Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, tarafların evlenmeden önce davacının müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşamayı kabul ettiğini, ancak sonradan huzursuzluk çıkardığını, haliyle geçimsizlikte kusurlu davranan davacının açtığı boşanma davasının ve maddi taleplerinin reddine, eğer boşanma kararı verilecek ise de yanların müşterek kusurlu sayılmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-birleşen davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen yargılama giderleri, lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, tedbir-yoksulluk nafakası, aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden istinaf ettiği görülmüştür. Davacı-birleşen davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden istinaf ettiği görülmüştür....
İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 145 inci ve 146 ncı maddeleri, 159 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 3.Değerlendirme 1.... ve ... arasındaki evlilik sözleşmesi, ölüm ile sona erdiğinden; evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda muris Ali Rıza'nın sürekli sebeple ayırt etme gücünden yoksun olduğu anlaşılmakla, butlan kararının hüküm altına alınması ile yetinilmesi gerekirken (TMK m. 147/1) evliliğin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2.Davacılar vekili, muris ...'nin ... ile yaptığı evlilik akdi sırasında akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasında bulunarak evliliğin mutlak butlan ile iptali ve davalıların murisi ...'in evlilik akdi sırasında iyi niyetli olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmışlardır. İlk Derece Mahkemesince, evliliğin mutlak butlan ile iptaline, muris ...'...
Davacı erkek tarafından 24.05.2016 tarihinde kararın tebliğe çıkartılması talep edilmiş ve karar davacı erkeğin bildirdiği tarafların en son birlikte yaşadıkları İstanbul adreslerine tebliği ile boşanma kararı kesinleşmiştir. Davalı kadın tarafından açılan .... Aile Mahkemesinin ...Karar sayılı dosyasında; erkeğin boşanma davası açtığından ve boşanma kararının kesinleştirildiğinden...tarihinde erkeğe karşı... Aile mahkemesinde açtığı boşanma davasındaki yargılama sırasında haberdar olduğunu, bu tarihe kadar erkekle olan evliliğin devam ettiğini, hatta 2013 doğumlu ortak çocuklarının olduğunu, yaşadığı sorunlar nedeniyle müşterek evden ayrılması ile erkeğin 19.09.2012 tarih ......
Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 03.08.2015 tarihinde resmi olarak evlendiklerini, 1 tane müşterek çocuklarının olduğunu, davalı eşi 2.Aile Mahkemesinin boşanma kararı kesinleşmeden Veyis Çelmesi(Nurettin oğlu) şahısla 02.04.2019 tarihinde düğün yapmak suretiyle gayri resmi evlilik yaptığını, gayri resmi evliliğe ilişkin fotoğrafları da davalı sosyal medyada paylaştığını, davalının evlilik birliği devam ederken sadakatsız davranmak suretiyle başka birisiyle gayri resmi bir evlilik yapması ve bunu da düğün yaparak sosyal medyada paylaşması tarafını çok üzdüğünü, evlilik birliği içerisinde devam etmesi gereken sadakat yükümlülüğü boşanma davası açmakla bitmediğini, boşanma davasının açılması tarafların boşanma arzusunu dile getirdiğini, yasal olarak evliliğin bitmediğini, evliliğin bitmiş olması için boşanmanın gerçekleşmesi ve kararın kesinleşmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 03.08.2015 tarihinde resmi olarak evlendiklerini, 1 tane müşterek çocuklarının olduğunu, davalı eşi 2.Aile Mahkemesinin boşanma kararı kesinleşmeden Veyis Çelmesi(Nurettin oğlu) şahısla 02.04.2019 tarihinde düğün yapmak suretiyle gayri resmi evlilik yaptığını, gayri resmi evliliğe ilişkin fotoğrafları da davalı sosyal medyada paylaştığını, davalının evlilik birliği devam ederken sadakatsız davranmak suretiyle başka birisiyle gayri resmi bir evlilik yapması ve bunu da düğün yaparak sosyal medyada paylaşması tarafını çok üzdüğünü, evlilik birliği içerisinde devam etmesi gereken sadakat yükümlülüğü boşanma davası açmakla bitmediğini, boşanma davasının açılması tarafların boşanma arzusunu dile getirdiğini, yasal olarak evliliğin bitmediğini, evliliğin bitmiş olması için boşanmanın gerçekleşmesi ve kararın kesinleşmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın...
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların resmi kayıtlarda 18/07/1983 tarihinde evli olarak göründüklerini, ancak müvekkilinin 30 yıldan fazladır Almanya'da ikamet ettiğini, eşlerin evliliğin kurulduğu tarihten bu yana hiç birlikte kalmadıklarını, davacının Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/142 esas 1994/76 karar sayılı dosyasında açtığı davanın ret ile sonuçlandığını ve davanın 12/09/1994 tarihinde kesinleştiğini, davalının Adana 6.Aile Mahkemesinin 2017/88 esas sayılı dosyası ile açtıkları evliliğin iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde tarafların yaklaşık 34 yıldır fiilen bir araya gelmedikleri ve hiç görüşmedikleri yönünde ikrarının olduğunu belirterek TMK 166/f-4 gereği 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle eşlerin boşanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Asliye) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadında evlilik öncesi mevcut olan hastalığın gizlendiği vakıasının boşanma sebebi oluşturmayacağı ancak evliliğin nispi butlan ile iptalinin talep edilebileceği, bu sebeple davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar...
DAVA TÜRÜ :Boşanma- Evliliğin İptali - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davaların birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca)'nın boşanma davası ile davalı-davacı (kadın)'ın nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.03.2012(Pzt.)...