Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talebinin 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümlerinin 3. maddesine aykırı olduğunu, faize faiz işletilemeyeceğinin net olarak hükme bağlandığını, bu nedenlerle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, icra emrinin tebliğine rağmen İİK 149/b-2 maddesinde belirtilen 7 günlük süre içinde itiraz veya şikayetler ileri sürülmemiş olduğundan, davacının belirttiği hususları inceleme konusu yapmaya yasal olanak bulunmadığı, kaldı ki takibe konu ihtarname Noter aracılığıyla senet ve sözleşmedeki adrese tebliğ edilmekle ve temerrüte düşürülmüş sayılmakla İİK 150/ı maddesi koşulları kapsamında borçluya icra emri gönderilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmediği, ihtarnameye süresinde itiraz edilmediği, kural olarak itiraz edilmeyen ihtarnamenin İİK 68/b'deki belge niteliğinde olduğu, İİK 33. maddesi anlamında ödeme ve mehile ilişkin delil de sunulmadığı ipotek akit tablosu (resmi senet) ve sözleşme, ihbarname ve tebligat şerhlerinin dosyada mevcut...

    Asliye Ticaret Mahkemesince; alacağın varlığına ve esasına ilişkin bir ihtilaf bulunmayıp sadece faiz oranına itiraz edildiği, icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ise, ilâmsız takibe itiraz halinde, asıl alacağa itiraz sebebiyle kim görevli ise, asıl alacağın takibe kadar işlemiş faizi ve faiz oranı ile, takipten sonra işleyecek faiz oranına itiraz halinde de aynı mahkemenin görevli olduğu, fatura alacağı nedeniyle yapılan takibe itirazın iptali davasında, taraflar tacir olduklarından, ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

      İlk derece mahkemesi; takip öncesi talep edilen işlemiş faiz alacağına yönelik itirazın borca itiraz olduğu, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürede dava açılmadığından takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazın süreden reddi gerektiği, takip sonrası işlemiş faize yerleşik Yargıtay uygulamaları uyarınca devlet bankaları olan Halk Bankası, Ziraaat Bankası ve Vakıflar Bankasından Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının sorulduğu, bankalarca yanıt verilmiş ise de, takip öncesi faiz kesinleşmiş olduğundan takip tarihinden sonraki faiz oranı yazı yanıtlarında yer almadığından, T.C. Merkez Bankası ile T.C....

      Mahkemece, ....05.2011 gün 2009/139 Esas 2011/129 Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın ikinci sayfasının son paragrafında da borçluların takipteki faiz oranına itiraz etmeksizin takibin kesinleşmesi halinde derece kararının kesinleşen faiz oranı üzerinden değil yasal faiz oranı üzerinden uygulanması gerektiği belirtilmiş olup, taraf vekillerinin temyiz itirazları üzerine Dairemizce verilen ....09.2012 gün 2012/1835 Esas 2012/5581 Karar sayılı bozma ilamının ikinci bendinde takipten sonra işleyecek temerrüt faiz oranının borçlunun itirazı olmaksızın kesinleştiğinden sıra cetveline itiraz davasında da bu faiz oranının uygulanacağı belirtilerek davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmiş ise de, takipteki borçluların faize itiraz etmemesi üzerine kesinleşen faiz oranının o takiple ve takibin tarafları ile ilgili olup, takipten sonra sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkün değildir....

        Dava itirazın iptali davası olup, davacı, kredi borcunun ödenmediğinden bahisle 9.669,26 TL asıl alacak, 106,85 TL işlemiş faiz üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatmış, davalı ise takibe sadece faiz ve yetki yönünden itiraz etmiştir. Davacı banka, bu itirazın iptali davasını açarken asıl alacak miktarına da itiraz edilmiş gibi asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden harç yatırmıştır. Davalı sadece faize itiraz etmiştir. Dolayısıyla davacının asıl alacak yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Asıl alacak yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ve sadece faiz yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında ayakkabı fermuar alım-satımı konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalının icra takibine yönelik itiraz dilekçesinde faturalara, borcun tamamına fer’ileri ile birlikte itiraz edilmiş olup, davadaki savunmanın aksine mallardaki maddi ayıptan bahsedilmediği, davalının ayıp iddiasının mücerret beyandan ileri gitmediği, davacının davalıdan bakiye alacak miktarının 4.447.00.-TL.işlemiş faiz miktarının da 627.04.-TL.olarak tespit edildiği gerekçesiyle davalının takip dosyasına vaki itirazının 4.447.-TL.asıl alacak, 627.04.-TL.işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.074.04.-TL.üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak takibin devamına, işlemiş faiz ile ilgili fazla talebin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yanca yapılan icra takibine karşı davalı borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiştir....

            Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir. Öte yandan, TTK'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır....

              Davacı vekili,davalının ,icra takibine yaptığı itirazın 1.165.478,69 nakdi alacak ve 59.200,00 gayrinakdi alacak yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de,borçlu vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesi incelendiğinde borçlunun,konkordato talep edip mühlet alması nedeniyle faiz işletilemeyeceğinden bahisle işletilen faiz ile bu faiz tutarı üzerinden hesap edilen fer'i alacaklar yönünden takip yapılmasına itiraz ettiği,itirazının kısmi itiraz niteliğinde olduğu görülmüştür. Dava, kısmi itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve incelenen icra dosyası ile tüm dosya birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde; davacı yanın takibe dayanak iş mahkemesi alacak kalemlerinin( İhbar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama gideri, ıslah harç) faizine ve faiz oranına itiraz etmiş olmakla devlet bankalarına müzekkere yazılarak faiz oranlarının celp edildiği anlaşılmakla tüm deliller toplandıktan sonra dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişinin hesaplama yöntemi bakımından usul ve yasaya uygun 18/02/2020 tarihli raporu gözetildiğinde; icra emrinde fazla talep edilen işlemiş faiz bulunmadığı, talep edilebilecek faiz miktarının talep edilen miktar ile örtüştüğü yönünde tespit edilmekle, davacı yanın faiz miktarı yönündeki şikayetinin reddine karar vermek gerekmiş, ( Her ne kadar davacı 19.02.2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz ederek itiraz ettiği alacak kalemleri ve faiz oranları yasal...

                CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf faize yaptıkları itirazın iptali amacıyla huzurdaki davayı açtıklarını, iş bu dava hukuki dayanaktan yoksun olup %100 faiz oranı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı taraf kendileri tarafından tek taraflı olarak hazırlanan ve iş bu krediye ihtiyacı olan müvekkilin itiraz hakkının olmadığı sözleşmeye dayanarak faiz talebinde bulunduğunu, bu uygulama açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kredi ihtiyacı olan kişi ve firmaların çok fahiş faiz ödemlerine sebebiyet verdiğini, davacının iddiaları kabulü demek bankaların isterlerse %1000 faiz talep etme hakkına da sahip olmaları anlamına geldiğini, Borçlar Kanununun 88. Maddesinde faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir....

                  UYAP Entegrasyonu