Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; alacaklı tarafından 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi gereğince, borçlu İdareye yazılı başvuru yapılmadan takip başlatılmasının usulsüz olduğunu ve icra emrinde talep edilen işlemiş faiz tutarına takipten sonrası için yeniden faiz işletilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takip konusu ilamın adli yargı yerine ait olması nedeniyle İdari Yargılama Usulü Kanununun uygulanamayacağını, borçlunun faize yönelik iddiasının da gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; takibin konusunun, adli yargı yerince verilen ilam olması nedeniyle 2577 sayılı Kanunun 28/2. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine hükmedilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Şikayet eden borçlunun şikayet dilekçesi incelenmesinde, faize itiraz sözkonusu olmayıp, dayanak ilamın bozulması sonrası yeniden yapılan yargılamada verilen karar nazara alındığında muhtıradaki meblağın kısmen mükerer olarak hesaplandığı yönünde şikayet olduğu, ancak yine dosyada mevcut ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda faiz hesaplamasına da giridiği, dolayısı ile şikayet eden borçlunun talebi aşılarak alacaklının aleyhine olacak şekilde sonuca gidildiği anlaşılmakla; mahkemece bilirkişiden faiz hesaplamasına girilmeyecek şekilde yalnız şikayet edenin şikayet dilekçesindeki hususları karşılayacak şekilde ek rapor alınmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mevcut rapora dayalı olarak hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

      Mahkemece hükme esas alınan 10.02.2015 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde ise; ipotek tesis tarihinden öğrenme tarihine kadar yasal faiz, ıttıla tarihinden şikayet tarihine kadar %70 faiz oranını dikkate alınarak faiz hesabı yapıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece, işlemiş faizin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren (ödeme için verilen 3 iş günü süresinden sonra) takip tarihine kadar verilebileceği esas alınarak, takipte istenilen işlemiş faizin, ipotek akit tablosunda belirtilen faiz oranı ile uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, bu konuda gerektiğinde Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi isabetsizdir....

        Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının iddia ettiği şekilde merkez bankasının azami faiz oranının uygulanmadığını, bilirkişi tarafından belirlen tutara göre hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, takip talebinde talep edilen faiz oranının uygulama üzerinden hesaplandığını ve yasaya uygun olduğunu belirtmiş, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; ilamlı icra takibinde işlemiş faiz miktarı ile faiz oranına karşı şikayet niteliğindedir. Yabancı para (dolar) ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına fiilen ödenen en yüksek faiz oranlarının Halk Bankası ve Ziraat Bankası cevaplarının dosya kapsamına alınmış olduğu ve Merkez Bankası tarafından da dosyaya gönderilen yazıda kamu bankaları tarafından fiilen uygulanan azami yıllık faiz oranlarının listesinin gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin İİK'nun 16.maddesi gereğince yedi günlük süre içeresinde yapılması gerekir iken, bu sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın süre yönünden reddinin gerektiğini; şikayet konusu davanın tamamen memur muamelesinden kaynaklandığı için, işbu davada müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığı için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, icra müdürlüğünce yapılan faiz hesaplamasında herhangi bir hata olmadığını, toplam alacak miktarının 575.650,37 TL'sinin ana para, 96.591,81 TL'sinin ise faiz olduğunu, TBK'na göre faize faiz işletilmesinin yasak olup, bunun kamu düzeninden olduğunu ve faize faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu; faizin adi kanuni faiz oranı üzerinden 575.650,37 TL ana para üzerinden işletilmesi gerekeceğinin tartışmasız olduğunu; halbuki, davacı tarafın eksik hesapladığını iddia ettiği 18.168,47 TL faizin de asıl borca dahil edilen toplam miktar üzerinden faize faiz işletilmiş olduğu için faize faiz işletilmemez kuralanın...

        - K A R A R - Şikayet eden vekili, alacaklı ....’un ...’den olan alacağını tahsil amacıyla Şişli 9.İcra Müdürlüğü’nün 2004/15682 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkilinin de bu icra dosyasındaki alacağın tamamını ....’tan temlik aldığını, icra dosyasında 14.02.2006 tarihinde taşınmaza haciz konulduğunu, taşınmazın satıldığını, şikayet edilenin alacaklı olduğu Şişli 3.İcra Müdürlüğü’nün 2007/9581 Esas sayılı dosyasında sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetveli kesinleşmeden ipotek alacaklısına ödeme yapıldığını, ödemenin fazla olduğunu, sıra cetvelinde alacaklıya satış tarihine kadar faiz yürütülüp buna göre ödeme yapılması gerekirken, 20.01.2010 tarihine kadar temerrüt faizi işletilerek ödeme yapıldığını, bu nedenle satış tarihi olan 08.10.2009 tarihi itibariyle yeniden hesap yapılarak fazla yapılan ödemenin taraflarına yapılmasını talep ve şikayet etmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2009/3333 E sayılı dosyasında yapılan cetvelde şikayet olunana satış bedelinin garameten paylaştırılmasının yasaya aykırı olduğunu, satışın yapıldığı saatte şikayet olunan kurumun haczinin olmadığını ve kurum haciz dayanağının borçlu ...'in müdürü olduğu ... Paslanmaz Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borcu olduğunu, borçlu şirketin yöneticisinin sorumluluğuna gidebilmesi için gerekli usul ve yasaya uygun davranılmadığını, ayrıca haciz yoluyla takiplerde sıra cetvelinin, alacağın İİK.'nun 138.maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktarın dikkate alınarak düzenlenmediğini ileri sürerek , sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....

            İş Mahkemesinin 17/05/2018 tarih , 2017/229 Esas ve 2018/308 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen 12.867,28 TL kıdem tazminatı , 11.168,09 TL işlemiş faiz , 3.682,16 TL izin alacağı , 1.597,96 TL işlemiş faiz , 993,48 TL fazla mesai ücreti , 431,14 TL işlemiş faiz , 405,90 TL harç yargılama gideri , 4.80 TL işlemiş faiz , 2.180,00 TL vekalet ücreti , 25,80 TL işlemiş faiz , 555,54 TL yargılama gideri ve 6,58 TL işlemiş faiz olmak üzere 33.918, 73- TL toplam alacağın tahsili istemiyle Samsun 9....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulaması yönündeki talebin reddine ilişkin icra müdürlüğü kararına karşı şikayet niteliğindedir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda T.C.... tarafından uygulanan faiz oranının %6 olarak esas alınmasının hatalı olduğunu, zira anılan bankaca %4,25 faiz oranı uygulandığını, ayrıca alacaklının %4,64 faiz oranını kabul etmesi karşısında bilirkişi tarafından bu oranın üzerinde bir faiz oranı esas alınarak hesaplama yapılmasının yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda esas alınan faiz oranlarının yerinde olduğu ve alacaklının şikayete konu dosya hesabı tarihinden önce %4,64 faiz oranını kabul ettiğine dair bir beyanı bulunmadığından borçlunun bu yöne ilişkin istinafının isabetli olmadığı ve bilirkişi raporunun hükme elverişli olduğu gerekçeleri ile borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

                UYAP Entegrasyonu