a satılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davalılardan Şaban Ürgüncü adına tescili ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK md. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapıldın tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu taşınmazı devreden davalı eş Şaban Ürgüncü 16.12.2012 tarihinde ölmüştür. Evlilik ölüm ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; evlilik dışı 25.06.2002 tarihinde doğan ...davalı anne Sevği hanesine baba adı Mehmet Sami olarak 26.07.2006 tarihinde tescil edildikten sonra, davacı ile davalının 09.05.2008 tarihinde evlenmeleri sırasında tarafların yazılı müracaatı üzerine 16.06.2008 tarihinde davacının nüfusuna tescil edilmiştir. Davada, ...nin baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...nin kayden babası görünen davacı ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığından, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu itibarla davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır....
ın 21.01.1987 tarihinde anne hanesine evlilik dışı tescil edildiği, 12.08.1987 tarihinde ise dedesinin Sorgun Noterliğince düzenlettirmiş olduğu tanıma senedine istinaden baba hanesine ... soyadı ile tescili yapılmıştır. Tanıma senedine göre ...'in anne hanesindeki kaydının baba hanesine taşınması gerekirken baba hanesine tekrar tescili yapılarak mükerrer kayda sebebiyet verilmiştir. ...'in yaşamını ... kaydı ile sürdürdüğü de dikkate alınarak annesinin hanesindeki mükerrer ... kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, ... ve ...'in aynı kişi olduğunun tespiti ile yetinilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz ve araç kaydının katkı payı oranında iptali ve davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece de bu yönde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olup, davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, evlilik birliğinin devamı sırasında kazanılan 621 ada 270 sayılı parsel üzerindeki 1 numaralı bağımsız bölüme ait tapu kaydının iptal ve tescili ıslah yoluyla öne sürülen istek ise tazminat taleplerine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in gerçek anneleri davalı ... üzerine tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, ... kaydında davacı ...'nın çocukları olarak görünen davalı ..., ... ... ve ...'in, davacının eşi ...'in evlilik dışı ilişki yaşadığı davalı ... adlı kadından doğdukları halde, bununla resmi evlilik olmadığı için kendi üzerine yazıldığını bildirerek adı geçenlerin anne adlarının ... olarak düzeltilerek nüfusa kaydedilmeleri istenilmiştir. Dava gerçek durumu göstermeyen yanlış ... kaydının düzeltilmesine ilişkin olup, 5490 Sayılı ... Hizmetleri Yasasının 36. maddesine göre bu tür davalara bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine verilmiştir....
nun evlilik işlemlerini yapan kuruluştan ve gerekirse .... Genel Müdürlüğünden evlilik belgelerinin ve evlenerek gittiği haneye ait eski nüfus kaydı bilgilerinin getirtilerek dosyaya konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak davacının genetik anne ve baba hanesine kayıt istemi, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi talebi ise de, anne ve baba arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesidir Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak oluşmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak nüfusa tescili söz konusudur....
Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. ...... kaydının düzeltilmesi davasında ise, ...... kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı). Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi gereği evlilik dışı doğan çocuğun ana ve babasının birbirleriyle evlenmeleri ile çocuğun evlilik içi doğum gibi soybağı hükümlerine tabi olacağı (sonradan evlenme ile kurulan soybağı) ancak aynı Kanunun 285. maddesine göre ise evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacıların murisi ... ile eşi ......'nın 27.04.1968 tarihinde evlendikleri, davalı 01.01.1971 doğumlu ...'ın 04.02.1972 tarihinde ...'ın beyanı ile ......a evlilik içinde doğan çocuk olarak tescil edildiği, ...... 7....
Dosya kapsamından, talebin evlilik birliği içerisinde birlikte edinilen taşınmazın boşanma davasının devamı sırasında davalı eş tarafından diğer davalı ...'e muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ile eski malik eş adına tapuya tescili istemine ilişkin dava olduğu, davacının talebinin, eşi ile aralarındaki edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bir hak iddiasını içermediği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı taraf davasında katkı payına dayanmadan, mal kaçırma kastının bulunduğu iddiasıyla muvazaa ../... -2- 2012/6100 2012/11638 nedeni ile Tapu İptali ve Tescili istenminde bulunduğundan, Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince İzmir 1....