Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı dava hakkı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 166/1. maddesinde: "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." şeklinde düzenlenmiş, yine aynı maddenin devamında: “Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” ifadelerine yer verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında, gerçekleşen maddi olayla evlilik birliğinin sarsılmış olduğu ve bu maddi olaya rağmen ortak yaşamın çekilmez hale geldiğinin iddia ve ispat edilmesi öncelikli koşuldur....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 21/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı eş tarafından terk edildiği tanık anlatımları ve sair bütün deliller ile ispatlandığını, müvekkilinin evlilik birliğinin, ortak yaşamın ve aile kavramının bulunmadığı bir birlikteliğe zorlamak insan hakları ile de bağdaşmadığını, evliliğin müvekkilimiz adına külfete dönüştüğünü, davalı eş için ise evli olup olmamanın bir önemi dahi bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının açıkça ortada olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

Diğer bir anlatımla, eşlerin birlikte yaşamayı reddetmeleri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüğün ihlali olup boşanma sebebi oluşturur (KILIÇOĞLU, Ahmet M. : Aile Hukuku, Ankara 2016, s.138). Dairemizin içtihatlarına göre, bir boşanma davasında eşlerin ileri sürdüğü “birlik görevlerini yerine getirmeme”, eş veya çocukla yeterince ilgilenmeme”, “birlikte yaşamaktan kaçınma”, “haklı neden olmadığı halde yatakları ayırma” gibi evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali niteliğindeki olguların kanıtlanması durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilip boşanmaya karar verilirken, çok uzun süre ayrı yaşayan ve bu nedenle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmeyen eşlerin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, Türk Medeni Kanununun benimsediği boşanma hukuku ilkelerine uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir....

    Ağır Ceza Mahkemesinde nitelikli cinsel saldırı suçundan 2019/109 Esas sayılı dosyası ile yargılamasının devam ettiği anlaşılarak ve davalının davacıdan evlendikten sonra hastaneden kız olup olmadığına dair rapor aldırılmasını istemesinin bir tür psikolojik şiddet olması dikkate alınarak tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu anlaşılmış olup; evliliğin temelinden sarsılmasında davacının boşanma davasını açması yerinde görülmüştür. Taraflar eşit kusurlu olarak nitelendirilmiş olsalar maddi, manevi tazminata hükmedilemeyecek idiyse de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında gerekçemizde açıklandığı üzere davalı/ karşı davacının daha az kusuru bulunduğu kanaatine varıldığından maddi, manevi tazminat talebi uygun görülmüştür....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/643 KARAR NO : 2022/626 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TRABZON 2.AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2021/356 ESAS - 2022/69 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA (KİŞİSEL ALACAK DAVASI TEFRİK EDİLDİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı 2011 yılında evlendiklerini ve bu evliliklerinden çocuklarının bulunmadığını, davalının evlilik birliğinin başından bu yana sorumsuz tutumları, ilgisiz tavırları müvekkilinin şahsına ve ailesine karşı saygısız ve hakarete varan söz ve davranışlarda bulunduğunu, davalının müvekkilinin ailesine karşı olan soğuk, ilgisiz, samimiyetten uzak ve saygısız...

    Sözü edilen dava, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını kabule yeterli delil ve olgu bulunmadığı gerekçesiyle değil; “davalının akıl hastası olduğu, bu sebeple davranışlarının iradi olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir. Başka bir ifade ile, o davada; boşanma talebinin dayandırıldığı vakıalar incelenmemiş, sübut bulup bulmadığı ve bunların evlilik birliğini çekilmez hale getirip getirmediği yönünde bir yargıya varılmamıştır. Yargı, doğrudan “akıl hastası olan davalının davranışlarının iradi olmadığına” dayandırılmıştır. Dolayısıyla ortada dava sebepleri bakımından tarafları bağlayıcı nitelikte kesin bir yargı yoktur. O karar, davalının davranışlarının iradi olmadığına olsa olsa kesin delil teşkil edebilir. Davranışın iradi olup olmaması ise, kusura dayalı sorumluluk bakımından önem taşır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olayların mutlaka kusura dayanması zorunluluğu bulunmamaktadır....

      Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." Davacı kadın, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2019/415 ESAS 2020/235 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli) KARAR : Van 1.Aile Mahkemesinin 2019/415 Esas-2020/235 Karar sayılı dava dosyasında verilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemli davanın kabulüne dair karara karşı, davalı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 22/11/2012 tarihinden beri evli olup, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, tarafların severek evlenmelerine rağmen, evlendikten kısa süre sonra aralarında fikren ve ruhen anlaşamamalarından dolayı geçimsizlik başladığını, bu duruma davalının kusurlu hareketleri eklenince evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve tarafların uzun süredir ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin...

      Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. 1- 6100 sayılı HMK’nın "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1. maddesinin (c) bendinde; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" ile aynı maddenin 2. fıkrasında "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesi yer almaktadır....

      şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, Ali Aydın isimli kişiden de şikâyetçi olduğunu, buna ilişkin evrakların Trabzon Polis Karakolunda olduğunu, jandarmanın evlerine baskını sonucunda eşinin evin çatısında uyuşturucu yetiştirdiğini öğrendiğini, eşinin bu tip davranışları nedeniyle çocuklarının olumsuz etkilendiğini, bu durumlar yüzünden komşuları ile aralarının bozulduğunu, belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle davalı T3 ile boşanmalarına, müşterek çocukları Mehmet Akif'in velayetinin tarafına verilmesine, ortak konut olan Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Pelitli mahallesi, ada no:0, Parsel no:14'te kayıtlı ortak konut üzerine, 34 XX 722 plakalı araç üzerine satışı engellemek ve mal kaçırmasını önlemek amacıyla tedbir şerhi konulmasına, davalının T3'ın bütün bu kusurlu davranışları nedeniyle kendisini madden uğrattığı zararın tazmini için 50.000,00.-TL maddi, kusurlu davranışları nedeniyle kendisini manevi olarak yıpratması nedeniyle de 50.000,00....

      UYAP Entegrasyonu