WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürülebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların ... 2. Aile Mahkemesinin 2016/110 esas, 2016/1213 karar sayılı ilamıyla boşanmalarına hükmedildiği ve boşanma kararının 20.03.2019 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

    Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Taraflarca Gaziosmanpaşa l. Aile Mahkemesinin 2016/916 esas ve 2018/1181 karar sayılı dosyasında karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü üzerine karara karşı erkek tarafından kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden, kadın tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurulmuş, erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz kapsamı dışında bırakılarak 05.03.2019 tarihinde kesinleşmiştir. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....

      Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir. Evlilik, boşanmayla sona ermekle, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eş İsmail ile davacının, karardan önce 03.09.2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmış oldukları anlaşılmaktadır. Evlilik, karar tarihinden önce boşanma ile sona erdiğine göre, dava konusu taşınmaz aile konutu olmaktan artık çıkmıştır....

        Hemen belirtilmelidir ki, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Somut olayda; dava konusu taşınmazın taraflar adına 1/2'şer pay ile kayıtlı olduğu, Antalya 4....

          Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden; davacı erkek ile davalı ...'ın 02.09.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi işlenmesine yönelik dava konusuz kalmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, manevi tazminat miktarı ile reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise, tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hükmü temyiz eden davalı-davacı kadın vekili 08.08.2017 havale tarihli dilekçeyle temyizden feragat ettiklerini bildirdiğinden, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hüküm altına alınan manevi tazminatın davacı-davalı erkek yararına hükmolunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı...

              Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmiş ise de, kadının tasarrruf yetkisinin sınırlandırılması ve bu isteğe yönelik vekalet ücreti, davacı-karşı davalı erkek tarafından temyize konu edilmemiştir. Bu duruma göre, davalı-karşı davacı kadın tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve bu isteğe yönelik vekalet ücreti yönünden katılma yoluyla temyiz hakkını kaybetmiştir. Açıklanan sebeple davalı-karşı davacı kadının tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve bu isteğe yönelik vekalet ücretine ilişkin katılma yolu ile temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. b-Davacı-karşı davalı erkeğin gerçekleşen ve mahkemece de kabul edilen kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Açıklanan sebeple davalı-karşı davacı kadın lehine uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesinin ekonomisini bozacak davranışlarda bulunduğunu, ailenin gelirini içki, kumar ve ... ortamında yediğini, tarafların evlilikleri sürecinde bir ev aldıklarını, bunun davalı tarafından satıldığını, davalının bankalardan kredi çekerek aileyi borçlandırdığını, davalının borçları yüzünden aileye birden fazla kez icra takibi başlatıldığını, davacının ve tarafların müşterek çocuklarının mallarının haczedildiğini belirterek, davalının tasarruf yetkisinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanunu) 199 uncu maddesi uyarınca sınırlanarak Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan tüm bankalardan her türlü işlem yapma yetkisinin kısıtlanmasına, davalının almış olduğu emekli maaşının müvekkiline ödenmesi hususunda SGK ve maaş ödemesi yapan kuruma/bankaya emir verilmesine, aksi halde davalının 4721 sayılı Kanun'un 196 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğine aylık 2.000,00 TL katkı yapmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Bu düzenleme ile yasa, tasarruf yetkisinin sınırlanmasına iki halde gidilebileceğini öngörmüştür. Bunlardan birincisi; sınırlanmayı ailenin ekonomik varlığının korunması gerekli kılmalı, ikincisi ise evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesidir. Her iki halde de yasa, sınırlanmanın ölçülü olmasını aramıştır. Ölçülülük, sınırlanma ile ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlanmanın gerekli ve orantılı olmasını gerekli kılar. Olayda davalı erkeğin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma yönünde girişimde bulunduğu toplanan delillerden anlaşıldığına göre, davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasında gereklilik bulunduğu gerçekleşmiştir. Ne var ki sınırlanma ölçülü olmalıdır. Mahkemece davalıya ait davaya konu tüm taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilmiştir....

                    Konut üzerinde hak sahibi olan kocanın konutun kaybı sonucunu doğuran tasarruf işlemi, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK.m.194/1) Rızası gereken eşin bu rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizlik, kesin hükümsüzlük niteliğinde olmayıp, askıda geçersizliktir. Hak sahibi olan koca, bu taşınmazı 26.04.2011 tarihinde davalı M.. K..'ya satmış, devralan Mehmet de bundan altı ay sonra 25.11.2011 tarihinde diğer davalı Muhammet'e satmıştır. Konutu ilk devralan M.. K.. ile bu kişiden devralan Muhammet arasındaki tasarruf işlemi, Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi kapsamı dışındadır. Son devralan Muhammet, bu yeri kendisine devreden M.. K..'nın üzerindeki tescilin, hukuki sebepten yoksun (yolsuz) tescil olduğunu biliyor olsa bile, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı ileri sürme hakkı, böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimseye aittir....

                      UYAP Entegrasyonu