Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu malvarlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir. Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirilmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu malvarlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur....
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu malvarlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir. Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu malvarlığının dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur....
ve mülkiyetinde olan Abdüsselam Camii ve Külliyesi koruma alanına alınması sebebiyle, korunması gerekli kültür varlığı olarak değerlendirilen davacılara ait taşınmazın bu karardan itibaren kısıtlılık halinin başladığı, davacılar murisinin davalı idareye kamulaştırma talebine rağmen bu talebin davalı idarece kabul edilmediği, dolayısıyla davacıların tasarruf ve mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle mağduriyetinin söz konusu olduğu, davalı idarece koruma alanı içinde kalan davacılara ait taşınmazın kamulaştırması yapılmadığından, davacıların kamulaştırmasız el atma nedeniyle uğradığı zararın davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulü yolunda ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 199. maddesine göre, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Bu düzenleme ile yasa, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına iki halde gidilebileceğini öngörmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması- Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası yönünden; davalı erkek tarafından ise kadının kabul edilen nafaka davası ve bu dava yönünden kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece davacı kadının 04.02.2013 tarihinde açtığı tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası, tarafların 21.04.2021 tarihinde boşandıkları ve boşanma kararının kesinleştiği...
maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder. Ölen eşin mirasçılarının, TMK'nın 181/2. maddesinde düzenlenen haklarını kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır. Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesine göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanınan hak ve yetkilerle sınırlıdır. Eldeki davayı sağ eş açmıştır. Ölen eş tarafından açılmış bir boşanma davası bulunmamaktadır. Ancak, davacı asıl davadan açıkça feragat etmiştir. Feragat; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir [HMK m. 307-(1)]....
IN aile konutu şerhi davasına ilişkin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davanın aile konutundan kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası (TMK m. 194) olduğu, davacı eşin açık rızası alınmadan yapılan satış işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile taşınmazın davalı eş Celadet adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş,aile konutu şerhi davasının taraflar boşanmış olduğundan reddine karar verilmiş, verilen bu karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir....
O halde TMK 194 maddesinde yer alan aile konutu ile ilgili tasarruf işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlayan şart, sadece malik olan eşin iradesine bağlı olan işlemlerde geçerli olabilmesi gerekir. TMK 194 maddenin getirdiği sınırlama aile hayatını korumak amacıyla eşlerin ortak bir paydada buluşması amacını taşımaktadır. Bu kanun maddesinin rızai olmayan işlemler için yorumlanması kanunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm tedbir nafakasının miktarı ve reddedilen tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davacı-davalı vekili Av. ... 5.8.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2016 (Pzt.)...
Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır....