Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çalışmanın sabit olunmasına rağmen, çalışılan bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup belirlenerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı saptanmalıdır.Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu malvarlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından 31.07.2019 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının, davalı eşinin emekli maaşı ile aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisinin TMK'nun 199. maddesi uyarınca sınırlandırılması talebi üzerine mahkemece 07/02/2011 tarihinde davanın kabulü ile davalının emekli maaşı ile davalı üzerine kayıtlı aile konutu üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına dair karar verilmiş, verilen bu karar temyiz edilmeksizin 28.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davanın aile konutundan kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası ( TMK m. 194) olduğu, davacı eşin açık rızası alınmadan yapılan satış işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile taşınmazın davalı eş Yüksel adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, verilen bu karar davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK md. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 9.6.2014 gün ve 23306-12769 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

          Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, davacı eşin ölümü, boşanma yahut iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Davacı eş 5.06.2017 tarihinde ölmüştür. Aile konutuyla ilgili tasarruf işlemine rızası gereken eş öldüğüne göre dava konusuz kalmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin rızası gereken eşe sağladığı hak, şahsa bağlı olup, bu eşin ölümü halinde mirasçılarına intikali mümkün değildir. Böyle bir durumda, aile konutuyla ilgili işleme rızası gereken eşin ölümüyle davanın esası konusuz kalır ve işlem yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır....

            toplandığını ve yatırımlarının da o hesaplardan yapıldığını, bankalara müzekkere yazılarak davalı adına kayıtlı banka hesaplarına ilişkin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep ettiklerini, ailenin ekonomik varlığının korunması, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi ve müşterek çocuklarının da hak kaybının yaşanmaması adına davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu malvarlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir. Yukarıda açıklanan yöntemlerden yararlanılarak ayrı ayrı tespit edilen toplu para ve düzenli gelirlerle yapılan katkı oranları, birleştirmek suretiyle değerlendirilerek, tasfiyeye konu malvarlığının dava tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle, her bir eşin katkı payı alacak miktarı bulunur....

              Uyuşmazlık konusu madde ile boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi üzerine, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunu ispatlaması hâlinde sağ kalan eşin, ölen eşin mirasçısı olamayacağı ve aksi ölüme bağlı tasarruftan anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufla kendisine sağlanan hakları kaybedeceği hükme bağlanmıştır. Bu nedenle eşlerden birinin ölümüne rağmen, ölen eşin mirasçılarından birisinin devam ettirdiği bu davada, artık eşlerin boşanması değil, boşanmaya sebep olan olaylarda sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı karara bağlanacaktır. Yani boşanma davası eşlerden birinin ölümü neticesinde konusuz kalmıştır ancak diğer bir yönden de ölen eşin mirasçılarından birisinin açılmış olan davaya devam etmesi hâlinde ise açılan boşanma davası kendiliğinden sağ kalan eşin kusurlu bir davranışının olup olmadığı yönünde inceleme yapılması gereken kusur tespiti davasına dönüşmüştür. 4....

                Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

                  Bu durumdan davacı eşin açık rızası alınmadan gerçekleştirilen ipotek tesisine ilişkin tasarruf işlemi iptal edilmelidir. Bu sebeple karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmelidir. Bu bakımdan sayın çoğunluğa katılmıyorum. KARŞI OY YAZISI Aile konutu üzerinde tasarruf işleminde bulunan eş, diğer eşin açık rızasını almak zorundadır (TMK.md.194/1). Davalı eş ....'in diğer davalı banka ile yaptığı aile konutuyla ilgili ipotek işleminde işlem sırasında davacı eşin açık rızasının bulunmadığı, getirtilen ipotek akit belgesiyle sabittir. Açık rızanın varlığının resmi veya yazılı belge ile kanıtlanması gerekmez. Açık rızanın varlığının her türlü delille kanıtlanması mümkündür.... varlığı karineyle de ortaya konulabilir....varlığını ispat yükü tasarruf işlemini yapanların üzerindedir. Türk Medeni Kanununun 1023. maddesindeki iyiniyet karinesi işlemin tarafları bakımından göz önüne alınır....

                    UYAP Entegrasyonu