İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın, davanın reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece dava reddedilmiş ise de; kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanı ile ispatlanan kocanın kadına sadece 50,00TL para vermesi ve ihtiyaçlarını karşılamaması şeklinde ekonomik şiddet kusurunun kocaya kusur olarak yüklenmesi gerekmiştir. Bu durumda kararın kusura yönelik gerekçesinin "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadına yeterince para vermemesi ve ihtiyaçlarını karşılamaması nedeniyle kocanın tam kusurlu olduğu " şeklinde düzeltilmesi gerekmiştir. 2- Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kocanın tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....
Davacı dava dilekçesinde zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası açmış, Mahkemece, davanın yalnızca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı olduğu şeklinde hukuki nitelendirme yapılmış ve deliller bu çerçevede değerlendirilerek karar verilmiştir. Hal bu ki Mahkemece, davanın öncelikle zina nedeniyle özel boşanma sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava olması nedeniyle öncelikle zina nedenli dava yönünden değerlendirme yapılması, olmadığı takdirde terditli evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2....
kutsal amacını hedef almadığını, evlilik sözleşmesinin karşılıklı sevgi ve saygıya dayandığını, oysa davacının maddi menfaatler için bu evliliği gerçekleştirdiğini, davacı ve kızının müvekkiline karşı her türlü kaba ve saygısızca tehdit ve hakarette bulunduklarını, aile birliği demek müşterek yaşama ve devamlı ortaklık olduğunu, hatta bu evliliğin kadın ve kocaya karşılıklı görevlerin en başında geldiğini, davacı eşin müvekkiline karşı, müteaddit kereler hakarette bulunarak ve ağır rencide edici sözlerle kırdığını belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini, karşı dava dilekçesi olarak; karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin beyanıyla davacı asile karşı davalı taraf müvekkiline karşı defalarca ağır hakaret, onur kırıcı kaba sözler söylediğini belirterek, tarafların boşanmalarına, karşı davacı müvekkilinin; evlilik birliğinin bozulmasından tam kusurlu olan karşı davalı eşinden uğradığı ağır ve manevi zarar nedeniyle 50.000.00....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir. Davacı erkeğin davalı kadına "ruh hastası, beni çekemiyor, beni kıskanıyor" şeklinde hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakla; kadının kişilik hakkı saldırıya uğramıştır....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
Dava, davacılardan Faysal ile davalının evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle davalıya bağışlanan ve çeyiz senedine bağlanan eşyaların bağışından rücu edilmesi istemiyle açılmıştır. Davacıların dava açma tarihi boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren Borçlar Kanununun 246/1 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup, bu nedenle Mahkemece esasa girilip deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren hak düşürücü sürenin başlayacağından bahisle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 17.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
eşin ne de ailesinin davacıyı arayıp sorduğunu belirterek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 15.000 TL'şer maddi ve manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesine, 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, her biri 22 gr olmak üzere 10 adet ikili başak bilezik, 1 adek 32 gr dan üçlü Adana Burma bilezik ile bir adet Trabzon Set Takımının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi ve akabinde de istinaftan feragat edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde, evlilik birliğinin davalı-davacının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep etmiştir. II....
Maddenin bir ve ikinci fıkraları, esasen evlilik birliğinin sarsılması ilkesine dayalı olup, birliğin sarsılıp sarsılmadığı hususunda karar vermeye yetkili hâkimin ise tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda gerçekleştirdikleri kusurlu davranışları uyarınca bir karar vermesi gerekliliği nedeniyle; kusur ve evlilik birliğinin sarsılması ilkelerinin her ikisinin de varlığını kapsamaktadır. Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. 15....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, taraflarca açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda, davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu kabul edilerek her iki davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....