. - K A R A R - Hükmüne uyulan, Dairemizin 17.10.2002 tarih 6273-6761 sayılı bozma ilamında "16.2.1999 tarihinde 9.220.334.558.TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmiş üzerinde 16.000.000.000.TL limit ipoteği bulunan taşınmaz 14.200.000.000.TL'ye satılmıştır.Davacı daha sonra 14.1.2001 tarihinde ipotekle karşılanamayan alacağı için bu davaya esas takibe geçmiştir. İpotekli takip dosyasına konu alacak anapara alacağı olduğundan ödeme tarihi itibariyle bankanın faiz alacağı saptanıp bu meblağ üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi, faize faiz yürütülmemesi gerekir". denilmiştir....
Bu durumda mahkemece, davacıya dava dilekçesinde talep ettiği 45.000,00 TL içerisinde ne kadarının çıkma payı alacağı, ne kadarının huzur hakkı alacağı olduğu, buradan hareketle ıslah dilekçesindeki taleplerinin de aynı şekilde ne kadarının çıkma payı alacağı, ne kadarının huzur hakkı alacağı olduğu açıklattırıldıktan sonra davacının çıkma payı alacağına 14.03.2012 tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinden çıkma payının bu tarihten dava tarihine kadar faizi hesap ettirilip çıkma payı asıl alacağının tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmeli, huzur hakkı alacağına ise dava dilekçesinde istenilen miktara dava tarihinden, ıslah tarihinden itibaren istenilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilerek hüküm altına alınması gerekirken, tüm bu hususlar düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır....
Ancak, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise de ihtirazi kayıt konulması şarttır. Aksi halde faiz alacağı da sona ermiş sayılır....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, 05.05.2015 tarih ve 2014/550 E., 2015/185 K. sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, Dairemizin 09.09.2015 tarih ve 2015/18800 E., 2015/25038 K. sayılı kararıyla “işlemiş faiz” alacağı talebi açısından kesin hüküm olmadığından davanın esasına girilmesi gerekirken” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak 23.11.2017 tarih ve 2015/759 E., 2017/437 K. sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı, davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili ... ... 11. İş Mahkemesinin 2011/204 E., 2013/60 K. sayılı dosyasındaki kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma alacaklarından mahkeme kararında faiz yürütülmeyen kısımlara yönelik olarak işlemiş faiz alacağı talebi ile 23.10.2014 harç tarihli dava dilekçesi ile dava açmış, Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda bu dört kalemin işlemiş faiz alacağına hükmedilmiştir....
Takipte istenen işlemiş faiz toplamının 4.783,52 TL olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda da kıdem tazminatı işlemiş faiz tutarının 3.540,54 TL , ücret alacağı işlemiş faiz tutarının 128,82 TL , ulusal bayram ve genel tatil ücreti faiz tutarının 249,51 TL olarak belirlendiği anlaşılmakla, gerek takipteki işlemiş faiz tutarı , gerekse mahkemece iptaline karar verilen faiz tutarının bunun dışında kalan tutarın İİK'nun 363.maddesi ve Ek1.madde hükümleri nazara alındığında, Takip miktarı ve istinafa konu miktarın istinaf kanun yoluna müracaat sınırı olan 12.600,00 TL'yi aşmayıp miktar itibarı ile kesin nitelikte olduğundan davalının istinaf dilekçesinin HMK nun 352- 346 ve İİK nun 363/1 maddeleri gereğince reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Nedenleri yukarıda acıklandığı üzere; 1- Bakırköy 6....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2021 NUMARASI : 2019/783 ESAS - 2021/1394 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, ilama aykırı oran ve miktarda faiz talep edildiğini, kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağı, hafta tatili alacağı, ulusal bayram genel tatil alacağı ve ücret alacağı yönünden talep edilen faiz oranı ve miktarının fahiş olduğunu beyan ederek takibin iptali yada faiz yönünden takibin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece alınan 01.02.2021 tarihli kök rapor ve 26.02.2021 tarihli ek raporda; takibe konu ilama göre davacının sorumlu olduğu asıl alacak miktarlarının 12.770,25- TL kıdem tazminatı alacağı, 999,69- TL ihbar tazminatı alacakları, 16.361,40- TL fazla mesai ücreti alacakları, 1.165,51- TL genel tatil alacakları, 5.508,23- TL yıllık izin ücreti alacakları, 3.362,86- TL vekalet ücreti alacağı, 586,78- TL yargılama gideri, 463,27- TL harç olmak üzere toplam 41.217,99- TL olduğunu, buna rağmen takipte davacıdan toplam 67.262,63- TL asıl alacak istendiği, kıdem tazminatı alacağı için talep edilen 8.947,22- TL işlemiş faizin yasal normlar içerisinde kaldığı, ihbar tazminatı için 296,93- TL, fazla mesai ücreti için 8.261,48- TL, genel tatil alacağı için 832,01- TL, yıllık izin ücreti için 1.369,68- TL işlemiş faiz talep edilebilecekken fazla talep edildiği tespit edilmiştir....
Uyuşmazlık konusu husus Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı anapara alacağına işleyen birikmiş faiz alacağına tekrar faiz işletilip işletilemeyeceği noktasındadır. Davacı tarafça talep edilip hüküm altına alınan birikmiş faiz alacağı, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın zamanında ödenmemesi sebebiyle oluşan temerrüt faizi niteliğindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121./son maddesinde “Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.” hükmü düzenlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/18-683 E. 2014/504 K. sayılı kararında da “…mahkemece her iki isteğin gecikme faizi ile tahsiline karar verilmiş ise de; mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesinde; “... Geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemez.” ; (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 121/son) hükmü gözetilmeden, gecikme faizine de temerrüt faizi uygulanacak şekilde faize hükmedilmesi doğru değildir.” denilmiştir....
alacağı net 1.762,59 TL'nin 50,00 TL'sine 23/06/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, bakiye kısmının ise faiz talebi olmadığından faiz işletilmeden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ......
işindeki fazla ödeme iddiası ile ödenmediğini, alacağı karşılığında davalıya teminat mektubu verdiğini, bundan sonra 16.06.2004 tarihinde tahsil edebildiğini, ... işiyle ilgili olarak da herhangi bir fazla ödemenin tespit edilemediğini belirterek, 221.434,16 TL alacağının temerrüt tarihi 31.05.2002 ile ödeme tarihi 16.06.2004 arasındaki faiz alacağı ile teminat mektubu masrafından alacağının tahsilini istemiştir. Mahkemece ıslah da dikkate alınarak dava 319.793,96 TL üzerinden kabul edilmiştir. Davacının teminat mektupları dışındaki alacak talebi munzam zarara ilişkin olmayıp faiz alacağıdır. 3065 Sayılı KDV Kanunu'nun 1. maddesinde KDV'nin konusunu oluşturan işlemler sayılmış olup, mal ve hizmet alımları içerisinde faiz geliri sayılmadığından faiz alacağına KDV uygulanması mümkün olmadığı gibi, hüküm altına alınacak faiz alacağına faiz uygulanması da BK'nın 104/son maddesine aykırıdır....