WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ile davalı ... arasındaki evlilik birliği 22.05.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir.Türk Medeni Kanununun 194. maddesi evliliğin genel hükümleri kapsamında yer almakta olup, evlilik devam ettiği sürece uygulanabilecek bir hükümdür. Evliliğin sona ermesiyle konut, aile konutu vasfını kaybeder ve bu hükmün uygulanma imkanı kalmaz. Evliliğin devamı sırasında, hak sahibi eş tarafından aile konutunun devri veya bu konut üzerindeki hakların sınırlandırılması diğer eşin rızasına bağlanmıştır. Rızası gereken eş, yapılan devir işleminin geçersizliğini ancak evlilik birliği devam ediyorsa isteyebilir. Davanın devamı sırasında evlilik birliğinin boşanma ile sona ermiş olması karşısında davanın konusu kalmamıştır....

    Somut olayda davalı şirketin 17.01.2024 tarihli 1 sayılı Yönetim Kurulu Kararının yokluğunun tespiti istenmiş olup, ihtiyati tedbire konu edilen davalı şirket malvarlığı uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      Evliliğin devamında taraflar ve çocukların yararı mevcuttur. Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır. Dava reddedilmek üzere hüküm bozulmalıdır....

        Ne var ki kadının davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleşmiş böylece davalı davacı erkeğin boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu nedenle davalı davacı erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri davalı davacı erkek üzerine bırakılmış ve davacı davalı kadın lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir....

        İlk derece mahkemesi, mutlak ve nisbi butlan koşullarının bulunmadığından bahisle, davacının boşanma talebi yönünden hüküm kurmuş ve boşanma davasının reddine karar vermiştir. Hükme karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 145/3. maddesinde, "Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması" evliliğin mutlak butlan nedeniyle iptali sebebi olarak düzenlenmiştir. Dosyadaki vesayet kararının incelenmesinden davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 405/1. maddesindeki "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı" nedenine bağlı olarak kısıtlandığı anlaşılmıştır. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 01/12/2016 tarihli sağlık kurulu raporunda davalı kadının "Hafif derecede mental reterdasyon, organik olmayan psikoz" rahatsızlığının olduğu ve rahatsızlığın evlilik tarihinde mevcut olduğu belirtilmiştir....

          Boşanma davası içinde, mal rejiminin tasfiyesine yönelik isteklerin incelenebilmesi, eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkündür. Evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde; mal rejimi evliliğin sona ermesini sağlayan davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.md.225/2). Boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Bu sebeple boşanma davasının sonucu beklenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Şimdi, bu açıklamaların ışığı altında, çokevliliğin yol açtığı ve klâsik - teknik anlamıyla butlandan (ve de evliliğin yokluğundan) ayrımlı kendine özgü butlanın üzerine daha bir yakından eğilelim: Eğer yasak ve batıl ikinci evlilik ilişkisi, boşanma veya ölüm nedeniyle çözülecek olursa, sona ermiş olan bu evliliğin butlanı, artık savcı tarafından hüküm altına aldırılamayacaktır. Böylelikle ikinci evliliğin butlanı bir derece hafiflemiş, zayıflamış olmaktadır. Çözülmüş, sona ermiş ve geçersiz kılınmasında artık herhangibir kamu yararının kalmadığı varsayılan bu evliliğin butlanını, ancak ikinci evliliği sonradan geçersiz kılmada özel bir maddi veya manevi çıkarı bulunan ilgililer hüküm altına attırabileceklerdir. (MK 114 I)....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm evliliğin iptali talebinin reddine ilişkin hüküm ile nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.07.2008...

              Sonuç olarak; dava tarihinde “devam eden” bir evlilik olmadığına göre “olmayan bir evliliğin" sonlandırılması da mümkün değildir. .......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı karşı davalı kadın vekili 03.06.2016 tarihli dilekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin 26.05.2016 tarihinde vefat ettiğini, evliliğin ölümle sona erdiğini, mahkemece ölüm halinin evliliğin bitiş sebebi olarak kabul edilmemesi durumunda açtıkları davadan bütün sonuçları ile birlikte feraget ettğini bildirmesi üzerine mahkemece 14.06.2016 tarihli ek karar ile kadının davasının feragat nedeniyle reddine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesi kararı temyiz edilip Yargıtay'ca bozulup ortadan kaldırılmadıkça, hukuki varlığını devam ettirir....

                  UYAP Entegrasyonu