Ancak; Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; Dava hatalı nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olmakla beraber sonucu itibariyle soybağını da yakından ilgilendirdiğinden, mahkemece ...'un annesinin ... ... olup olmadığının DNA araştırması yapılarak tespitinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı ve davalı beyanları ile tanık ifadeleri yeterli bulunarak davanın kabulü, Kabule göre de; 1- Davalı olarak gösterilen ...'ın gerçek adının ... olduğu 07.04.2010 tarihli tutanakta yazıldığı halde ... olarak yazılması ve gerekçeli karar ile temyiz dilekçesinin ... olarak tebliğ edilmesi, 2-Sadece ...'un ...'nin (...) oğlu olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, tespitle beraber ...'un ...'nin Zekeriya ile evlilik hanesine nakli ile tescili, 3- ... ile ...'un kararda T.C. Kimlik numaralarının yazılmamış olması, 4- Dosyada bulunan nüfus kaydından, açılan bu dava ile hukukları etkilenecek olan ...'...
köyündeki 10 ada 17 sayılı parselde kayıtlı olan taşınmazı 2009 yılında müvekkiline annesinin hibe ettiğini, ... köyündeki iki adet taşınmazı ise müvekkili ile eşinin birlikte aldıklarını, bu taşınmazların mal ortaklığı rejimine girdiğini müvekkiline annesinin bağışladığı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkil adına, diğer taşınmazların da davalı adına olan tapu kaydının 1/2 hissesinin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde tüm taşınmazların müvekkilinin emek ve kazancı ile alındığını, evlilik birliği içinde bu davanın açılamayacağını belirtmiştir. Asliye Hukuk Mahkemsinde yapılan yargılama sırasında ise davacı vekili 27/05/2016 tarihli celse de; tarafların ......
nın nüfus kaydında ... olan anne adının gerçek anneleri olan "..." olarak düzeltilip tescili istenilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılar ..., ...,..., ... ve ... ile ölü ...'nın davalı ...'dan oldukları halde babalarının resmi eşi ... üzerine kaydedildiklerini bildirerek adı geçen davalıların ... olan anne kaydının iptali ile annelerinin ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, anne kaydı düzeltilecek kişilerin evlilik birliği içinde doğdukları, dolayısı ile davanın soybağının tespiti niteliğinde olduğu ve aile mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsiz olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
ın 11.09.1983 tarihinde evlendiklerini, tarafların aralarındaki geçimsizlik nedeniyle ayrı yaşadıklarını ve boşanma davasının devam ettiğini açıklayarak tarafların evlilik birliği içinde ortak gelirleri ile alınan ve sonrasında üzerine ev yapılan 1033 parselin muvazaalı bir şekilde davacının kayınpederi olan diğer davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek sırasıyla; davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, davacının arsanın kendisine ait olduğu düşüncesi ile ev yaptığından TMK.nun 724.maddesi uyarınca uygun bir tazminat karşılığında davacı adına tescilini, sebepsiz zenginleşme nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.000 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesini, müşterek konut olduğundan davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini, tüm bu taleplerin reddi halinde de davacının eve yaptığı katkı belirlenerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., davalının evlilik vaadinde bulunması üzerine 5 numaralı bağımsız bölümü üçüncü kişiden davalı adına satın aldığını, ancak daha sonra davalının evi terk ettiğini ve boşandıklarını, davalının kendisini kandırdığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine kızı ... davaya devam etmiştir. Davalı, hile iddiasının doğru olmadığını, taşınmazın mihr olarak alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın davacının serbest iradesi ile davalı adına satın alındığı ve irade sakatlığının söz konusu olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
ın evlilik kaydının iptali ile kaydın bekar ve ölü olarak düzeltilmesi, evliliğin aynı hanedeki 1962 doğumlu ... nüfusuna tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfıs müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 04.03.1962 doğumlu ... ile ........1955 doğumlu ...'in aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının .... paragrafının .... satırındaki "..." sözcüğünden sonrasının metinden çıkarılarak onun yerine "....'ın evlenerek... İli ... İlçesi .......
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 tarihli ve 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere göre; davacı Yalçın ve eski eşi Nurten Güler'in 24/10/1994 tarihinde evlendikleri, evlilik devam ederken 11/11/1997 tarihinde ise davalı Umut'un doğduğu ve evlilik içi doğum olarak Yalçın ve Nurten'in çocuğu olarak nüfusa tescil edildiği, Yalçın ve Nurten'in 21/10/1999 tarihinde boşandıkları, bu şekilde evlilik içi doğan çocuğun babası ile soybağının TMK'nin 285. madde kapsamında kurulduğu, dolayısı ile nüfus kayıtlarının soybağına dair kanundan kaynaklanan karine gereği oluşturulduğu anlaşılmaktadır....
nin 2013/10186 E. ve 2013/28198 K. sayılı ilamında; "Davacılar; babaları Şeyho ile davalının annesi Kıymet arasında geçerli bir evlilik olmamasına karşılık Şeyo ile Kıymet'in nüfus kayıtlarında evli gözüktükleri ve davalının bu evlilik içinde doğmuş çocuk olarak kayıtlarda yer aldığı ileri sürülerek, evlilik kaydının iptali ile davalının muris Şeyho’nun çocuğu olmadığının belirlenerek nüfus kaydından silinmesini istemişlerdir. Dava 2.7.2010 tarihinde açılmıştır. Yargılama sırasında geçerli bir evlenmenin var olup olmadığı (TMK.md.141- 144) ve muris ile davalı arasında soybağı ilişkisinin bulunup bulunmadığının (TMK.md.282,285,286,291) tartışılması zorunluluğu vardır....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın tapu kaydının iptali ile tesciline ilişkin olduğu, taşınmazların evlilik birliği içinde alındığı ve bu haliyle taraflar arasındaki ihtilafın Aile Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi de, davacı taşınmazın alımında kişisel mallarını ullandığını belirtmiş olup, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığı, mal rejimi kapsamında bir hak iddiası içermediği ve mal rejimi tasfiyesine yönelik bir istekte bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Bozma ilamında belirtildiği üzere dava,küçük....gerçeğe aykırı olarak oluşturulan mevcut kaydının iptali ile gerçek annesinin kızlık hanesine tescili, ikinci talep ise gerçek babasının davacı ... olması nedeniyle davacı ... tarafından küçüğün tanınması istemine ilişkindir. Davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne hanesine kayıt istemi de yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Çocuğun gerçek baba üzerine kayıt istemi ise tanımadır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Hal böyle olunca.... mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile gerçek babasının hanesine kaydedilmesi davasında çocuk ile gerçek babası arasında soybağı kurulacaktır....