla 1.771.589,42 TL ana paranın müvekkiline ödenmesine, ancak mevduat hesabında oluşan 14.683,58 TL'lik faiz getirisinin Hazine'ye gelir kaydedilmesine karar verildiğini, icra müdürlüğünün bu kararının hatalı olduğunu, ana paranın ferisi niteliğindeki bu faiz getirisinin de müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak şikayetlerinin kabulüne, icra müdürlüğü kararının iptaline, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Davalı taraf, itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz etmiştir. Bunun sonucunda itiraz edilen takip durdurulmuş ve müvekkil şirketin mağduriyetine sebep olunmuştur. İşbu itirazların tarafımızca kabul edilebilir hiçbir yanı bulunmamakla beraber davalı yanca sırf takibi durdurmak için yapıldığı ortadadır. Davalı tarafın itiraz dilekçesinde yer alan “…icra takibine yetkili icra dairesi Küçükçekmece İcra Daireleridir. ... Dairesi yetkili değildir. Bu nedenle öncelikle İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ediyorum. Takibe konu ödeme emrinde alacaklı olarak belirtilen ... A.Ş.’ye herhangi bir borcum bulunmamaktadır. Bu nedenle borca ve tüm fer’ilerine itiraz ediyorum. Takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak talep edilen miktar haksız ve fahiştir. Kabul anlamına gelmemek kaydı ile takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden faiz talep edilemez. Yine takip tarihinden işletilmesi talep edilen faiz de haksız ve fahiştir....

          BSMV’nin de 63,48 TL olarak hesaplandığı gerekçeleriyle davalının takibe vaki itirazının kısmen iptali ile 1.269,54 TL faiz, 63,48 TL BSMV olmak üzere toplam 1.333,02 TL üzerinden takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, itiraz sadece faize yönelik olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Takip Dayanağı sözleşmenin 44. maddesinde temerrüt faiz oranı belirlenmiştir. Sözleşmenin 'Temerrüt Faizi ve Oranı' başlıklı 44.maddesinde; “..bankanın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek faiz oranına bunun %50 sinin ilave edilmesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizini, gider vergisi ve fon kesintisi ile birlikte ödemeyi kabul eder.” şeklindedir. Bankanın belirlediği faiz oranı faiz genelgesine göre genel kredi sözleşmelerinde %84 olarak belirlenmiştir....

            Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....

              Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/ 14360 E, 2008/ 7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....

                Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında, davacı için TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından "progresif rant" formülü kullanılarak tazminat hesaplamasının yapılması gerektiği dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-)Davacı vekili tarafından başvuru dilekçesinde tür belirtilmeksizin temerrüt faizi istenilmiş ve Uyuşmazlık Hakem Heyetince yasal faize hükmedilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, davalı ... şirketlerine trafik sigortalı her iki aracın da ticari olduğu gözetilerek talep edenin (başvurucunun) faiz istemi hakkında ıslah dilekçesi de tetkik edilmek suretiyle faiz türünün belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu