Az yukarıdaki açıklamalar karşısında davalı ...’ın, ....’e yaptığı devrin katılma alacağını azaltma amacı ile yapıldığı gözetilerek Bilal’e ait tapu kaydının iptali ile yeniden Serkan adına tescili gerektiğine, dava konusu mesken edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken evlilik içinde edinildiğine, meskenin Bilal’e devredildiği 28.08.2007 tarihi ile 12.08.2008 boşanma dava tarihi arasında 11 ay 14 günlük süre bulunduğundan TMK.nun 229/1.maddesi gereğince ispat yükü üzerinde bulunan davalı ... tarafından aksi de ispat edilemediğine göre dava konusu meskenin tasfiye bakımından karşılıksız kazandırma sebebiyle eklenecek değer olduğu kabul edilerek yukarıda açıklanan ilkeler ışığında artık değerin belirlenerek davacının katılma alacağının hesaplanması, gerektiğinde bu hesaplamada konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile bu yönden de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır...
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davacı ..., 20.06.1974 doğumlu olarak ... ve ... çocuğu olarak 07.08.1974 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, ... ve ... 25.10.1973 tarihinde, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen ... ve ... 04.09.1972 tarihinde evlenmişlerdir. Davacının iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliği içerisinde doğmuş olacak dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacı, ana ve baba yönünden kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'nın kayden baba ve annesi görünen ... ve ... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; ... 09/11/2013 doğumlu olarak çocuğu olarak davalılar ... ve ... hanesine baba beyanı üzerine 13/11/2013 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen davacılar 20/10/2013 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK.nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacılar, ana ve baba yönünden ...'in kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacıların iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'...
Aile Mahkemesince; "Davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Bu nedenle görevsizlik nedeniyle davanın reddine" dair karar verilmiştir. Sakarya 5....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77)....
Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
S." olduğu halde, "Gülçin'in" evlilik dışı ilişkisinden "Burçin" dünyaya geldiğinden küçüğün, dedesi ve anneannesi olan Erdal ve G.. S..'in nüfusuna kayıt edildiğini ileri sürerek "B.. S..'in" anne adının "G. S." olarak düzeltilmesi ve evlilik dışı doğum olarak biyolojik anne hanesine tescil edilmesi isteminde bulunmuştur. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi; "G. S.'in, A. isimli kişi ile evlilik dışı ilişkisinden Burçin'in dünyaya geldiği tanık anlatımıyla belirlendiğinden, nüfus kaydının düzeltilebilmesi için öncelikle gerçek ana ve baba ile soybağının kurulması gerekeceğinden ve kaydın başka bir haneye taşınması sözkonusu olacağından davaya bakma görevinin aile mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. İstanbul 13....
Bodrum Kat No:6'da yer alan taşınmazı edindiklerini, taşınmazın aile konutu olduğunu buna karşın kendi bilgisi olmadan haksız ve hukuka aykırı olarak üçüncü kişiye devredildiğini duyduğunu, dava konusu taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir. 2.Davacı birleşen tapu iptali ve tescili davasının dava dilekçesinde; davalı ... ile evli iken ... Mah. 524. Sk. No:8/6 ... / Ankara adresinde birlikte yaşadıklarını, o taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, evlilik birliği devam ederken kendisine haber verilmeden ve rızası alınmadan taşınmaz ...'a devredildiğini, akabinde boşanma davası açıldığını, taşınmazın kötü niyetli olarak diğer davalı ...'a devredildiğini belirterek Ankara İli, ... İlçesi, ... Mah. 50945 ada, 6 parsel, 1. bodrum kat, 6 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....