Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gibi ağır sözler söylediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların yeniden bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmenin mümkün olmadığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için 500,00.-TL, müvekkili için 1.000,00.-TL tedbir nafakasına, dava sonunda bu nafakaların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili için 25.000,00.-TL maddi, 50.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

Hukuk Dairesi'nin 2018/139 E 2019/1473 K sayılı 24/09/2019 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına dair hükmün kesinleştiğinin belirtildiği, iş bu dosyada önceki boşanma hükmü ile bağlı kalındığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eşin ağır kusurlu görüldüğü, davalı eşin tam kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği, davacının çeyiz eşyalarının varlığını, kendisi tarafından alındığını ve bu eşyaların davalıda kaldığını ispatlayamadığı" gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, Yozgat Aile Mahkemesi'nin 2013/331 E 2014/259 K sayılı 26/05/2014 tarihli kararı ile davacı lehine hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 200,00 TL arttırılarak aylık 600,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesi akabinde yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata ve davacının çeyiz eşyalarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir...

Karşı dava açısından ise, davalı-karşı davacı kadının eşinin geçirdiği psikolojik rahatsızlığında kendisine destek olup iyileşmesine yardımcı olmak yerine eşini uyuşturucu kullanmakla itham ederek çocuklarıyla birlikte müşterek konutu gibi haklı bir neden (şiddet, tehdit veya hakaret gibi) olmaksızın terk ettiği ve bu şekilde evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği davalı-karşı davacı tanıklarının benzer beyanlarından anlaşılmakla, davalı-karşı davacının tam kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamı davalı-karşı davacı kocadan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından koca tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir. Davacı erkeğin davalı kadına "ruh hastası, beni çekemiyor, beni kıskanıyor" şeklinde hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakla; kadının kişilik hakkı saldırıya uğramıştır....

kutsal amacını hedef almadığını, evlilik sözleşmesinin karşılıklı sevgi ve saygıya dayandığını, oysa davacının maddi menfaatler için bu evliliği gerçekleştirdiğini, davacı ve kızının müvekkiline karşı her türlü kaba ve saygısızca tehdit ve hakarette bulunduklarını, aile birliği demek müşterek yaşama ve devamlı ortaklık olduğunu, hatta bu evliliğin kadın ve kocaya karşılıklı görevlerin en başında geldiğini, davacı eşin müvekkiline karşı, müteaddit kereler hakarette bulunarak ve ağır rencide edici sözlerle kırdığını belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini, karşı dava dilekçesi olarak; karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin beyanıyla davacı asile karşı davalı taraf müvekkiline karşı defalarca ağır hakaret, onur kırıcı kaba sözler söylediğini belirterek, tarafların boşanmalarına, karşı davacı müvekkilinin; evlilik birliğinin bozulmasından tam kusurlu olan karşı davalı eşinden uğradığı ağır ve manevi zarar nedeniyle 50.000.00....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-karşı davacı vekili; kabul edilen asıl dava ve kendisinin maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kaldırılması istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, boşanmanın ferileri ile ziynet alacağına, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Davalı-karşı davacının asıl boşanma davası ve fer'ileri ile maddi ve manevi tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Mahkeme, süresinde ve usulüne uygun şekilde ileri sürülen tüm talepler ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vererek, bu konulardaki uyuşmazlığı sona erdirmelidir....

eşin ne de ailesinin davacıyı arayıp sorduğunu belirterek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 15.000 TL'şer maddi ve manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesine, 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, her biri 22 gr olmak üzere 10 adet ikili başak bilezik, 1 adek 32 gr dan üçlü Adana Burma bilezik ile bir adet Trabzon Set Takımının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Tüm dosya kapsamından davalının ağır kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamı taraflardan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Dosya arasına celbedilen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağına göre tarafların her ikisinin de düzenli bir işte çalıştıkları ve birbirlerine yakın gelirlerinin bulunduğu dikkate alındığında davacı kadının düzenli bir işi ve geliri bulunduğundan boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği kanaatine varıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce az kusurlu bulunan davacının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiğinden TMK.174/1 maddesi gereğince, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile evlilik süresi dikkate alınarak davacı lehine 20.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir....

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Somut olayda; Davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olduğu akıl hastalığına yönelik dava bulunmadığı bu nedenle mahkemenin ret kararı isabetlidir....

Diğer tarafın davası akıl hastalığına değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m.166/1) dayanmaktadır. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle kadına kusur yüklenemez. Böyle olunca da, kadının da kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden" sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde davacı-karşı davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ne var ki, kadının davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyizin şümulü dışında bırakılarak kesinleşmiş, kocanın boşanma davasındaki boşanma talebinin esası bu sebeple konusuz kalmıştır....

    UYAP Entegrasyonu